Asgari ücret, kamu maaşları artınca piyasada bir sarmal oluşur ve hayat pahalılaşır yani enflasyon artar!

Erkan Okandan

O zaman fetva verildi. Artış martış yok enflasyon canavarını yok edeceğiz...

NASIL MI? İşte kamu görevlilerine maaş artışı yapmayacağız, buradan sağlanacak kaynakla akaryakıt fiyatlarını ve elektrik fiyatlarını ucuzlatacağız ve maliyetler düşeceği için piyasadaki mal ve hizmet fiyatları ucuzlayacak...

ZATEN BU AKARYAKIT ve ELEKTRİK FİYATLARI ASGARİ ÜCRET ile KAMU MAAŞLARI YÜZÜNDEN ARTMADI MI!

Oysa bazılarının maaş artışı dedikleri düzenlemeler artış değil, piyasadaki geçmiş 4 ayın hayat pahalılığının SATIN ALMA GÜCÜNÜN KORUNMASI ADINA (Bunu da sadece emekliler net alır çalışanlar NETTE ALMAZ) yürürlükte olan EŞELMOBİL yasası gereğince yapılan bir düzenlemedir.

Tabii ki hükümetimiz geleceğe yürüme ve istikrar adına SATIN ALMA GÜCÜNÜ koruma amacı taşıyan bu uygulamayı sulandırma adımları atabilir... Neyse ki ilk etapta ASGARİ ÜCRETTE böyle bir adım atılmamış olması yerinde bir adım oldu.

Ancak 2025 yılı itibariyle yetkili makamların açıklamalarından bazı adımlar atılacağını görmekteyiz.

Evet özellikle emek yoğun işletmelerde ücretler ve dolayısıyla ASGARİ ÜCRET bir maliyet unsurudur. Ancak neredeyse ücretlere gelen artış oranı her türlü mal ve hizmete zam olarak yansıtılırsa bunun iktisadi olarak mantık dışı bir adım atılmıştır demek lazımdır. En hafifinden bunu yapanlara ve savunanlara GÜLERLER...

Çünkü her mal/hizmetin maliyet unsurları vardır. Ücretlerde bu unsurlardan biri olarak maliyeti etkilemektedir. Ama etkilediği miktar/oran toplam maliyetin içinde bir miktar/orandır. Özetle her mal/hizmette ücretlerin kısmi payı vardır...Bizde ise ne yazık ki son zamanlarda bunun dozajı kaçtı...

Tüm dünyada Asgari ücretle çalışanların sayısı toplam çalışanların %10-15'ini GEÇMEZKEN bizde her nedense kamu çalışanlarını dışarıda tutarsak çalışanların neredeyse %65-70'i ASGARİ ÜCRETLİ, 3. ülke vatandaşların da bu oranın çok daha yüksek, %85-90'larda olduğunu resmi kurumlara yapılan ücret beyanlarından görülmektedir.

Gayet doğal aslında neden mi? Çünkü eğitim adası, yükseköğrenim KKTC'nin itici sektörüdür söylemleri havada uçuşurken gerçek ücretleri beyan eden üniversiteleri tenzih ederim ancak birçok üniversitede DOÇENT, PROFÖSER gibi akademisyenlerin ücretleri kamuda işe yeni başlayan öğretmen maaşından düşük gösteriliyorsa, aynı şekilde yüzlerce çalışanı olanı ama ne hikmetse ödediği şahsi gelir vergisi yanında çalışan bir usta kadar veya 10-12 senelik bir memur kadar oluyorsa işte burada bir sorun var demektir.

Bunun adına da KAYIT DIŞI EKONOMİNİN BİR VERSİYONU DENİR...

Sonuç olarak bunun yansıması Gelir vergisi açısından Maliye Bakanlığı ve Sosyal güvenlik fonları İhtiyat Sandığı ve Sosyal Sigortaları olumsuz etkilendiği tesbitini yapabiliriz. Ücretliler açısından olumsuz yanı ise emekliye ayrıldıklarında alacakları İhtiyat Sandığı ve hayatları boyunca alacakları emekli maaşlarının düşük olması sonucu doğmaktadır.

Yazının başında ENFLASYON CANAVARINI yenmek için maaş artışları yapılmaması ve buradan sağlanan kaynakla akaryakıt fiyatları ve elektrik fiyatlarının ucuzlatılması önerisi getirildiğini yazmıştık.

BU ÖNERİYİ GETİRENLERE ve DESTEKLEYENLER LÜTFEN TABLOYU İNCELESİNLER...

1-2024 yılı başına göre konut tarifelerinin 1 KWS ortalama fiyatı 6,0781 TL'den %49,44 artışla 9,08332 TL oldu. Bu dönemde 1 KWS elektrik maliyetinde %79-80 civarında payı olan FUEL-OIL CIF fiyatı %1,06 düşmüş olmasına rağmen...

Bu dönemde baskılanmış olmasına rağmen dolar kuru %15,1224 arttı. Bunun suçlusu emeğini satan ücretliler mi? Kurum yönetiminin kötü yönetiminden kaynaklı maliyet artışları olmuş olabilir mi? İhalesiz yakıt alımlarından doğan zararlar, kötü yakıtın makinelere verdiği hasar nedeniyle doğan üretim açığını kapatmak için Güneyden kurumun üretim maliyetinin 4 katına yakın fiyatla elektrik alınması, siyasi popülizm uğruna zararına yapılan satışlar, aflar nedeniyle doğan finansman açığını kapatmak için kullanılan kredilerin yarattığı ilave finansman maliyetleri (1 KWS %6-8 payı var) partizanca istihdamlar ki çoğu kurumun ihtiyacı olan alanlara yapılmadı. Gereksiz istihdamlardan kaynaklı maaş giderlerinin artması, AKSA 2 Sözleşmesi mevcut şekliyle uzatılabilecek ve bu sürede gerekli yatırımlar yapılabilecek iken AKSA 3 sözleşmesiyle yeni imtiyazlar verilerek Aksa'dan alınan elektriğin KWS fiyatının artması gibi unsurlar var mı?

Tablomuzdaki Akaryakıt fiyatlarımızı değerlendirirsek REEL sektörün ağırlıklı kullandığı EURODİZEL CİF fiyatı 2024 yılı başına göre %10,75. gerilemişken POMPA FİYATI NİÇİN %17,70 ARTIRILDI?

Sakın baskılanmış olmasına rağmen %15,0241 artan dolar kuru olmasın!

REEL sektörün ağırlıklı olarak kullandığı GAZYAĞI'NA bakarsak 2024 yılı başına göre CIF fiyatı %14,04 gerilerken POMPA FİYATI NİÇİN SADECE %2,29 DÜŞTÜ...

Acaba bunun sebebi de dolar kurumudur...

SONSÖZ: Bu ülkede yüksek enflasyonun ana sebebi bellidir. Bunu herkes biliyor ama her nedense herkes AÇIKÇA İFADE EDEMİYOR...

Edemediği zaman ve işler sarpa sardığı zaman da uyar uymaz farklı gerekçeler ve kimse kusura bakmasın ama iktisat bilimine aykırı çözüm önerileri ardı sıra sıralanmaya başlanıyor. Bir cümleyle de işte sürekli maaşlar artıyor bu nedenle de enflasyon oluyor bir sarmala girdik deniliyor. KISMEN DE DOĞRUDUR.

Ama filmi ortasından izlemeye başlarsanız sıkıntı olur...Bu nedenle gelin filmin başına gidelim...

Başlangıç TL'nin yabancı para birimlerine karşın çok kısa zamanda değer kayıplarıyla başladı. İlk etapta ithalatçının, toptancının ve nihayetinde tüketiciye malı en son satan/ulaştıran marketler gibi yerlerin sermayesini koruma içgüdüsüyle (Ani kur artışı olabilir diye kar marjlarını yüksek belirleme) piyasadaki kurun üzerinden mal/hizmetlerini fiyatlandırması, yukarıda KIBTEK öznelinde bir kısmını yazdığımız kötü yönetimden kaynaklı maliyet artışları, tabii aynı şekilde akaryakıt fiyatlarının da olması gerekenden yüksek olması nedeniyle piyasadaki her türlü mal/hizmete çarpan etkisiyle fiyat artışı olarak yansıdı.

Dolayısıyla kamu maliyesinin de hayat pahalılığını maaşlara SATIN ALMA GÜCÜNÜ KORUMAK için yaptığı artışlar giderlerini artırdı. Dolaysız vergilerle gelirlerini artırma yerine DOLAYLI VERGİLERE'DE abanınca da içinde bulunduğumuz duruma geldik. Dolayısıyla içinde bulunduğumuz durum bir sarmaldır.

AMA ANA NEDENİ ÜCRETLER DEĞİLDİR...

ANCAK TAVUK MU YUMURTADAN YUMURTA MI TAVUKTAN ÇIKTI noktasındayız...

Enflasyonun nedeni ücretler mi? Yoksa ücret artışlarına neden olan ENFLASYON MU?

Ben görüşümü sanırım gerek bu yazımda gerekse geçmiş yazılarımda yazdım. Maaş artışlarını dondurma veya kısıtlamayla ekonomiyi sadece daha da daraltırsınız çok daha başka telafisi zor sorunlara neden olursunuz. Geliri azalan kesim başka arayışlara girer o arayışlardan biri de

EKONOMİ GÜNEY'E kayar söyleminin pekişerek artmasını sağlar. Yani ihtiyaçlar Güneyden giderilmeye başlanır. Dolayısıyla doğru zamanda doğru adımlar atılmadığı için bir çıkmaza girdik. Bu nedenle bu çıkmazı/sarmalı daha fazla içinden çıkılmaz bir duruma getirmeyin.

Diğeri olası sonuçlara yazıp kimseyi zan altında bırakmayayım ama yakın zamanda akademisyenlerimizin hazırladığı YOLSUZLUK raporu ortadadır deyip noktayı koyayım...