Kendi uçurumlarında bir güneş…
Eskitiyor hala kendini
Lefkoşam…
Çoktandır işgal edilmiş bu kent
Yüreğimde
Anılar avuçlarımda cam kırıkları
Ellerim kan gölü…
Yaralı bir kuş yüreğimde…
Ki, kırık kanadı, Giyom Tel’in yorgun hatası
Tüm bakışlarında kadınların…
Ki, her kadın, kendi doğumunu hazırlıyor
Ölü çocuğuna, kendi ateşini yakarak…
***
Hayır görmedim, geçmedim değil
Çok dolaştım çok yoruldum…
Yüreğim çok düşündürür çirkinliklerinizi
Ve gözlerime yarasa karanlıklarınızı…
***
Hangi ellerimle taşıdım bunca odunu
Hangi ellerimle ateşledim ki…
***
Ben ne zaman tanıdım
Ve ne zaman sattım sizi…
Gelinliğimden analığımdan, kadınlığımdan
Yaşayamadıklarımı…
***
Bir dinleyip deneseniz
Ne ağır bir yenilgiydi bu anlarsınız…
***
Ateş türküleri utandırmıyor mu
Hala sizi…
N.Cahit
BİR MAVİYE AĞLAMAK…
Tuttu budalaca bir şey yaptı
Tüm Akdeniz’i gönderdi ona
Sonra da imzasını attı uzun bir yalnızlığa
Ve kendi sürgününe…
***
Oysa, hele de akşamüstleri denizsiz çekilmiyordu Lefkoşa
Bunu biliyor… Biliyordu da…
Yine de kalkıp tüm Akdeniz’i
Yine de ona gönderiyordu.
***
Mevsimlerden neydi takvimlerde
Farkında bile değildi… Gözlerine kar yağıyordu
Sonra, birer martı kanadı olup
Yüreklere dönüşüyordu da
Mavi mavi terliyordu… Uykularında…
***
Evet, budalaca bir şeydi yaptığı
Tüm Akdeniz’i ona göndermek yani…
Tüm martılarını, tuzunu ve maviliğini
Göndermek…
Lefkoşa’yı denizsiz bırakmak yani…
***
Olsa olsa bir maviye susmak…
Ve de ağlamaktı…
Bir maviye…
İşte o kadardı
Ve o da öyle yaptı…
Neriman CAHİT