Avrupa Komisyonu’na sordum, yanıt geldi:
Aşılar Avrupa’dan mı geliyor, Kıbrıs Cumhuriyeti’nden mi?
Ne kadar çok ikiyüzlüyüz!
Çok yüzlü!
Ya da “yüzsüz…”
Aşı geliyorsa eğer “Avrupa Birliği’nden geldi” diyoruz.
Gelmiyorsa, “Rum”dan (!)
***
“Hakkımız” diyoruz da, bu hakkın “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin Avrupa Birliği üyeliğinden kaynaklandığını” görmüyoruz.
Ya da…
Hem Kıbrıs Cumhuriyeti’nden kaynaklı haklarımızı istiyor, hem de “iki ayrı devlet” diyoruz.
Tıpkı Kıbrıslı Rum’un malını “KKTC toprağı” kabul ettiğimiz ama sahibine de “gel, komisyona başvur” dediğimiz gibi!
***
Güneyden gelen aşıları bize kim gönderiyor?
Bunu resmi bir başvuru ile Avrupa Komisyonu’na sordum.
İki soru gönderdim, biraz geç de olsa yanıtlar geldi.
1- Kıbrıs’ın kuzeyine gelen Avrupa Birliği onaylı aşılarla ilgili gerçek nedir, bu aşıları kim finanse ediyor ve gönderiyor?
Avrupa Birliği Aşı Stratejisi, Komisyon tarafından Haziran 2020'de açıklandı ve aşı üreticileriyle yapılan Erken Satın Alma Anlaşmaları yoluyla üye devletler için yeterli aşı tedariki güvence altına alındı. Komisyon 2,6 milyardan fazla doz sağladı. Şu anda AB genelinde yetkilendirilen ve uygulanmakta olan dört aşı var. Daha fazlası takip edilecektir.
Teyit etmek gerekirse, Avrupa Komisyonu aşı satın almıyor. Dolayısıyla, AB vatandaşlarına doğrudan aşı sağlayamıyor. Komisyon, her bir üye devletin aşıları satın alabileceği ve uygun fiyatlı aşılara adil erişimin sağlanması temelinde ilaç şirketleriyle Önceden Satın Alma Anlaşmaları müzakere etmiştir. Bu anlaşmalar, nüfuslarının büyüklüğüne göre Üye Devletlere tahsis edildi.
Kıbrıs Cumhuriyeti, Ocak 2021'de Avrupa Komisyonu'na, Kıbrıs Türk toplumu nüfusunun bu hususlara dahil edilmesini talep eden bir mektup göndermiştir. Bu talep, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne aşı tahsisinde yer almıştır.
Aşıların satın alınması ve tahsisi, üye devletin yetkisindedir ve üye devletler, satın aldıkları aşıların nasıl dağıtılacağına karar verebilir.
2- Kıbrıs’ın güneyi ve kuzeyine yönelik aşı rakamları, hangi orana göre belirleniyor? “Kıbrıs’a gönderilen aşılardan en az yüzde 20’sinin kuzeye aktarılması gerekirken bu oranın yüzde 6,2’de kaldığı” yönünde eleştiriler vardır, gerçek nedir?
Bu sorunun muhatabı doğrudan Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarıdır.
***
Sonuç olarak!
Kuzeye gelen aşıları Kıbrıs Cumhuriyeti gönderiyor, Avrupa Birliği değil.
Bu aşıları satın alan da Kıbrıs Cumhuriyeti’dir.
Avrupa Birliği “üye devlet” için yalnızca müzakere yapmıştır.
Bir söz de Kıbrıslı Rum liderliğine…
En azından kuzeydeki Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı sayısı kadar aşı gönderilmelidir.
Kıbrıs sorununu ve salgına dair adada toplam bir mücadelenin önemini geçtim, “yurttaşlık hakkı”nın gereğidir bu!
Avrupa Birliği aşı kartının neresindeyiz?
Avrupa Birliği'nin COVID-19 salgınında seyahatleri kolaylaştırmak için hazırladığı "aşı sertifikası" uygulaması yürürlüğe girdi.
Avrupa’ya seyahat merağımız malum!
Hem keyif hem de eğitim başta olmak üzere ihtiyaç için…
Peki, Kıbrıslı Türkler bu sertifikanın neresindedir?
Bilmiyoruz!
Haber Merkezi’miz bu meseleyi enine boyuna takip edecektir, emin olabilirsiniz.
***
Hükümet nisap pazarlığı, bakanlık kavgası ve arazi devir işlerine baktığından dolayı bu işlerle ilgilen(e)miyor. Cumhurbaşkanlığı malum “dudak oynatıyor” ve fondan Türkiye’nin sesi yükseliyor!
Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan en az 100 bin Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşı var.
Avrupa Birliği yurttaşı!
Ayrıca bir insanlık sorunu bu…
***
İki sorun var!
Birisi, hangi aşılar kabul edilecek?
Çünkü, aşı sertifikasında AB'de onaylı COVID-19 aşılarından Pfizer, Moderna, AstraZeneca ve Johnson and Johnson’un yer alacağı kararlaştırıldı.
‘Resmen’ doğrulanmayan bir iddiaya göre, Kıbrıslı Türk liderliği, ‘Sinovac’ aşısının onayı için de diretiyor, o nedenle, diğer aşılar için “Aşı Sertifikası”nın devreye girmesini kabul etmiyor.
Sinovac için böylesi bir talep anlaşılırdır, çünkü, Kıbrıslı Türklerin çoğu bu aşıyı olmuştur. Ancak bu talep, diğer aşıları olanların sertifika almasını engellemek anlamına gelmemelidir.
***
“Çözümsüzlük” budur işte!
Ya Türkiye’ye bağlısınız her koşulda...
Ya Kıbrıs Cumhuriyeti’ne…
Her koşulda “yokluğun” acısı Kıbrıslı Türklerin ve KKTC yurttaşlarının boynunda!
Davul da dengi dengine!
TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu geldi, KKTC Cumhurbaşkanı Tatar ile ortak basın toplantısı düzenledi. Bu toplantıyı niye iki Dışişleri Bakanı düzenlemedi?
a) TC Dışişleri Bakanı’nın “dengi” KKTC Dışişleri Bakanı değildir.
b) “KKTC Cumhurbaşkanlığı” TC Dışişleri Bakanlığı’na bağlıdır.
c) KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu açıklanan politikaya karşıdır.
d) Birleşmiş Milletler gibi Türkiye’nin de Kıbrıslı Türkler adına tanıdığı tek kişi “toplum lideri” Tatar’dır.
e) Böyle gelmiş, böyle gidecektir.