Annesinin ektiği 45 yıllık babutsadan, 420 ağaçlık üretime…

Kimya yüksek mühendisliğinden Emekli oldu, üretime yöneldi… Annesinin 45 yıl önce ektiği bir babutsadan, yaklaşık 420 çoğalttı, ‘organik tarım’la fark yarattı…

Ali Bağlarbaşı, Kıbrıs’ın kuzeyinde babutsa yetiştiriyor ve farklı aromalardan likör üretiyor…

Bağlarbaşı kimya mühendisliği kariyerinden emekli olduktan ve yaklaşık 8 ay süren bir araştırma yaptıktan sonra üretim alanında girişimde bulunmaya karar vermiş. Harupla başladığı üretimini, bu gün Kıbrıs’ın kuzeyinde babutsa (diken inciri) meyvesini ticari boyutlara yakın, organik bir şekilde yetiştirme ve değerlendirmeye kadar uzanmış.

Bağlarbaşı “Kıbrıs’ın kuzeyinde kimsenin yapmadığı bir işti… Bir yenilik isteyerek bu yola çıktım” derken, harubun farklı ticari şirketlerde değerlendirilmesi üzerine, kendisi önce şarabını daha sonra da likörünü üretmeye başlamış. Bugün, harubun yanında babutsa, nane, nar, kahve gibi toplam 11 farklı çeşit likör üretiyor.

Bağlarbaşı’nın ürettiği likörleri piyasada bulunanlardan ayıran özelliğini “Ben meyvenin ve kullandığım malzemelerin gerçek aromalarını kullanarak üretiyorum, dünyanın ve adamızda ki başka üreticilerin yaptığı gibi esans kullanmıyorum. Esans kullanınca, liköre katılan meyvelerin ve malzemelerin hiçbir yararı ve vitamini kalmıyor” sözleriyle anlatıyor.


Yavaşça kaybolan bir kültür…

Covid-19 pandemisinden önce daha yok turistlere hitap eden likörlerini yerli halkın maalesef çok fazla tercih etmediğini ifade eden Bağlarbaşı, “Eskiden misafirliğe gittiğimizde kahvenin yanında az bir miktarda farklı likörler ikram edilirdi. Artık bu kültür azalıyor çünkü yeni nesiller kültürümüzün bu parçasını korumuyorlar” diyor... Ürettiği likörlerin daha çok yurt dışına geri dönecek olan turistler tarafından hediyelik olarak satın alındığını belirtiyor.

 


Annesinin ektiği 45 yıllık babutsadan, 420 ağaçlık üretime…

Bağlarbaşı, harup girişimden sonra, bahçesini nasıl değerlendirebileceğini düşünürken, bunun üzerine, ‘Kıbrıs’ta neler var neler yok’ üzerinden fikir yürüttüğünü ve babutsaya dönmeye karar verdiğini belirtiyor.

Yaklaşık 5 yıl önce, annesinin ilk ektiği 45 yıllık Babutsa ağacının, ‘dil’ olarak bilinen yapraklardan, yeni nesil ağaçlar yetiştirmeye başladığını belirten Bağlarbaşı’nın bugün yaklaşık 420 ağacı bulunuyor…

‘Organik tarım’ yaptığını ifade eden Bağlarbaşı “Organik tarımla büyütülen babutsalarla piyasada olanlar arasında çok büyük bir fark var. Tadı, lezzeti ve içindeki vitaminleri çok daha güçlü çünkü yapay olarak hiçbir şekilde genetikleriyle oynanmamış. Organik tarım ile yetiştirdiğim hiçbir ürün için zirai ilaç veya gübre kullanmıyorum… Bu tadı başka hiçbir yerde bulamazsınız” ifadesini kullanıyor.


“Devlet üreticilerine sahip çıkmak yerine onları dışlıyor”

Bağlarbaşı sadece ürettiği ürünler hakkında bilgi paylaşmakla kalmıyor, aynı zamanda Kıbrıs’ın kuzeyinde üreticilere karşı eksik olan destek sistemlerinin üzerinde de duruyor. “Dünya’nın çoğu ülkesinde bulunan devletler üreticilerine gerekli desteği sunuyorlar. Bizim adamızın kuzey kesimde devlet üreticilerine sahip çıkmak yerine onları dışlıyor. Yerli üretim yerine ithal gelen ürünleri tercih ediyor, sistemde büyük bir hata ve eksik var” ifadelerini kullanıyor.

Bağlarbaşı, genç nesillerin adada üretim girişimciliğine atılma isteklerinin, ancak düzenli bir sistem kurulduğunda gerçekleşeceği görüşünü de belirtiyor. “Artık tüketici bir toplum içerisinde bulunduğumuz için üretim çok büyük gelire yol açabilir. Bizim ve gelecek nesillerin önündeki tek engel, düzenli denetlenen bir sistemin olmaması” diyor.

Röportaj Haberleri