Ankara’dan gaz aldık mutluyuz!

Serhat İncirli

Ankara’da heyetlerimiz bir araya geldi!

İlk bakışta, “bunlar her bir kaç ayda bir toplanıp, bizi olmayacak, yapılmayacak, yapılamayacak işlerle kandırıyorlar, yani bir çeşit gaz verip, devam ediyorlar” izlenimi söz konusu!

Sizce de öyle değil mi?

20’nci kez Lefkoşa’ya 500 yataklı hastane sözü işitmenin bırakın bıkkınlık vermeyi, utanç verdiği inancındayım!

Girne’de ihale rezaleti sonrası yine bitmeyecek gibi duran hastaneyi geçtim, “Güzelyurt Hastanesi’ni de bitireceğiz” sözü, anamıza, yedi gabilemize küfür gibi geliyor!

Üstüne bir de “KKTC sonsuza dek” cilasını da çekiyorlar ya, tüm inandırıcılık gaza karışıyor!

-*-*-

Ünal Üstel başbakanımızı dinledim...

Ankara’da...

Ben Ankara’da değilim, başbakanımız Ankara’da...

Yanlış anlaşılmasın...

-*-*-

Görüntülere ve fotoğraflara baktıktan sonra, Elye ve Gaziveran ağzı ile söyleyecek olursak, “Vallahi Ünal abi Londra’dan bayağı fresh döndü” yorumunu yapmamız lazım...

Londra yaradı!

-*-*-

Türkiye Cumhurbaşkanı Yardımcısı ile görüşüldü falan... Heyetler toplandı filan...

Ve basının karşısına geçildi vesselam...

-*-*-

Ünal abi dedi ki, “Yeni Ercan 20 Temmuz 2023’e kadar bitecek!”...

Nasıl ve ne şekilde biteceğini açıklamadı!

Onay imzalarından söz etmedi!

Elektrikteki büyük sıkıntı kimseyi ilgilendirmez mi?

Hiç bahsetmedi!

“O gün için açılırmış gibi yapılacak ama sonra yeniden kapanacak, hazır değil, ciddi sıkıntılar var” demesini herhalde beklemiyordunuz!

-*-*-

Peki başka neler söyledi?

Gelin birlikte bakalım...

"İnanıyorum ki; yeni havalimanımız, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin en önemli ekonomik ayakları olan hem turizm hem de üniversite sektörümüze ciddi şekilde ivme katacak ve kendi potansiyellerini katlayarak geliştirmelerine imkân sağlayacaktır” dedi…

Ben inanmıyorum…

Siz?

-*-*-

Kıbrıs’ta siyasi bir çözüm olmaz ve bu havaalanına uluslararası anlamda mutlak kabul sağlanmazsa, şu andaki Ercan’dan hiç bir farkı olmayacak!

“Doğu Akdeniz’in en modern havalimanlarından biri haline gelecek olan Yeni Ercan Havalimanı aynı zamanda KKTC’nin dünya ile kucaklaşmaya ne kadar hazır olduğunun da en önemli işaretlerinden birsi haline gelecektir" dedi; kesinlikle salladı!

-*-*-

Ünal abi dedi ki, “hükümet 3 sene daha görevdedir…”

Yani normal görev süresini tamamlayacak…

İnandırıcı gelmedi…

Alışık değiliz buna!

“Alışmamış dötte don durmaz” atasözünden yola çıkacak olursak, “alışmamış KKTC’de bu hükümet gitmez” diyebiliriz…

-*-*-

Ama, az sonra yazacağım vaatleri bir bir gerçekleşirse ki bu – geçmişteki tecrübeye bağlı olarak imkansızdır; o zaman derim ki “Yaşasın UBP – DP – YDP koalisyonu ve yaşasın hükümet!”

-*-*-

Verdiği sözler ya da Türkiye ile birlikte yağacağız dedikleri gerçekten 3 yıl içinde olacakmış gibi görünürse, “kesinlikle bu hükümetin, devamından yanayım, hatta ömür boyu orada oturmaları için savaşırım”!

Ancak mümkün değil!

Gerçekler ortada!

Ve o gerçekler ne yazık ki bayağı acı!

Battık, iflas ettik, döviz ebemizle tingiri mingiri, efendiler bizimle resmen maytap geçiyor!

-*-*-

Mağusa’daki 112 Acil Servis Binasını bile bunca senedir bitiremeyen hükümet, şu anda üç hastane inşaatından bahsediyor ki Güzelyurt iflas; Girne baddos! Lefkoşa’ya 500 yataklı olan ise “hayal”!

-*-*-

Üstel başbakanımız diyor ki, “Yarım kalan tüm yol projeleri, yeni okullar, okullarımızın depreme dayanıklı hale getirilmesi, Lefkoşa’ya 500 yataklı hastane, Girne Hastanesi ve Güzelyurt Hastaneleri, Pamuklu’ya bir sağlık merkezi, Lapta’ya bir sağlık merkezi, Maraş Sosyal Konutları, sosyal konut yapımı tamamlanacak”…

Yani 31 yıldır söz verip yapamadıklarımızı 3 yılda yapacağız gibi bir şey!

Lütfen rakama takılmayalım!

-*-*-

Bu arada sadece bunlar mı?

Hayır!

Ünal başbakanımız dedi ki; “… halkımızı enflasyona ezdirmeden, onların refah seviyelerini korumak için her türlü katkıyı yapacağız… İlk evim konut kredileri gibi gençlere yönelik desteklerimizi de adaya döner dönmez başlatıyoruz… Özel sektöre, sanayiye, tarıma ve hayvancılığa sağlanacak hibe ve kredi destekleri konusunda da Anavatanımızdan ciddi bir destek sağlamış durumdayız"…

Bu kesiş, öyle bir kesiştir ki; bu traş öyle bir traştır ki; 20 sene ülkedeki tüm erkeklerin sakal traşına, kadınların da ağdaya ihtiyacı olmayacak!

İyi ki bu sözü de vermedi!

-*-*-

3 yılcık!

3 yıl içinde bunların hepsi tamamlanacak!

-*-*-

Ve dedi ki Ünal abi, “tüm bunların olmasını istiyorsak, istikrar lazım… İstikrar sürecek ve korunacak… Öyle ikide bir erken seçim, hükümet düştüydü, bakan değiştiydi falan yok…”

Ya da ben öyle anladım!

İstikrar bu demek değil mi?

“Ünal abi başbakan, istikrar sağlam!”...

-*-*-

Yani Tufan Erhürman hocam erken seçim falan beklemesin, UBP’de sıraya girmiş olanlar da bakanlığı unutsun!

Siz de öyle anlamadınız mı?

-*-*-

Başbakanımız Üstel, iki devletli çözüm vizyonuna da hükümet olarak tam destek vermeye devam ettiklerini belirtti…

Ve dedi ki, "Uluslararası alandan Anavatan Türkiye’nin de büyük desteği ile tıpkı diğer devletler gibi devletimizin hak ettiği şekilde, dünyadaki yerini alabilmesi için canla başla çalışıyoruz.”

Bu söylediği doğru değildir!

Canla başla çalışılmadığı apaçıktır kaldı ki çalışılamadığı da uluslararası bir gerçektir!

-*-*-

Ve dedi ki, “Gerek Türk Cumhuriyetleri ile gerek İslam devletleri ile gerekse Avrupa ülkeleri ile ilişkilerimizi geliştirmeye devam ediyoruz. İnanıyorum ki, ortaya koyduğumuz bu çaba karşılığını verecek ve KKTC devleti ve halkı olarak dünyada hak ettiğimiz yeri alacağız"”

Bu söylediği kusura bakmasın ama direkt yalandır!

Türki olanları geçtim, hangi İslam devleti veya hangi Avrupa ülkesi ile ilişki geliştirdiklerini örneklesin, kendisinden özür diler, her gün gider başbakanlığın önünü süpürürüm!

Hem de bu sıcakta!

Tek bir Avrupa ülkesi adı versin yeter!

-*-*-

Haliyle kesinlikle yalan veya uydurma maksatlı sözleri nedeniyle, tüm vaatleri de inandırıcılığını yitirmektedir!

-*-*-

Ve şunu eklemek istiyorum; Kıbrıs sorunu ile ilgili, “İslam ülkeleri ve diğerleri bizi tanısın diye çabalıyoruz” gibi olmayan iddialarla gelmeseydi, belki ötekiler daha inandırıcı olabilirdi!

-*-*-

Hatta diyorum ki; “Ünal abi, bırak Kıbrıs meselesini; yukarıda saydıklarını yapmaya başladığınıza dair iki işaret göreyim, vallahi da billahi da size oy veririm!”

-*-*-

Ama çok rahatım be abi!

Çok rahat!

Saydıklarının hepsi hayal ürünü!

Tecrübeyle sabittir ki, son yıllarda bunları hep işitmekten ve bir tekinin dahi gerçekleşmemesinden dolayı “rahatız”...

“Söz verdiydim, bu yüzden sana oy vermek zorundayım” gibi bir sıkıntım olmayacak!

Ünal başbakanımız Londra’dan Ankara’ya, Amerikalı müzik grubu Kool & the Gang’ın 1984 model şarkısında söylediği gibi döndü: He's fresh, he's so fresh, He's so fresh / He's so fresh / He's so fresh… Ve bir anda üç hastanemiz, bir o kadar da sağlık ocağımızın yapılacağı sözünü verdi… Fresh olmak! Gençleşmek… Veya “taze” diyebiliriz… Ama bence, bir Kıbrıslı deyişiyle, “Başbakan bize tazeledi”… Söyledikleri o kadar imkansız ki, gerçekten tümü “tazeleme” gibi geliyor… Tazeleme ne midir? Küfür canlarım benim, küfür! Sövdü bize de diyebiliriz yani!