Bu toplumun çok sorunu var.
Ama galiba en kötüsü ‘adalet duygusu’nun olmayışı...
Mahkemelerin dağıttığı adaletten söz etmiyorum.
Devletin bir bütün olarak yurttaşları arasında uyguladığı adaletsizlikten bahsediyorum.
Torpil...
Adamcılık...
Yandaş olma...
Partizanlık...
Bunlar devreye girince adaletin terazisi işe yaramıyor.
Ne eğitim...
Ne deneyim...
Ne özveri...
Ne başarı...
Ne çalışkanlık..
Ne dürüstlük...
Ne diploma...
Ne beceri...
Bunlar olmayınca ‘geçer akçe’, adalet duygusu köreliyor insanlarda...
**
Adalet duygusu kamu vicdanının temel direğidir. O vicdan kolay şekillenmez. Ama bir defa şekillenince, kolay kolay değişmez.
Sokağa çıkıp 100 kişiye sorsak, “Bu ülkede devlet herkese eşit, adil davanıyor” diyen bir kişi bile zor buluruz.
Neden?
Adalet duygusu körelmiş bir toplumun moralini yükseltmek hiç de kolay değildir.
Çünkü insanlar yaralıdır.
Devlet tarafından ‘aldatımışlık’ hissine kapılmışlardır.
İnsanını ‘senden-benden’ diye bölen bir devlete toplumun güveni de kalmaz, ihtiyacı da...
**
UBP kurultayı döneminde kamuda geçici olarak istihdam edilen ‘İrsen Küğçük taraftarı delege yakınları’nın sözleşmelerinin yenilenmeyeceği açıklanınca kamu vicdanının kanayan yarası istihdam tarışması yeniden alevlendi.
Kimi UBP’li vekiller kükredi.
Faiz Sucuoğlu “Biz de aç kalırız ama işten durdurmaları önleriz” dedi.
Nazım Çavuşoğlu ise “Missilleme yaparız” buyurdu.
Neyin misillemesiyse!..
Kurltay döneminde İrsen Küçük’e destek verenler o istihdamların ‘suç ortakları’ oldukları halde şimdi bir de üstüne çıkıyorlar.
Oysa Nazım Çavuşoğlu’nun “iki hostesi neden önce KKTC yurttaşı yaptığı ve hemen ardından kamuda istihdam ettirdiği” konusunda bu halka hala bir açıklama borcu vardır.
UBP’nin hükümet döneminde işten çıkardığı yüzlerce geçici personel ve KTHY çalışanları da işin cabasıdır.
**
Başbakan ‘usulsüz istihdamların iptali’ için düğmeye bastıklarını açıkladı.
Kamu vicdanı bu konuda Başbakan’ın tavrından yanadır.
Adaletsizlikten canı yanmış binlerce genç ve ailelerinin talebi budur.
Dün konuyla ilgili çok sayıda insan ulaştı, uğradıkları haksızıkları anlattı.
Haksızlığa uğradığı, fırsat eşitliği sağlanmadığı için çocuğunun yaşadığı psikolojik travmaları anlatan bir anne telefonda ağladı.
Kanser hastası bir başka anne, kendisine gösterilen onur kırıcı davranışlardan dolayı ‘kurultay istihdamları’ döneminde yetkili makamda buluna bazı kişilere inanılmaz beddualar etti.
Anaların feryadı yürek dağlayıcıdır her zaman...
Kamu vicdanını yansıtır çoğunlukla anneler.
Ve bir daha gördüm ki, bu toplumun en çok ‘adalet duygusu’na ihtiyacı vardır.
Hükümetin ‘usulsüz istihdamlar duracak’ kararı, sistemdeki bu arızayı giderecek yasal adımlarla desteklenerek bir ‘MİLAT’ oluşturulmalıdır.
Gençler bu ülkeye daha fazla küsmesin, anaların-babaların ciğeri daha fazla ezilmesin diye...