Çok fazla "normalleştirdik" bu ilişki modelini...
Bekliyorsunuz ki ortalık yıkılacak.
Kabullendik.
Toplumsal haysiyete, iradeye, kişiliğe dair bir ayıp var ortada ve önemli bir çoğunluk bu duruma itiraz etmiyor.
İnsan hazmedemiyor oysa...
***
Kıbrıslı Türk seçkin isimleri Türkiye'ye almıyorlar.
"Başbakan" olarak anılan kişi Türkiye Cumhuriyeti’ne mektup yazarak açıklama istiyor.
Bunu yazması gereken "Cumhurbaşkanı" aslında!
Kime yazacak?
Cumhurbaşkanı'na...
“Egemen eşitlik ve eşit uluslararası statü” böyle…
Yazamıyor.
***
"Başbakan" olarak anılan kişi yazıyor.
Büyükelçi’ye!
"Arz ederim" diyor.
Belki çoğu insan için önemsiz bir detaydır bu ama diploması dilinde "arz ederim" hitabı, sizin üzerinizdeki bir makama yapılır.
"Başbakan" olarak anılan kişi "alt yönetim" halini kabullenmiş.
Biliyor zaten kendisini kimin görevlendirdiğini...
Kıbrıslı Türklerin tarihsel mücadelesi sonucu geldiği nokta bu olamaz.
Olmamalı!
Hiçleşiyoruz git gide…
***
Arz etmek yerine…
Azat edilmeyi istese çok daha iyi olacak…
***
Mektup yazıyor, üzerinden haftalar, aylar geçiyor, yanıt dahi alamıyor.
Böyle de bir nezaketsizlik var ortada.
Bundan da rahatsızlık duymuyor.
"Türkiye'nin güvenliği açısından kendi kararıdır" dense, en azından yanıt olacak.
"Sizi ilgilendirmez" dense…
O da yok!
Böylesi bir muameleye maruz kalmak hem acınası bir durum hem de eziklik halidir.
***
Kıbrıslı Türk seçkin isimleri Türkiye'ye almıyorlar.
Suçlu değil bu insanlar...
Şüpheli değil...
Terörist değil...
Tetikçi, hırsız, yalancı değil...
Muhalif!
"Bizim de adaya almadığımız Türkiyeli isimler var" diyorlar, buna karşılık...
Karanlık işlere karışmış isimlerle yan yana getiriyorlar eski bir vekili, bir gazeteciyi, araştırmacı-yazar bir hekimi, en üst düzeyde görev yapmış kişileri, bir sendikacıyı, bir eğitimciyi, bir siyasetçiyi, bir kamu görevlisini…
Tüm bunlar sıradan gündemler gibi gelip, geçiyor ömrümüzden…
Sıradanlaşıyoruz kendi yurdumuzda…
O mektup!
“Başbakan” Ünal Üstel’in TC Lefkoşa Büyükelçisi’ne 10 Kasım 2023 tarihinde gönderdiği ve yanıt verilmeyen o mektup…
“Türkiye Cumhuriyeti’ne seyahat eden KKTC vatandaşlarının giriş yasağı olduğu, kendilerine sınıra giriş yaptıkları sırada bildirilmekte ancak gerekçeleriyle ilgili bir bilgi verilmemekte olup, TC Elçiliğinden bilgi talep edebilecekleri taraflarına bildirilmektedir. Ancak sonrasında, reddedilme gerekçeleriyle ilgili başvurulardan sonuç alamadıkları Mecliste gündeme getirilmiş ve Meclis bu konuda hükümeti görevlendirmiş olduğu cihetle, giriş yasağı olan kişilerin listesi ve gerekçelerinin tarafımıza bildirilmesini arz ederim.”
103 bin 269 Avrupa Birliği üyesi Kıbrıslı Türk seçmen
Avrupa Seçimleri öncesinde Kıbrıslı Türk seçmen sayısı “resmen” açıklandı.
Adanın kuzeyinde ikamet eden Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı seçmenlerin sayısı 103 bin 269 olarak kayıtlara geçti.
Seçimler için önemli bir rakam bu!
Buradan hareketle Kıbrıs kökenli Kıbrıslı Türk sayısı için de bir çıkarımda bulunmak mümkün…
18 yaşın altındaki çocukların sayısı en yüksek rakamla 50 bin olsa…
150 bin kişi var, demektir.
Kuzeydeki nüfus sanırım 500 bini aştı.
***
Yine de seçimler için önemli bir rakam…
Avrupa seçimleri, hem Kıbrıslı Türklerin hem de Kıbrıslı Rumların “birlikte oy kullandığı” tek seçim olma özelliğini taşıyor.
Kıbrıslı Türkler belki doğrudan kendi temsilcilerini seçemiyor ama yine de belirleyici olabiliyor.
Daha önce de örneklemiştim.
5 yıl önceki son seçimlerde EDEK / Yeşiller Partisi 29 bin 715 oyla bir milletvekilini Avrupa Parlamentosu’na göndermişti.
AKEL aynı seçimde 77 bin 241 oyla iki milletvekili çıkarmıştı.
103 bin 269 Kıbrıslı Türk seçmen var.
Bu rakam çok ciddi bir güç aslında…
***
Gördük ki, Niyazi Kızılyürek sayesinde son beş senede yüzlerce Kıbrıslı Türk’e Avrupa Parlamentosu ile ilişki imkanı doğdu; Türkçe dilinden yurttaşlık hakkına, Yeşil Hat Tüzüğü’nden eğitime pek çok önemli hak mücadelesi Avrupa Birliği’nin gündemine taşındı.
***
Avrupa Birliği üyesi 103 bin 269 Kıbrıslı Türk sahip olduğu hakların farkına varmalı…
Aslında tüm çevreler farkına varmalı…
Bu coğrafyada yüz binden fazla Avrupa Birliği üyesi Kıbrıslı Türk var diye…
Filoxenia Konferans Merkezi'nde güne başladık dün… Avrupa Seçimi için adayların resmi başvuruları yapıldı. Her aday, sembolik olarak dört isim tarafından önerildi, desteklendi. Niyazi Kızılyürek, bu destekçilerin ikisini Kıbrıslı Türk seçti, ikisini Kıbrıslı Rum… Lefkoşa Türk Belediyesi Başkanı Mehmet Harmancı, tiyatro sanatçıları İzel Seylani ve Popi Avraam ile deneyimli siyasetçi, Kültürel Miras Teknik Komitesi eski Başkanı Takis Hadjidemetriou öneren isimlerdi. Kızılyürek, her iki toplumadan yoğun oy almış bir isim… Belki bir “ilk” bu anlamda… Son 5 yılda Kıbrıslı Türklerin sesini Avrupa’ya taşıma mücadelesinde önemi bir güç oldu. Umarım devamı gelir…
Güneye taşınan Kıbrıslı Türkler arttı mı?
Avrupa Seçimi’ne yönelik seçmen listelerinden, güneyde ikamet eden Kıbrıslı Türklerin sayısının da 837 olduğunu öğrendik. Bu rakam yalnızca 18 yaş üzeri nüfusu anlatıyor.
Geçmişte sayı neydi, bir kaynak bulamadım.
Ancak bu kadar çok olduğunu anımsamıyorum.
Son yıllarda güneye yerleşenlerin sayısında artış olmalı…