Akaryakıtta bugün yaşanan krizin öngörüldüğünü ancak gerektiği gibi hazırlık yapılamadığını ifade eden Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Müsteşarı Şahap Aşıkoğlu, son iki yılın da seçim gailesi ile kaybedildiğini söyledi… Bugün için yaşanan krizle ilgili yapacak bir şey olmadığını da belirten Aşıkoğlu, “Dolu altındayız ve ıslanacağız, kaçarımız yok” ifadelerini kullandı.
CEZA VE YAPTIRIMLAR: “Yasada şu an stokçuluk yapan bir şirket tespit edilse dahi 36 TL cezası var. Yasa çalışması yaptık, şu an Meclis’te… Cezalar 75 bin TL ile 500 bin TL arasında değişecek”
Fehime ALASYA
Akaryakıt’ta bugün yaşanan krizin öngörüldüğünü ancak gerektiği gibi hazırlık yapılamadığını ifade eden Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Müsteşarı Şahap Aşıkoğlu, son iki yılın da ‘seçim gailesi’ ile kaybedildiğini söyledi… Bugün için yaşanan krizle ilgili yapacak bir şey olmadığını da belirten Aşıkoğlu, ‘DOLU ALTINDAYIZ VE ISLANACAĞIZ, KAÇARIMIZ YOK’ ifadelerini kullandı.
Hem artan ücreti hem de fiyat değişiklikleri nedeniyle ve birçok sebep yüzünden piyasada tükenen ya da eksilen akaryakıta ilişkin krizle ilgili YENİDÜZEN’in sorularını yanıtlayan Ekonomi ve Enerji Bakanlığı Müsteşarı Şahap Aşıkoğlu, bu krizin başlama nedenleri, kısa ve uzun vadede çözüm yollarını ve hükümetin şu anda bu kriz yönetimindeki duruşunu değerlendirdi.
Akaryakıt krizinde özellikle son iki yıldır dünyadaki ekonomik dengelerin değişmeye başladığına işaret eden Müsteşar Aşıkoğlu, gıda ve enerji alanlarındaki küresel ekonomik çöküşe de değindi.
‘Göz göre göre’ gelen yakıt krizinin neden öngörülemediği sorulan Aşıkoğlu, “Bu kriz öngörüldü ama gerektiği gibi organize olamadık. Buna hazırlık yapmak yerine son iki yılı ‘seçim gailesi’ ile kaybettik” dedi.
Ülkede yaşanan ekonomik krizin 2023 yılında doruğa çıkacağı öngörüsünde bulunan Aşıkoğlu, “Bu günkü fiyatları arayacağız. Eğer 2019’da bunun için planlama yapsaydık belki bu krizi daha hafif atlatırdık” yorumunda bulundu.
Uluslararası akaryakıt piyasasında arz-talep, lojistik ve fiyatların dengesizleşmesi nedeniyle daha sıkıntılı günlerin de yaşanabileceğine vurgu yapan Aşıkoğlu, “Ülkedeki tüm şartlarımızı uygun vaziyete getirsek dahi akaryakıt bulabilecek miyiz, bulsak da kaça alabileceğiz bilmiyoruz, bunu dünyanın hiçbir ülkesinde bilmek mümkün değil” dedi.
Akaryakıt temin krizinde kısa vadede K-PET’in ülkeye ithal ettiği ve yetersiz kalan akaryakıt miktarını arttırılmasıyla bir ay içinde rahatlama yaşanabileceğini ifade eden Aşıkoğlu, uzun vadede ise en geç üç ay içinde hayata geçirilmesi planlanan Otomasyon sistemi ile mümkün olduğunu kaydetti.
Adadaki 200 civarı benzin istasyonunun tamamının ve tedarikçi iki şirkete bu sistemin entegre edileceğini kaydeden Aşıkoğlu, bu sayede denetim ve denetlenmenin yapılabileceğini ifade etti.
- YENİDÜZEN: Akaryakıtla ilgili sıkıntılar ne zaman ve nasıl başladı?
- Şahap Aşıkoğlu: “Özellikle son iki yıldır dünyadaki ekonomik dengeler değişmeye başladı. Finansal sistem çökmeye başladı, küresel bir ekonomik çöküş var. Gıda ve enerjide, hem bilinçli hem de doğal bir kıtlık yaratılıyor. Pandemiyle birlikte gıda fiyatları çok ciddi artışlar gösterdi ve erişilemez oldu. Enerji ise Rusya-Ukrayna savaşıyla daha da etkilendi.
Geçmişte 90 Dolar olan ham petrolün fiyatı, bugünlerde 130 Dolar’a çıktı. Sadece AB’de gıda fiyatları bazı ürünlerde yüzde 80 arttı, enflasyonda tarihte ilkler yaşandı.
2019 yılında tarıma ağırlık verilmesi, güneş enerjisine dönüşümün teşvik edilmesi gerektiğini her platformda önermiştim, dile getirmişti. Sebepleriyle ve çözüm önerileriyle tüm bu sorunları işaret etmiştim.”
- YENİDÜZEN: Akaryakıt konusundaki sıkıntılar/kriz neden öngörülemedi?
- Şahap Aşıkoğlu: “Bu kriz öngörüldü ama gerektiği gibi organize olamadık. Buna hazırlık yapmak yerine son iki yılı ‘seçim gailesi’ ile kaybettik. Şu anda ne yapacağımız çok önemlidir. Artık ‘iş bilmezliğin’ hâkim olduğu ortamlar ortadan kalkmalı, devlete olan aidiyeti kazanılmalı, kurumlarımızda profesyonelleştirme, kurumsallaşma olmalı, kamu menfaati için çaba sarf etmeliyiz. Bir şeyin değişmesini istiyorsak yıprattığımız değerler zinciri yeniden yaratılmalı.”
- YENİDÜZEN: Gerek akaryakıt, gerekse sözünü ettiğiniz gıda alanında yaşanan krizler ne zaman son bulacak?
- Şahap Aşıkoğlu: “Küresel bir ekonomik çöküş yaşıyoruz ve bunun en çok doruğa çıkacağı nokta 2023 yılı olacak. Bugünkü fiyatları arayacağız. Gıda fiyatları roket hızıyla yükseliyor, tüm ülkeler ihracatını durdurdu, istesek de, paramız olsa da bazı gıdalara erişemeyeceğiz. Türkiye, arpa, buğday, baklagiller ihracatını durdurdu, kendi iç piyasasına yöneldi. Türkiye de dahil tüm ülkeler kendi üretimini korumaya aldı, kendi kendine yetmeye çalışıyor. Bizim koruma altına alacak bir şeyimiz yok. Tarımda, ekonomide, planlama ve bu doğrultuda yürüme şart. Eğer 2019’da bunun için planlama yapsaydık belki bu krizi daha hafif atlatırdık.
Akaryakıt konusunda geçmiş yıllara kıyasla tedarikte adaya gelen gemi sayısı 3 iken şimdi 7 gemi geliyor ve yetmiyor. Güneyden kuzeye olan talep de çok fazla arttı, bu nedenle arz-talep dengesi bir anda bozuldu. Ve akaryakıt bir anda ulaşabileceğimiz, teminini bir anda arttırabileceğimiz bir ürün değil. Güneyden bir anda gelen bu talep ve dengesizlik bir dezavantaj…”
- YENİDÜZEN: Güneyden kuzeye olan gerek gıda, gerekse akaryakıttaki talep avantaja çevrilemez mi?
- Şahap Aşıkoğlu: “Biz bu satışı yapıyoruz, piyasaya para giriyor ama yerli halk, kuzeyde yaşayanlar o zaman daha ucuza alamıyor. Vatandaşın alım gücü düşerken hükümet fiyatların yükselmesini engelleyemiyor. Tüccar para kazanıyor ama vatandaş zora giriyor. Bu avantajdır, doğrudur ama vatandaş için fiyatları düşüremiyorum çünkü uluslar arası arenada istediğim gibi ürün temin edemiyorum.”
- YENİDÜZEN: Akaryakıttaki bu krizin nedenleri neler?
- Şahap Aşıkoğlu: “Uluslararası sularda, arz, fiyat ve lojistik konusunda 3, 4 katı fiyat artışlarıyla sorunlar yaşanıyor. Talep düşüyor, talep düşünce de buraya gemi göndermek şirket için karlı bir iş sayılmıyor. 30 müşteri arasında önce çok talep edenlere veriyor, kalanı diğer taleplere dağıtıyor. Tüm bunlar hem enerji hem de gıda fiyatlarını ve teminini çok fazla etkiliyor. Gemi siparişi 3 ay önceden veriliyor ama araya çok daha büyük talepler girince biz küçük talep eden olarak 4, 5 gün öteleniyoruz, bu sefer ülkedeki stokta sorun yaşıyoruz, gecikme oluyor. Hava şartları da buna etken. Eskiden fiyatlar birkaç ayda bir değişiyordu, şimdi her gün fiyatlar değişiyor. Dün benzin 18,56 TL iken bugün 18,66 oldu, Euro dizel 20,88’den 22,30 oldu. Bir günde inanılmaz fiyat değişimi oluyor. Tüm bu piyasayı takip eden benzincilerin de talebi buna göre artabiliyor. Benzin istasyonları bununla kar elde etmek isterken, ithalatçı da her fiyat artışında olacak olan zararını engellemeye çalışıyor. Eskiden 3 gemi getiren tedarikçiler, şimdi 7 gemi getiriyorlar ve yetişmiyor. Bu tedarik sayısı ise hemen arttırılamıyor.
Akaryakıt bulabilecek miyiz, bulsak da kaça alabileceğiz bilmiyoruz, bunu dünyanın hiçbir ülkesinde bilmek mümkün değil. Aylar öncesinden dolum tarihi belli olmasına rağmen sıra değişiyor. Akdeniz bölgesinde toplam 8 rafineri var, örneğin bin gemiye hizmet ediyordu. Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında bu ülkeden akaryakıt talep eden ve alamayan ülkeler de Akdeniz bölgesindeki rafinerilere yöneldi. Böyle olunca da 8 rafineride bin değil, 3 bin gemi talebi oldu. Bu sefer aylar öncesinden Pazartesi günü için aldığımız dolum tarihi, Cuma gününe erteleniyor, ülkemizde de bu ertelemeyi giderecek 4, 5 günlük stok yoksa sıkıntı yaşıyoruz. Arz-talep de lojistik de fiyatlar da dengesizleşti.”
- YENİDÜZEN: Benzinciler ve tedarik şirketleri arasındaki bu denklemde, parasıyla benzin alamayan vatandaşın eziyeti nasıl ortadan kalkabilir? Devlet neden buna müdahale edemiyor?
- Şahap Aşıkoğlu: “Bugünkü şartlarda müdahale için yeterli kapasitemiz yok. Otomasyon sitemi ile iki veya en geç üç ay sonra olabilecek. İleri vadede tüm denetim ve kontroller bu sistem ile yapılacak. Hangi ithalatçı şirketin, hangi benzincinin deposunda ne kadar yakıt var görebileceğiz. Raporlara bakıp adaya ne kadar yakıt geldi, kime verildi, hangi depolarda, benzincilerin deposundan günlük ne girdi-çıktı, tümünü kontrol edebileceğiz. O zaman vergi kaçakçılığı da yaşanmayacak. Ülkede şu anda büyük bir vergi kaçakçılığı var. Sistem büyük ölçüde çalışıyor, henüz tam olarak tamamlanmadı. Maliye Bakanlığı’na teknik ekip kuruluyor, buradan gözlem ve takip yapılacak. Adadaki 200 civarı benzin istasyonunun tamamına bu sistem entegre edilecek ve denetlenecek. Sadece köydeki küçük köy kooperatiflerini sistemin dışında tutacağız. 2 Milyon Euro’luk bu yatırımı, ithalatçılar karşılayacak. Sistem tamamlanır tamamlanmaz ülkede satışı yapılan yakıt yüzde 20 ila 30 arasında vergisi artacak. Büyük bir vergi kaçakçılığı var, bu da önlenecek.”
- YENİDÜZEN: Otomasyon sistemine geçmeden önceki 2- 3 aylık süreçte vatandaşın akaryakıt temin krizi kısa vadede nasıl çözülecek?
- Şahap Aşıkoğlu: “Şu anda talep fazlalığından dolayı K-PET’in ülkeye ithal ettiği ve yetersiz kalan akaryakıt miktarını arttırmaya çalışıyoruz. Görüşmelerimiz sürüyor. Daha büyük gemiler getirilmesi için limanda çalışmaları var, çeşitli yasal prosedürler için girişimleri var. En fazla bir ay içinde çok rahatlayacağız. Bu arada benzincilerden gelen talep ile de bozulan denge, stokları da bozuyor. Kısa vadede devletin bu fiyat artışına müdahalesi mümkün değil. Dünyadaki bu fiyat değişimini hiçbir devlet karşılayamıyor. Bir günlük akaryakıt artışında tüketime oranla 456 Milyon TL devletin karşılaması gerek, kaldı ki yıllık değişim… Mümkün değil. Devlet Fiyat İstikrar Fonu’ndan Litre başına mazotta 0,14 kuruş geliri var.”
- YENİDÜZEN: Ceza ve yaptırımlarla ilgili hangi noktadayız?
- Şahap Aşıkoğlu: Tedarikçi şirketler ve benzin istasyonlarıyla ilgili yasalarda değişiklik yaptık. Cezai işlemler değiştirildi. Cezalar çok eskide kalmıştı. 33-77 sayılı Akaryakıt Depolama ve Nakliye Satış Yasası Meclis’te bekliyor. Tedarikçi şirketleri kapsıyor. Bayiler de Satış ve İştigale Tüzüğü’ndeki kurallara uyuyor. Stoku olan veya satmayan kişiler Mal ve hizmetler denetleme emirnamesi altında stok bedelinin %20’si kadar ceza uygulanacağı, mesai saatleri dışında satmazsa müdahale edemiyorduk, bu mesai saatlerini de aştık. Otomasyon sistemiyle birlikte yasalara tadilatlar yanında yenilikler de ekledik. Yurt dışında olduğu gibi kişiler benzinciye gidip kendi benzinini kart ile kendi koyabilecek. Otomasyon devreye girdiği zaman yasası da hazırdır, yaptırımı da bu bağlamda işleyecek. Devlet her şeyi kontrol edebilecek ve şu an müdahale edemediği noktalara müdahale edebilecek. Yasada şu an stokçuluk yapan bir şirket tespit edilse dahi 36 TL cezası var. Bu da tadil edildi, şimdi değişen bu yasa ile her gün örneğin 75 bin TL ile 500 TL arasında ceza uygulaması yapılabilecek. Son bir yılda 4, 5 cezayı geçmeyen cezai işlem yapıldı.”
- YENİDÜZEN: Tüm uyarılara rağmen bu günlerin yaşanması, konuşulanların lafta kaldığı anlamına mı geliyor?
- Şahap Aşıkoğlu: “Siyaset ve politika hem solda, hem sağda seçilmeye odaklandı. Tüm dünyada bu böyle. Kişisel yetersizlikler, partilerin siyasi parti olmaktan çıkması ve bununla birlikte ‘iş bilmezliğin’ hâkim olması nedeniyle bu günlere geldik. Kurulan sistemde, partili olmak bir mevkide görev almak, iş bilip bilmediğine bakılmaksızın için yeterli bir kriter oldu. Hem sol siyaset hem sağ siyaset devlete olan aidiyeti zamanla yok etti. Profesyonelleştirme, kurumsallaşma sağlanmadı. Bu krizler adım adım, bağıra bağıra geldi, kendi elimizle yaptık.”
- YENİDÜZEN: Bu sözünü ettiğimiz sistem ile nasıl devam edilir? Devam edilebilinir mi?
- Şahap Aşıkoğlu: “Şu anda bugün için yapacak hiçbir şeyimiz yok, dolu altındayız ve ıslanacağız, kaçarımız yok. Şu anda çıkan ürünü beğenmiyorsak, yıllardır ne ektiğimize bakacağız. Kusursuz bir sistem istiyoruz ama bunun için zemin hazırlamadık. Bu mümkün değil.”