Başbakan Erdoğan, “Bir ayrım yapsaydım Arap kız ile evlenmezdim” demiş... Arap kökenli Siirtli eşi Emine'den söz ediyor.
Haberi veren gazeteler Arap kelimesini kullanırken ya başka bir renkle yazdılar ya da tırnak içine aldılar. Bazıları da 'Arap Kızı'nı birlikte kullandı. 'Camdan bakan Arap kızını' hatırlatırcasına.
Durum böyle olunca Türk dilinde ve kültüründe Araplarla ilgili deyimler geliyor akla ya da getirilmek isteniyor: Arap sabunu, ne Arap’ın yüzü ne Şam'ın şekeri, Arap saçı...
Oysa bu deyimlerde kullanılan 'Arap' sözcüğü etnik olarak Arapları değil daha çok siyahi renklerinden dolayı ‘zencileri’ çağrıştırıyor.
Benim aklıma da Lefkoşalı Arap Cemal geldi!
Yolsuzluklarını Arap sabunu bile temizleyemez.
***
Kadınlar kurtuldu (mu)!?
1 gün derken 8 Mart, 3-4 gün kutlandı. Büyüklerimiz bu önemli gün ile ilgili olarak çok önemli şeyler söylediler! Söylediler ama ne yaptılar? Hiçbir şey. Örneğin günü kutlanan kadınlarla ilgili olarak hiçbir yerde hiçbir yasa çıkmadı, karar alınmadı ya da kadının hakları ile ilgili bir uygulamaya gidilmedi. Ya da en azından ben duymadım. Hadi tüm bunlardan vazgeçtim. Acaba kaç erkek bu 8 Mart'ta kendi kendine şu sözü verdi: Yarından itibaren ben kadın olan anneme, eşime, sevgilime, kız kardeş ya da çocuklarıma daha farklı davranacağım.
***
Bağımlı arılar
Bilimsel bir araştırmaya göre arılar da kafeini seviyor ve kafa buluyormuş. Bol çiçekleri ile ünlü Kanada'da bilim adamları arıların kafein içeren çiçekleri tercih ettiğini ve bir kere bu çiçeklere konduktan sonra buralardan ayrılmadığını tespit etmişler. Tıpkı kafein içeren kahve ve çaya alışan insanlar gibi. Çünkü arıların da beyni varmış ve insanların beynine çok benziyormuş.
Örneğin arılar kakao ağaçlarından çok hoşlanırlarmış. Örneğin arılar insanların çok sevdiği ve tükettiği portakal çiçeğine bayılırlarmış. Belki de bu nedenle adamızda arılar bir zamanlar çokmuş. 'Bir zamanlar' diyorum çünkü arılar da son zamanlarda bolca kullanılan tarımsal ilaçlardan rahatsız olmuş ve belki de bu ilaçların kullanılmadığı başka yerlere kaçmışlardır. Ve bizler emeğin sembolü arılardan ve onların her derde deva o doğal ballarından yoksun kaldık. Tıpkı birçok şeyden yoksun kaldığımız ya da bırakıldığımız gibi!