Sevgül ULUDAĞ
Dün Kıbrıs’ta bir “ilk” yaşandı ve Slovakya Büyükelçiliği’nin ev sahipliğinde 1989’dan bu yana her ay düzenli olarak ortak toplantılar yapmakta olan iki toplumdan siyasi partiler, Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum “kayıplar”ın birlikte gömülmüş olduğu tek yer olan Atalassa’daki toplu mezarları ziyaret ederek iki topluma çağrıda bulundular…
İki toplumdan kamuoyuna seslendikleri ortak açıklamada siyasi partiler, “Bilenler konuşsun, kayıpların gömü yerleri bulunsun, ailelerin acıları dindirilsin” dediler ve Kıbrıs’taki savaş kurbanları anısına ortak bir barış anıtı yaptırmanın artık zamanının geldiğini belirttiler.
Kıbrıs’ın kuzeyinden CTP, TDP, YKP, BKP ve KSP ile Kıbrıs’ın güneyinden AKEL ve EDİ’den temsilcilerin katıldığı etkinlikte, İki Toplumlu Kayıp Yakınları ve Katliam Kurbanları örgütü “BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ”den Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum kayıp yakınları da hazır bulundu.
Kallis sunum yaptı, çağrıda bulundu…
Etkinlik, Slovakya Büyükelçisi Jan Skoda’nın kısa konuşmasıyla, Atalassa’daki Lefkoşa Genel Hastanesi basın salonunda başladı.
1974’te Türk savaş uçakları bombardımanında Atalassa Psikiyatri Hastanesi’nde bulunan yaklaşık 32 kişi öldürülmüştü ve bunlardan üçü de Kıbrıslı Türk hastalardı. Hastane koğuşlarının bombalanması sonucu ölen ve bomba kraterlerine gömülen Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum hastalar, hiçbir zaman “kayıplar” listesine konmamış olduğu için, Atalassa’daki kazı çalışmalarını Kayıplar Komitesi değil, Kıbrıs Cumhuriyeti İnsani İşler Komiserliği yürütmüştü.
Komiser Fotis Fotiu’nun bir yardımcısı, Fotiu’nun mesajını okudu. Fotiu, siyasi partilere mesajında Kayıplar Komitesi’nin üyelerin üzerinde anlaşmış olduğu “Kayıplar Listesi”ni referans alarak çalışma yaptığını ancak çeşitli gerekçelerle Kayıplar Listesi’ne konmamış olan yüzlerce Kıbrıslı Rum’un yanı sıra Kıbrıslı Türkler’in de bulunduğunu, bu ailelerin de tıpkı “kayıp” aileleri gibi aynı haklara ve aynı ihtiyaçlara sahip olduğunu, onlar da sevdiklerinden geride kalanları bulmak ve onları uygun biçimde defnetmek istediklerini söyledi. Fotiu, “Kayıplar Komitesi’ndeki sınırlamalar nedeniyle, bu aileler benim ofisimden sevdiklerinin gömü yerlerinin bulunması için istekte bulunuyorlar. Bu istekler yalnızca Kıbrıslı Rum ailelerden değil, Kıbrıslı Türk ailelerden de geliyor. Bizim ofisimizin bu konuda her zaman pozitif bir pozisyonu vardır ve bu ailelerin ihtiyaçlarına cevap vermek için elimizden geleni yapmaktayız. İster Kıbrıslı Rum, ister Kıbrıslı Türk olunuz, hissettiğiniz acı aynıdır. İnsani insiyatiflerimizde de rehberimiz budur…” dedi.
Bundan sonra çok uzun yıllar boyunca Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum “kayıplar”ın bulunması için Kayıplar Komitesi’nde Kıbrıslı Rum Üye Yardımcısı olarak çalışmış olan ve halen İnsani İşler Komiserliği danışmanlığı yürütmekte olan ve de Atalassa kazısını yürüten Ksenofon Kallis, 2017’de ve 2018’de Atalassa’da yürütülen kazılar hakkında siyasi parti temsilcilerine ve kayıp yakınlarına fotoğraflarla bir sunuş yaparak ayrıntılı bilgi verdi.
Kallis, 2017 ve 2018’de yürütmüş oldukları kazılarda bomba kraterlerinin birinde 11, morgun karşısındaki alanda birkaç noktada da 6 kişiden geride kalanları bulmuş olduklarını anlattı. Yapılan DNA testlerinde, Kıbrıslı Türk hastalardan birinin kimliğinin belirlenmiş olduğunu da anlatan Kallis, Atalassa bombardımanında öldürülen Kıbrıslı Türkler’in ailelerinin bulunmasında emeği geçen araştırmacı gazeteci Sevgül Uludağ’a (bize), bu süreçte yardım eden Birleşmiş Milletler ve diğer Kıbrıslı Türkler’e de teşekkür etti.
Çeşitli nedenlerle bazı ailelerin DNA örneği vermemiş olabileceğine dikkati çeken Kallis, kazılarda bulunan kalıntıların tümünden de DNA çıkarabildiklerini ancak bunların eşleşebilmesi için ailelerin DNA vermesi gerektiğini söyledi.
Atalassa bombardımanı ardından açılan kraterlere gömülen bombardımanda ölmüş olan hastaların listesinin Eylül-Ekim 1974’te yapılmış olduğunu, bu listeye göre 32 kişinin bombardımanda öldüğünün belirtildiğini söyleyen Kallis, bu listenin tamam olmayabileceğini de ifade etti.
Toplu mezarlara ziyaret
1974’te Türk uçaklarının bazı hastane koğuşlarını bombardımanı ardından Temmuz ayının aşırı sıcakları nedeniyle, ölen hastaların bombaların açmış olduğu kraterlere gelişigüzel gömülmüş olduğunu anlatan Kallis, bu alanda oldukça zor kazılar yürüttüklerini, çeşitli engellerle karşılaştıklarını ancak tüm bunları sabırla aştıklarını anlattı.
Ardından Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum siyasi parti temsilcileri, Slovakya Büyükelçisi ve “kayıp” yakınlarının ortak örgütü “BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ”den Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum “kayıp” yakınları hep beraber Atalassa’da Lefkoşa Genel Hastane morgu arkasında bulunan ilk toplu mezara ve bu mezarın tam karşısında bulunan diğer toplu mezar yerlerine ziyaretlerde bulundular.
Etkinlikte Kıbrıs’ta barış ve dostluğun sembolü haline gelen, “Birlikte Başarabiliriz” örgütünden “kayıp” yakınları Sevilay Berk ve Maria Yeorgiadu, birlikte, bir zamanlar hastanenin “kadınlar koğuşu” olan ve yalnızca zemini kalan, kazılarda bu zeminin bulunup çıkarılmış olduğu yerde, Atalassa’da ölenler anısına beyaz çiçekler bıraktılar…
Ortak açıklama
Ardından Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rum siyasi partilerinin ortak açıklamasını Slovakya Büyükelçisi Jan Skoda basına okudu. Ziyarete, davet edilmiş oldukları halde, YENİDÜZEN dışında Kıbrıs’ın kuzeyinden herhangi bir medya kuruluşunun katılmamış olması dikkati çekti.
İki toplumdan siyasi partilerin ortak açıklamasında şöyle denildi:
Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk siyasi partilerinin liderleri ve temsilcileri, 9 Ekim 2018 tarihinde Atalassa Psikiyatri Hastanesi’nin 1974’te bombalanması ardından ölenlerin gömülmüş olduğu gömü yerini ziyaret ettiler ve adadaki askeri eylemlerin sivil kurbanlarıyla ilgili üzüntülerini belirttiler.
Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk siyasi partileri, Kayıplar Komitesi’nin ister sivil, ister asker olsun, tüm geriye kalan kayıpların bulunup kimliklendirilmesi yönünde yürttüğü çabaları ve ailelerin acılarının dindirilmesini desteklemektedirler. Bu hedefe ulaşabilmek amacıyla, her iki toplumdan kamuoyuna seslenerek daha doğru bilgilerin verilmesi ve böylece gömü yerlerinin bulunarak kayıpların kimliklendirilmesinin sağlanması çağrısını yapmaktadır.
Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türk siyasi parti liderleri ve temsilcileri, Kıbrıs çatışmasının tüm kurbanları anısına, uzlaşmaya yönelik ortak bir anıt yaptırılmasının zamanının gelmiş olduğu ve bunun düşünülmesi gerektiği inancındadırlar.”
Ömrünü “kayıplar”ın gömü yerlerinin bulunmasına harcamış olan Ksenofon Kallis, siyasi parti temsilcilerine Atalassa kazısını anlatırken…
İki Toplumlu Kayıp Yakınları ve Savaş Kurbanları örgütü BİRLİKTE BAŞARABİLİRİZ’den Maria Yeorgiadu ve Sevilay Berk, Atalassa’da ölenlerin anısına çiçek koyarken…
Etkinliğe siyasi partilerin temsilcilerinin yanı sıra iki toplumdan “kayıp” yakınları da katıldı…
Atalassa’da Kıbrıslı Türk ve Kıbrıslı Rumlar’ın birlikte gömülmüş olduğu toplu mezarda Kallis, siyasi parti temsilcilerine bilgi verirken…