Meclis Genel Kurulu’nda konuşan TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı, DP’nin LTB Başkanı adayı Mustafa Arabacıoğlu’nun bir gazetede yer alan eleştirilerini yanıtlayarak, kendisinin de CTP Milletvekili Mehmet Çağlar’ın da YDÜ’de çalıştığını ama hükümette olup imtiyaz sağlayan kişiler olmadıklarını belirtti.
İmtiyaz sağlanan şirketlere, hedef alınarak saldırmamak gerektiğini kaydeden TDP Genel Başkanı Çakıcı, “10 milyon borç alındı diye filanca şirketi hedef almadım. Doğru veya yanlış bir iş yapılıyor diye bir üniversiteyi hedef almadım. Hayvan kaçakçılığından bahsettim ama şirketi hedef almadım” diye konuştu.
“Düzelmesi gereken sistemdir” diyen Çakıcı, siyasetçinin gerekli yasaları yaparak suçluları yargıya götürmesi gerektiğini belirtti.
Çakıcı; YDÜ ile Arabacıoğlu arasında araziler konusunda husumet bulunduğunu, yol geçerse Arabacıoğlu’nun arazilerinin değer kazanacağını, siyasetten soğuduğunu söyleyen Arabacıoğlu’nun LTB’ye başkan adayı olduğunu ve YDÜ’ye saldırdığını, LTB’yi batıranların da DP’liler olduğunu ifade etti.
Çakıcı, Mustafa Arabacıoğlu’nu daha önce Cumhurbaşkanlığı’na aday olduğunu hatırlatıp “nöbetçi aday” diye niteleyerek, şimdi de malları gündeme gelince aday olduğunu öne sürdü.
Çakıcı, hastaneyi sel basması olayında da Arabacıoğlu’nun suçlu olduğunu, Sağlık Bakanlığı döneminde de bir vizyon ortaya koyamadığını savundu.
“Serdar Denktaş YDÜ’nün öğrencisi midir?” diye soran TDP Genel Başkanı Çakıcı, kendisinin ve bir profesör olarak Mehmet Çağlar’ın YDÜ’de bulunmasının bir değer olduğunu söyledi.
“Önce siz temiz olacaksınız, sonra başkasına çamur atacaksınız. Eğer bir üniversitede hocalık yapmak suçsa, ben bu suçu işliyorum” diyen Çakıcı, hükümete gelip YDÜ’ye bir imtiyaz sağlarsa suçlanabileceğini belirtti.
Çakıcı, LTB’nin batmasına neden olan istihdamları yapanın DP olduğunu öne sürdü.
Mehmet Çakıcı, Arabacıoğlu’ndan “Tabipler Birliği’yle ilişkilerini, onkolojideki ölümleri, Gönyeli’de arazi açmalar ve sel baskınlarını, Mehmetçik Belediyesi’nde olanları” açıklamaya çağırdı.
DENKTAŞ YENİDEN
Yeniden söz alan DP Genel Başkanı Serdar Denktaş, Arabacıoğlu’nun röportajının adaylığından önce yapıldığını ve sorulara yanıt verdiğini söyledi.
Denktaş, Çakıcı’ya da, 20 yıldır duruşuyla kendini kanıtlayan Arabacıoğlu’nun gereken cevabı vereceğini kaydetti.
“Birine saldırma niyetimiz yok, ne yapıp da ileriyi görebilir hale geleceğiz onu söyleyeceğiz halkımıza…” diyen Denktaş, madem DP’nin batırdığı söyleniyor, LTB’yi ayağa kaldırmanın görevleri olduğunu ifade etti.
Cemal Bulutoğluları’na “yapma-etme” baskısını sürekli yaptığını ifade eden Serdar Denktaş, Bulutoğluları’nı da çıkıp o dönemi anlatmaya çağırdı.
DP’nin en az istihdam yapan parti olduğunu kaydeden Serdar Denktaş, Mehmetçik Belediyesi’ndeki sorunun ise “inatlaşma” olduğunu belirtti.
TATAR YERİNDEN KONUŞTU… “O ŞEYLERİ GETİRDİ BİZİM PARTİNİN İÇİNE DÖKTÜ…”
Cemal Bulutoğluları’nın seçilmesi, parti değiştirmesi ve icraatları konusunda milletvekilleri karşılıklı konuşmalar yaparken, yerinden konuşan Maliye Bakanı Ersin Tatar, “Başka partiden seçildi, o şeyleri getirdi bizim partinin içine döktü” sözleri işitildi.
Denktaş da, “Bizden seçildiydi ama, durmadı ki rahat...” ifadelerini kullandı.
SOYER: “ÖZEYRANLI KIŞLANA DÖN DİYE MİTİNG DÜZENLEDİK”
Yeniden söz alan CTP Gazimağusa Milletvekili Ferdi Sabit Soyer, bireylerin üzerine bu şekilde gidilmemesi gerektiğini söyledi.
Soyer, CTP’nin koalisyon ortağı olduğu dönemlerde yaşanan bazı olayları örnek vererek, kör intikam adına hukuku ayaklar altına almadıklarını; dönemin GKK Komutanı Ali Nihat Özeyranlı’nın UBP-TKP koalisyonu döneminde söylediklerini de kınadıklarını, “Özeyranlı kışlana dön” diye CTP olarak mitingler düzenlediklerini anlattı.
Kıbrıs sorununa en iyi çözümün evrensel kabul gören federasyon olduğunu vurgulayan Soyer, uluslararası camiada en önemli avantajın da Annan Planı referandumundaki tutum olduğunu kaydetti.
Ferdi Sabit Soyer, DP’nin desteğiyle seçilen Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun BM Genel Sekreteri’ne ilk gönderdiği mektupta Annan Planı’na bağlı olduğunu; Talat’ın çizgisinde görüşmeleri sürdürdüğünü ve çapraz oy konusunda da bazı şartlarla olumlu görüş belirttiğini ifade etti.
“KOPENHAG KRİTERLERİNDEN SARAYÖNÜ KRİTERLERİNE…”
“Farklılıkları doğru temelde tartışmak gerek. Nasıl olacak da biz Kıbrıs Türk halkını evrensel ilişkilerin içine sokacağız? Hukuk siyaset, sosyal ilişkiler konusunda kapıyı açacak şeylere ivedi ihtiyacı vardır bu halkın…” diyen Soyer, LTB’de batışın, “Kopenhag kriterlerinden Sarayönü kriterlerine dönülmesiyle” başladığını söyledi.
Bazı milletvekillerinin Güney Kıbrıs ve Yunanistan’ın da battığını söylemesi üzerine Soyer, “Onlar evrensel kriterlerin kriziyle battılar ama biz Sarayönü kriterleriyle battık” dedi.
Seçim döneminde LTB’nin içine düştüğü çıkmazın tartışılacağını, LTB’ye 780 bin TL ekstra kaynak sağlandığını, kurultay nedeniyle 400 kişinin işe alındığını; seçim yaklaşınca bu sayının 7 bine çıkacağını savunan Soyer’e Maliye Bakanı Tatar yerinden yanıt verince kısa süreli tartışma yaşandı.
Soyer, “Özel sektör az para verir” deyip 400 kişi istihdam ettiği gerekçesiyle Maliye Bakanı’nı eleştirdi.
Her konunun tartışılabileceğini kaydeden Soyer, bunun hainlik edebiyatı ve çamur atma siyasetiyle olmamasını istedi.