Covid-19 vakaları zaman zaman düşüş gösterse bile yükselen bir grafikle artış devam ediyor.
Bunda tabii ki açılan okullar ve kış aylarının gelmesi de rol oynuyor…
Belki bir kısım aşılanma yapılması da psikolojik bir rahatlama sağlayarak daha önce dikkat gösterdiğimiz bazı önlemlerin azalmasını getirdi.
Yapılan aşılanma miktarı ile sanki de covid-19 bir daha bulaşmaz gibi bir tutum içine girdik toplum olarak…
Ancak aşılanmanın istenen düzeyde olmaması ve aşı karşıtlarının henüz aşı olmaması da vakaların artış göstermesinin nedenleri arasında yer alıyor.
Evet, aşılanma henüz istenen düzeyde değil. Sağlık Bakanlığı’nın aşılanma ile ilgili bir program yapmaması, ne zaman nerede, hangi yaş gruplarının, hangi kriterleri içerenlerin aşılanması gerektiğiyle ilgili çok büyük bir boşluk yaratması nedeni ile aşılanmada istenen düzeye ulaşamadık.
Aşı karşıtlığı nedeniyle aşı olmayanların da covid-19’u hâlâ yayma potansiyellerinin yüksek olduğunu da söyleyebiliriz.
Aşı karşıtlığı ve aşılanmama, bireysel bir özgürlük olarak algılanabilir ancak küresel bir salgında toplumların virüs bağışıklığını sağlamasında olumsuz bir rol oynamaları, toplumun sağlığını tehlikeye atmaları nedeniyle bu ‘bireysel özgürlüğün’ geçerli olabileceğini düşünmüyorum.
***
Her gün yayınlanan vaka sayılarının yüksek çıkması bizi düşündürmelidir.
Kıbrıs’ın kuzeyinde çıkan rakamların, güneyinde açıklanan rakamlarla kıyaslandığında çok yüksek olduğu görülebiliyor.
Belki yapılan test sayısı yine güneyle karşılaştırdığımızda düşük değil ama bu test sayısında çıkan vaka sayıları oransal olarak çok yüksek duruyor.
Örneğin geçtiğimiz günün oranları Kıbrıs’ın güneyi için 0,47 iken bizde oran 1,02’yi buluyor.
Vaka sayılarını düşürmek hepimizin elinde aslında… Tabii ki Sağlık Bakanlığı aşılama programını bir an önce yaşama geçirmeli ve son zamanlarda oldukça düşen aşılama oranlarını yüksek bir seviyeye ulaştırmalıdır. Belki yeniden göreve gelen Ali Pilli böyle bir çalışmayı yaptırabilir diye ümit etmek istiyorum.
Bu aşamadan sonra daha öncekiler gibi bir kapanma olmaz diye de düşünüyorum.
Zaten Ali Pilli de dün yaptığı açıklamada “Pandemi koşullarında küresel manada çok önemli bir olumsuzluk yaşanmadığı sürece herhangi bir kapanma söz konusu olmaz” dedi.
Ancak pandeminin ilk günlerinde 3-5 vakada bile kapandığımızı hatırlayalım. O günler mi doğruydu yoksa vakaların artık 100’lerle ifade edildiği ve covid-19’la ilgili ölümlerin 92’yi bulduğu bu günlerde bile kapanmamak mı doğru?
Bu sorunun yanıtını belki pandemi sonrası daha doğru cevaplayabiliriz ancak şu an için ben, ilk günlerden bu yana daha çok tanıdığımız, öğrendiğimiz pandemiyle ilgili önlemleri daha da artırarak, aşılanmayı en üst seviyeye çıkararak kapanmadan pandemiyi atlatmaya çalışmanın daha doğru olacağını düşünüyorum.