Temmuz 2017’de İsviçre’nin Crans-Montana kasabasında Kıbrıs sorununun çözümü amacıyla toplanan zirve başarısızlıkla sonuçlandı.
50 yıldır çözüm için müzakere eden Kıbrıslılar bir kere daha başarısız oldular. Kıbrıslıların hevesleri kursaklarında kaldı, çözüm hayalleri bir kere daha yıkıldı. Çözüm umutları da bir başka bahara kaldı.
Crans Montana zirvesini kurtarmak için son dakika BM Genel sekreteri Guterres New York’tan gelerek zirveye katıldı. Guterres bir ara formül olarak temsilcisi Eide aracılığıyla 30 Haziran gecesi masaya “Guterres Çerçevesi” olarak anılan bir çözüm çerçevbesi koydu.
Buna rağmen müzakere sürecini kurtaramadı. Zaten sorunun çözülmesini istemeyen, hem Rum tarafındaki, hem de Türk tarafındaki çözümsüzlük lobisi önceden kararını vermiş süreci uzatmaya çalışıyordu. Rum lider Anastasiadis Guterres çerçevesi ile sıkışınca masadan kalkmakta sakınca görmeyerek süreci sonlandırdı.
Akıncı zirveye giderken “bu sondur, ya biter ya da biter” diyerek gemileri yakmıştı. Akıncı’nın bu yanlışı pahalıya mal oldu. Şimdi müzakerelere yeniden başlanamamasının bir nedeni de budur.
Kıbrıs’ta nasıl bir çözüm istiyoruz?
1977 Denktaş Makarios ve 1979 Denktaş Kiprianu doruk anlaşmalarından bu yana çizilen çerveve “İki bölgeli, iki toplumlu, toplumların siyasi eşitliğine dayalı bir federasyon” idi. Bu çerçeve BM tarafından da uygun bulunmuş ve 1977’den bu yana biriktirilen bütün BM muktesebatında bu çözüm çerçevesi esas alınmıştır.
30 Haziran 2017 akşam saatlerinde taraflara sunulan “Guterres Çerçevesi” de Kıbrıs sorununa federal bir çözüm bulunmasını hedeflemektedir.
BM Genel Sekreteri Guterres Crans Montana zirvesinden sonra taraflara kendi adını taşıyan bu çerçeveyi işaret ederek “bu çerçevede bir çözüme hazır olduğunuz zaman bana haber verin hemen müzakereleri hemen başlatırım” diyerek New York’a dönmüştü.
Taraflar bu cevabı vermeyince de yaklaşık bir yıl sonra bölgeye özel temsilcisi Lute’u göndererek yoklama yaptırdı. Bu arada Eylül 2018’de liderlerle New York’ta ayrı ayrı görüşerek kendi de yoklama yaptı.
Bu arada New York’ta Anastasiadis ile Çavuşoğlu da görüştü. Akıncı ile görüşmeyen Anastasiadis Çavuşoğlu ile 1.5 saat görüştü. Bu görüşmeden sonra da herşey değişti. Görüşmede Anastasiadis “Gevşek Federasyon” Çavuşoğlu da “iki devletli çözüm” formülünü gündeme getirdi.
Bu 1977’den bu yana tarafların üzerinde uzlaştığı zeminin değişmesi demekti. Bu da sorunun çözümünün bir 50 yıl daha sürüncemede kalması demekti.
Anastasiadis ile Çavuşoğlu görüşmesi federal temelde bir çözüme varmak için çizilen “Guterres çerçevesi”nden kurtulmak için anlaşmış oldular.
Guterres BM Güvenlik Konseyi’ne sunduğu raporda “önümüzdeki günlerde özel temsilcim Lute’u yeniden bölgeye göndereceğim” demişti. Lute bu amaçla 4-5 Aralık’ta bölgeye gelecekti. Dün Lute’un ziyaretinin ileri bir tarihe ertelendiği açıklandı.
Neden gelsin? Geldiğinde ne yapacak?
Yeni bir çözüm çerçevesi çizmek için 5-10 yıl görüşülecek, çerçeve belli olduktan sonra da içini doldurmak ve pürüzleri ortadan kaldırmak için bir 50 yıl daha müzakere edilecek.
Sonra da bir başka İsviçre kasabasında yine son perde oynanacak ve hade sil baştan denilecek.
Biz bu filmi çok gördük. Artık neredeyse ezberledik.
Yaşasın Statüko.
Herkes kendi statükosundan memnundur. Kimse kolay kolay bu statükonun değişmesine razı olmaz. Dahası izin da vermez.
Kıbrıs sorunu uluslararası bir sorundur. BM, AB, Nato gibi uluslararası örgütler ve garantör ülkeler Türkiye, Yunanistan ve İngiltere doğrudan taraftır. Büyük güçler ABD ve Rusya ile AB’nin önde gelen ülkeleri Almanya ve Fransa taraftır.
Bunların hepsi de statükonun değişmemesi için, değişecekse de kendi çıkarları doğrultusunda değişmesi için çabalamaktadır.
Kıbrıslıların işi zor hem de çok zor.