Emekli maaşlarından vergi alınacaktı.
“Yok öyle bir çalışma” denmesine rağmen.
Ne oldu?
Bu düzenleme Anayasa Mahkemesi’nden geri döndü.
O günlerde herkes, bu kararı alkışladı…
Bir haksızlığın önüne geçilmişti.
* * *
Aynı Anayasa Mahkemesi, bir “yasa”yı daha geri çevirdi:
Sağlık Yasası.
Çünkü “kamuda ikinci iş” yasaktı ve Sağlık Yasası, hekimler için bu anlamda bir “ayrıcalık” öngörüyordu.
Peki ne oldu sonrasında acaba?
* * *
Anayasa Mahkemesi’nin kararına yönelik ne bir değişiklik var, ne de denetim.
Şimdi yeni bir yasa taslağını hazırlandığını işitiyoruz.
Ancak yine bir “karmaşa” var ortada, yine bir “dağınıklık”…
Ve sağlıktaki “sistemsizlik”, bu “çıkar çatışmaları” arasında yurttaşı da bezdiriyor, hekimi de…
Sağlık böyle de diğer alanlarda durum farklı mı?
Daire müdürlerinin “ikinci iş” yaptığı bir gerçeklik var karşımızda ve gelecekte, “iş, istihdam” imkanı görmeyen on binlerce umutsuz genç…
Bu ülkede “vicdan” kalmadı bir yana, “hukuk”a da aldırış eden yok artık!..
“Durdurma!..”
Toprak Ürünleri Kurumu’nda memur olarak çalışırken, işine son verilen insanlar var.
Niçin?
“Hükümetteki” partiye sempati duymuyorlar diye.
Geçenlerde tam da nişan olduğu gün “partizanca” kapı önüne konan gencin dramını okudum.
Bir de belge var sayfada, “işten durdurulma kağıdı”…
Dikkatli baktığınız zaman çok önemli bir ayrıntı gözden kaçmıyor.
“İşten Ayrılma Sebebi” diye bir bölüm var, Çalışma Bakanlığı’nın orijinal belgesinde.
“İşten Ayrılma Sebebi: Durdurma…”
Evet, tam da böyle yazıyor, “Durdurma…”
Ne “iş azlığı”, ne “disiplinsizlik”, ne de bir başka gerekçe…
“İşten Ayrılma Sebebi: Durdurma!..”
* * *
“Bizim partiden değil”in kod adı mı acaba?
Eğer süreç çökerse?
Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik süreç koparsa!..
Yani müzakereler kesilirse…
Kıbrıslı Türk liderliği, bu süreci ileriye taşıyamadığı için hiç mi sorumluluk hissetmiyor acaba?
Her gün, sürecin “çökeceğini” söylüyorlar da kendi sorumluluklarını dile getirmiyorlar nedense.
İlla ki suçlu, öteki.
Hep, öteki.
Peki ama sizin topluma verdiğiniz sözler.
- “Bu süreç çökerse, bize de istifa etmek düşer” denmesi gerekmez mi?
Sadece!
Eğitim Bakanı Kemal Dürüst dedi ki, “İlahiyat sadece Haspolat”ta!..
Elbette!..
“Seçim bölgen” Güzelyurt’ta olacak değildi sonuçta!..
Yağmur yağınca…
…………..
Burada yağmur yağıyor ama sen
Şemsiyeni almadan gel yine de
Özletiyor bu çılgın sağanak seni
Sırılsıklam özletiyor biliyor musun
Ahmet Telli