‘Kapatılmış’ Maraş için şimdi gözler Nisan ayına çevrildi.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde “sorumlu sandalyesi”nde Türkiye oturuyor.
KKTC değil.
Ne Özersay’ı biliyorlar orada, ne de Akıncı’yı.
“KKTC”nin adı yok.
* * *
İşin aslı, sorumluluk gerçekten de Türkiye’de duruyor.
Maraş’ı kapatan da kuşatan da kontrol eden de Türkiye’nin asker ve sivil otoriteleridir.
Başkası değil!
* * *
KV Mediterranean Tours Ltd.’in davası sürüyor.
Örnek davalardan biri bu…
Dava çok!
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi önünde Maraş için bekletilen 280 dosya var.
* * *
“Mart 2019’dan sonra Türkiye hükümetinin görüş dosyalaması lazımdı” diyor Avukat Metin Hakkı… Avrupa mahkemesinde Kıbrıslı Rum mülk sahibini temsil eden Kıbrıslı Türk avukatlardan biri…
Türkiye hep “erteledi” görüş sunmayı…
İllaki zamana oynuyor.
Siz bakmayınız buradaki kimi siyasilerin “açılım” böbürlenmeleri ya da “yeni siyaset” avuntularına, işin aslı, dünya hukuk zemininde tam bir satranç oyunu sahneleniyor.
* * *
Peki Kıbrıslı Türkler bu oyunun neresindeler?
“Piyon” yerinde!
Yok gibiyiz.
Biz maalesef “federal bir çözümle dünyaya bağlanmayı” konuşmuyoruz artık.
Eğer çözüm yoksa “alt yönetim” olarak ya Türkiye’nin kuyruğundasın, ya da Kıbrıs Cumhuriyeti’nin…
Gerçek bu!
* * *
Garanti Anlaşması’nda çok açık bir madde var.
“Yunanistan, İngiltere ve Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin diğer herhangi bir devlet ile gerek birleşmesini, gerekse Ada’nın taksimini doğrudan doğruya veya dolaylı olarak gerçekleştirmeye yardım ve teşvik edici bir amacı olan tüm hareketleri kendi yetki ve ilgileri oranında önlemeyi üstlenirler.”
Oysa…
Türkiye de…
Yunanistan da…
İngiltere de bu maddeyi çiğniyor.
Adanın taksimini yani bölünmesini teşvik edecek ne kadar adım varsa, bırakınız önlemeyi, teşvik ediyorlar tam aksine…
* * *
Hani son dönemde bir “ilhak” tartışması var ya, aslında, haklı bir korkuyu besliyor.
Ama yanlış yerden…
Tüm bu aktörler Kıbrıs sorununun barışçıl çözümü için ikna edilemezse eğer…
Çözüm olmazsa…
Diplomasi başarılmazsa…
Asıl o zaman değil mi “adı konmamış” ilhak!