30 Ekim 1999 yılında KKTC Turing Otomobil Kurumu ve TC Motor Sporları Federasyonu tarafından ortaklaşa organize edilen büyük ralli kazasında, yarış arabasının altında kalan eski foto muhabiri Ahmet Üçok, yıllar sonra feci kazayı YENİDÜZEN'in "OLAY YERİ" YAZI DİZİSİ için anlattı
Didem MENTEŞ
Ülkemizde Otomobil Kurumu tarafından ilk büyük ralli 30 Ekim 1999 yılında gerçekleşti… O dönem KKTC Turing Otomobil Kurumu ve TC Motor Sporları Federasyonu tarafından ortaklaşa organize edilen, “10. Kuzey Kıbrıs Cumhuriyet Rallisi Atatürk Kupası Yarışı”nda büyük bir ralli kazası yaşanmıştı.
Kıbrıslı bir yarışçının yoldan çıkması sonucu 1’i ağır 3 genç yaralanmıştı. Rallinin BRT (Dikmen) Etabı sırasında yoldan çıkan Özgül Balçıner’in kullandığı Volkswagen Golf GTI, Kıbrıs Gazetesi Foto Muhabiri Ahmet Üçok, Kıbrıs teknik servis elemanı İzzet Türkmen ve Turgut Yanar’ın üzerine devrildi. Feci kazada arabayla birlikte taklalar atan Ahmet Üçok ciddi şekilde ağır yaralanmıştı. Çarpmanın etkisiyle komaya giren Ahmet Üçok’un kemikleri kırılmış, bazı organları parçalanmış, başı da ciddi şekilde yara almıştı. Yarışta hiçbir güvenlik önlemi alınmamış, ambulans dahi bulundurulmamıştı… Üçok, seyircilerin ellerinde taşınarak arabaya konulup, hastaneye yetiştirilmişti.
Kaza anları hafızasından silinen Üçok, yıllar sonra yaşadıklarını OLAY YERİ yazı dizisi için anlattı…
“Araba direksiyon hakimiyetini kaybetti. Bana söylediklerine göre; araba arkadan çarptığında altına girdim ve 3-4 kez altı üstlü takla attık. Ben ileriye fırlattı ve orada atılı olan bir çitlenin üzerine düştüm. Araba da ters şekilde devrilerek tavanının altına kaldım. Yarışta ambulans olmadığı için arkadaşlar ve seyirciler beni, elden ayaktan tutarak Ali Ecesoy’un arabasına götürdüler. Kazanın olduğu yerden arabaya kadar 1000 metreydi. Kaza anıyla ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum…”
“İlk büyük ralliydi”
“30 Ekim 1999 yılında ilk kez büyük bir ralli düzenlenmişti. 10. Kuzey Kıbrıs Cumhuriyet Rallisi Atatürk Kupası yarışıydı. Çok kalabalık bir seyirci vardı ancak otomobil kurumu kötü bir organizasyon yapmıştı. Araçlar yol kenarlarında dört şerit oluşturmuştu. Park edecek düzgün bir yer yoktu. Hatta yarışları bekleyen ne ambulans ne de bir itfaiye vardı. Ben de o dönem Kıbrıs gazetesi spor muhabiriydim. Ralliyi haber yapmak üzere yarışa gittim. Bütün etapları izlemeye çalışırdım. Dikmen atlama diye bir etap vardı. Şuanda oraya yol yapılır. İlk etabı görüp, ikinci etap olan Akdeniz etabına gidecektim. Ona yetişmek için ilk etapta 10 arabadan güzel fotoğraflar yakalayıp yola çıkmak için arabaya gittim…”
“Başka bir kazayı çekmeyi gittim…”
O kadar çok araba vardı ki oradan çıkmak imkansızdı. Yeğenlerimle birlikte arabada beklerken, Türkiye’den gelen bir yarışçı kaza yapmıştı. Araç devrildi. Kazayı çekmek için arabadan indim. Yeğenlerime ‘ben kazayı çekmeye gidiyorum, siz arabayı alın gelin’ dedim. Bu arada yol hala daha kapalıydı. Kaza yapanın arabanın yanına gittim. Çok sayıda seyirci kazanın olduğu yerde toplandı, devrilen aracı düzeltti ve yola çekmeye çalışırlardı. Ben de fotoğraf çekerdim. O esnada kalabalığın olduğu yere başka bir yarış arabası süratle geldi. Tüm seyirciler yolun içindeydi. O gelen yarış arabasını kimse uyarmamıştı. O araba kalabalığın içine doğru geldi ve uçtu…
“3-4 kez altı üstlü takla attık, araba üzerime ters düştü”
“Araba orası çukurdu diye bir şey fark etmedi ve kendisini kalabalığın içerisinde buldu. Direksiyon hakimiyetini kaybetti. Arabayı kaçırdı, yan bir şekilde sürüklendi. Kimisinin yanından geçti kimisini hafif yaraladı… Bana ise arkadan çarptı… Ben hatırlamıyorum ama bana söylediklerine göre; bana arkadan çarptığında arabanın altına girdim ve 3-4 kez altı üstlü takla attık. Ben ileriye fırlattı ve orada atılı olan bir çitlenin üzerine düştüm. Araba da ters şekilde devrilerek tavanının altına kaldım. Yarışta ambulans olmadığı için arkadaşlar ve seyirciler beni, elden ayaktan tutarak Ali Ecesoy’un arabasına götürdüler. Kazanın olduğu yerden arabaya kadar 1000 metreydi. Hastaneye giderken Ali’ye; “Yavaş! Tamam acele etme” dediğimi hatırlarım. Bir de hastaneye girdiğimizde Ali Ecesoy’un babasının bana su verdiğini hatırlarım. İkisinin de hakkını ödeyemem.
“6’ıncı ayda koltuk değnekleriyle yine ralliye gittim”
“Hastaneye yattığımda sol tarafım kırılmış, sağ tarafımda ezilmişti. 6-7 gün yoğun bakımda kaldım. 2.5 ay hastanede kaldıktan sonra 2.5 ay da evde yattım. 6’ıncı ayda koltuk değnekleriyle yine ralliye gittim. Çünkü hiçbir şey hatırlamadığım için de gitmek istedim… Ayağımda hala daha platin var. Doktor 2000 yılında platini çıkaralım dedi ama ben istemedim, çok ağrı çekmiştim. Bu arada doktorlarıma hayatımı borçluyum. Ramadan Kamiloğlu, Erdal Aksın, Hakan Dinçyürek, Tayfun Beyatlı ve Asım Yürüker’e teşekkür ederim”
“Hiçbir güvenlik önlemi alınmamıştı”
“Kaza günü hiçbir güvenlik önlemi alınmamıştı. Kazadan sonra otomobil kurumu yönetimi beni suçladı. Kazanın olduğu yerde fotoğraf çekilir mi diye beni suçladılar. Kazadan 5-6 ay sonra bana aracıyla çarpan Özgür Balçıner ile yan yana geldim. Bana bakarak gülümsedi, “sorry be gardaş” dedi. Aslında bu kazada çok olmasa da onun da suçu var. Çünkü kazayı yaptıktan sonra kendisine insanların ezdiğini söylemelerine rağmen yarışa kaldığı yerden devam etmek istemiş.
Aslında ben hiçbir güvenlik önlemi alınmadığı için otomobil kurumu yönetimine dava açmak istedim. Ancak annem istemedi, “evladım toparlansın da başka bir şey istemem” dedi. Çocukken rallici olmak isterdim onun için hala daha rallinin içerisindeyim…”
Üçok uzun süre hastanede yattı