"Hadis-i Şerif"te;
"Nefsini Tanıyan Rabbini tanır" diye buyurulur.
Yani;
Kendini tanımak, marifetler marifeti !..
Solon, Hz. Muhammet (s.a.v.) , Napolyon ,.., hepsi yeni bir hakikatin, yeni bir düzenin müjdecisiydiler...
Hepsi, tabiat kuvvetleri gibi, tahripkâr; çağdaşları tarafından koyulan yasaları kan dökerek çiğnemişler; ama bir yönden de, istikbal'e hükmetmişlerdi.
UBP'NİN ÖZÜ
Peki, UBP kendi koyduğu yasaları çiğniyor mu?
Evet...
O zaman;
Küçük veya Kaşif hangi hakikatin müjdecisi ?!!
Ben söyleyim:
Alınyazısıymış gibi, ithal malı ıslahatla yola devamın müjdecileri !..
Görevleri de belli:
Ahbap-Çavuş çemberi içinde kalan ümmete dağıtım yapmak !..
Ya vasıtaları gayeye uyduracaklar, ya gayeyi vasıtalara.
Çağdaş dâvaları bu !
Şimdi ikisi de genç birer avukat gibi, üzerlerine aldıkları bu dâvayı düşünüyorlar;
İstikbal'e nasıl hükmedecekler ?!
Kimler gidici, kimler kalıcı ?
İşte bu anlayış, UBP'li olmanın ruhsal enerjisiyle, 2.turda ete kemiğe bürünecek...
Evet, bence UBP'nin bunu yapmaya da ihtiyacı var...
Çünkü itaat sizi kulluk ettiğiniz gücün bir parçası haline getirir; böylece kendinizi daha güçlü hissedersiniz...
Hata yapamazsınız, çünkü kararlarınızı o güç verir...
Yalnız kalmazsınız, birileri hep ziyaretinize gelir sizi öve-öve biteremez..!
Yaptığınız yanlışların cezasını da o güç öder...
CTP'NİN ÖZÜ
Akıl, Sevgi gibidir.
Nasıl ki sevgi bütün hedeflere açık bir yönelimse ve tek hedefle sınırlamayla bağdaşmazsa; akıl da, insanın karşılaştığı tüm varlıkları kucaklaması gereken insanî bir özelliktir.
İşte bu yüzden, CTP akıl ve hayâl gücüyle donatılmış olmalı ve toplum hakkında bir kavram oluşturma gereği duymalı...
Eylemlerinin öznesi olarak da toplumu idrak etmelidir...
CTP ve Kıbrıs Türk Toplumunun ihtiyacını karşılayan tek bir tutku vardır ve bu da "İnsan ve Yurt sevgisi"dir.
Bütünlüğümüzü koruma koşulu budur.
Biz severek var olmayı hedeflemiş bir partiyiz.
Toplumun varlıklarını ümmete dağıtarak değil!
ARAMIZDAKİ FARK 180 DERECE KADAR...