Sağlık Bakanlığı’nın toplumdaki aşılanma oranının %55’lerde olduğu söylemlerinin gerçeği yansıtmadığını belirten CTP, bu oranın çok daha düşük olduğunu söyledi.
Salgınla mücadelede en önemli iki araç olan test uygulamaları ve aşılamada oldukça geriden gidildiği belirtildi.
Açıklamada; “Hükümetin bugüne kadar beceremediği aşı tedarikini, planlamasını ve halkı bilinçlendirmeyi bundan sonra becerebileceğini düşünmek ölü gözünden yaş beklemeye benzer.” denildi.
Aşılamada geri olunmasının halk sağlığı açısından da büyük tehlike arz ettiğinin kaydedildiği açıklamada, ‘pandemi ile mücadeleyi de eğitim ve ekonomide olduğu gibi kurultaya kurban eden Azınlık Hükümeti’ istifaya davet edildi.
Açıklama şöyle:
“Ülkemizde Covid-19 salgını hız kesmiyor. Toplam vaka sayısı 20 bine yaklaştı. Bin 700’e yakın hastamız var, her geçen gün kaybettiğimiz hasta sayısı artıyor. Salgınla ön cephede mücadele eden sağlık çalışanlarımız yorgun. Aileler endişe içinde çocuklarını okula gönderdi, eğitimdeki kayıplar büyük. Ekonomi günden güne daralıyor, insanlarımız yoksullaşıyor, işletmeler dar boğazdan çıkamıyor.
Bütün bunlara karşın salgınla mücadelede en önemli iki araç olan test uygulamaları ve aşılamada yanlış politikalar, plansızlık ve beceriksizlik yüzünden oldukça geri durumdayız. Altın standart PCR testlerinde daha belirgin olmak üzere, test sayılarında bulaş riskini artıracak ölçüde düşüş yaşanmaktadır. Dahası aşılamada hedeften fersah fersah uzak olmamız halk sağlığı açısından büyük tehlikedir. Sağlık Bakanlığı tarafından toplumdaki aşılanma oranı yüzde 55 olarak açıklanmıştır. Bu oran ilk iki dozu inaktif aşı (Sinovac) olup 4-6 ayı dolduranların yeniden aşılanması gerektiği gerçeği göz önüne alındığında çok daha düşüktür.
Çok sayıda aşıya ihtiyacımız olduğu gerçeğiyle, aşı temin etmek için ‘hükümet’ derhal harekete geçmelidir. Hal böyleyken, 50 bin adet kadar AstraZeneca aşısının son kullanım tarihleri yaklaştığı gerekçesiyle Güney Kıbrıs’a geri iade edileceği haberi Kıbrıs Rum basınında geniş yer almıştır. Sağlık Bakanlığı’nın aşılarla ilgili bilgilendirme ve teşvik çalışmalarını yeterince yapmamış olması on binlerce AstraZeneca aşısının kullanılmaması ve elde kalmasıyla sonuçlanmıştır. Dahası 12-18 yaş arası çocukların aşılaması durmuş, 50 yaş altı inaktif aşı olanların yeniden aşılamasına başlanmamıştır. Ayrıca, çocuklarımızın okullarda PCR veya Antijen testlerine ulaşımının kolaylaştırılması ve denetimin sağlanması gerekmekteydi. Eğitimin kesintiye uğramaması için söz konusu adımlar daha önce atılmalıydı.
Aşı yoksa ve aşılama olmazsa salgınla baş edemeyiz. Hükümetin bugüne kadar beceremediği aşı tedarikini, planlamasını ve halkı bilinçlendirmeyi bundan sonra becerebileceğini düşünmek ölü gözünden yaş beklemeye benzer. Pandemi ile mücadeleyi de eğitim ve ekonomide olduğu gibi kurultaya kurban eden Azınlık Hükümeti derhal gitmelidir.”