Kamuda maaşların “kesintisiz” ödeneceği açıklandı ya…
Yüzde 56 artışla…
Anında “zamlar” gelmeye başladı.
***
Önce kreşlerden geldi, “mecburi fiyat artışı” bildirimleri…
Dershaneler girdi sıraya, etüt merkezleri…
Tuvalet kâğıdından dondurmanın topuna, çocuk bezinden telefonun şarj kablosuna ne varsa artacak…
Yeni asgari ücretin ilan edilmesi ile birlikte menüler de değişecek birer birer…
Tam da domino taşı etkisiyle üst üste binecek zamlar; pahalılık büyüyecek, memurun artışından pay alma telaşına kapılan fırsatçılar, asgari ücretlinin üzerine devrilecek.
***
Üç asgari ücretlinin maaşını topla, Çalışma Bakanı’nın maaş artışına anca denk geliyor.
Gel gör ki, o asgari ücretli de bakan da et için aynı kasaba gidiyor.
***
Asgari ücretli bir dostum geldi, kahveye…
“Artış falan istemem” dedi, dürtüyor sandım, halbuki samimi…
“Her artış geldiğinde daha az alışveriş yapabildiğimi fark ettim” diyor.
Önerisini de yanında getirdi.
“Maaş artışı yerine, hani askeri kantinler var ya, her ilçede Asgari Ücretli Kantinleri açılsın. Yine askeri kantinlerde olduğu gibi buralarda gıdadan temizliğe ne varsa gümrüksüz, vergisiz, fonsuz ucuza satılsın. Asgari ücretle yaşayanlara birer kart verilsin ve bu kantinlere sadece bu kart sahipleri girebilsinler. Bize hesaplı alışveriş imkanı yaratılsın, o durumda maaşıma artış istemem.”
***
“Asgari Ücretliler Kantini.”
Çok beğendim öneriyi!
Canı yandıkça çok daha yaratıcı oluyor ahali…
Beğendim beğenmesine de biliyorum olmayacağını…
İmkanı yok!
Şunu da düşünmedim değil…
Ada yarısı böylesi denetimsiz, savruk ve başıboşken, yüksek gelirliler bu kantinlere de sızacaktır.
Yine arsızlık ve yaygaracılık kazanacaktır mutlaka!
***
Şimdi düşünsenize maaşı 8 bin olanla 18 bin olan insanlar aynı marketten alışveriş yapacak, benzine ya da elektriğe, internete ya da özel hekime, ızgara tavuğa ya da et köfteye aynı ücreti ödeyecek.
Üstelik vergisi de aynı olacak fonu da!
Hele bir de aralık ayı geldiği zaman nasıl da aratacak tüm harçlar seyreyleyiniz alemi!
Tabut sırtlanacak, kaynak bulunacak, davalar bir açılacak, bir kapanacak.
Uçurum büyüdükçe büyüyecek, öfkeyle, kahırla, azapla…
Kimi hayatı yutacak, kimini hayat!