Aşk Her Şeyin Ölçüsüdür

Yılmaz Akgünlü: Aşk ve ilişki iki temel var olma biçimi olarak sürdürdüğümüz alanlardır. Varoluşun her alanına yaklaşımımızı belirleyen temel yönelimlerdir. Bu yazıda aşk derken sevgi ilişkisi içinde ortaya çıkan aşk yaşantısıyla sınırlamıyorum onu

Yılmaz Akgünlü

yakgunlu@yahoo.com

 

 

…. Geçmişin mucizeleriyle geleceğin parıltılarını bağlayan ve sesiyle duyguların sessizliğini birleştiren bir halkadır…

Halil Cibran

 

1.

Aşk ve ilişki iki temel var olma biçimi olarak sürdürdüğümüz alanlardır. Varoluşun her alanına yaklaşımımızı belirleyen temel yönelimlerdir. Bu yazıda aşk derken sevgi ilişkisi içinde ortaya çıkan aşk yaşantısıyla sınırlamıyorum onu. Aşk varoluşa yaklaşımımızda tek gerçek var edici, olumlayıcı güçtür. İlişki ise çevremize karşı en yıkıcı güçlerimizi kullandığımız yaşantı alanıdır. Yaptığımız işte, çevremizdeki insanlara karşı ya da doğaya karşı tutumumuzda bu iki varoluş biçiminden birinde olabiliriz. Bu bizim nasıl bir varlık olduğumuzun ve evrenle olan ilişkimizin temel belirleyicisidir.

 

Aşkın en temel gücü gerçekten öznel alanda ortaya çıkması, yalnızlığımızın sınırsız diplerinden doğmasıdır. Ki bu da herhangi nesnel bir araçla ölçülemeyen bir derinliktir. Aşk bu alanla temas edebilen bir kişinin içinde uyanan bir yaşantı olarak çevresindeki her şeye doğru uzanıp onlarla kendini aynı sınırsız derinliklerde bağlar. O çevresindeki belli bir nesneye doğru değil her yöne yayılan bir temas durumudur. Ancak dilin sınırlarının ötesini algılayamayan bir insana kapanmıştır aşk. Bu nedenle daha çok şiir, müzik gibi sanatların diliyle yaklaşılabilir ona.

 

Buna karşın ilişki çevremizle kurduğumuz nesnel bağlantıdır. Nesneldir, çünkü ortak bir dilden doğar ve o dilin biçimlendirdiği davranış kalıplarıyla oluşur. İlişki kurgusaldır, oluşturulmuştur, zorlama bir şekilde durur. Benliklerin ve rollerin yüzeysel oyunudur.

 

2.

Aşk zamansızdır, An’da vardır.

İlişki zamanda vardır.

Aşk gerçektir, ama gerçek değilmiş gibi görünür.

İlişki aldanıştır ama gerçek görünür.

Aşk benliksizdir, bilinçsizdir ama en yüksek bilinci ister.

 

Aşk zaman bilincinden bağımsızdır. Onun zamanı saatlerin zamanı değil, ritimlerin, döngülerin sessiz zamanıdır.  O mevsimlerin, günün batışının ve doğuşunun doğal gidiş gelişi içinde yaşanır. Sadece şu anda yaşanır. İlişki ise toplumsal zamanda ortaya çıkar, onun döngülerini izler. Aşkla ilgili insanların içinde uyanan duygu ve yaşantılar çoğu zaman gerçekdışı görünür ya da şöyle bir duyumsanıp geçilir. Oysa aşk yoluyla karşılaşmak en duyarlı ve sessiz bilinci gerektirir. İlişkiler bize kendini daha somut gerçekliklermiş gibi gösterir. Oysa ilişki benlikler olarak kendimizi aldatışımızdan doğar.

 

3.

Aşk gerçek doğumdur, ilişki ölümdür.

Aşk her an doğmak cesaretidir. İlişki her an aynı varoluşu sürdürerek ölmektir.

Aşk en derin yalnızlık ve acıdan doğar. İlişki yalnızlık korkusundan doğar.

Aşk belirsizlik, bilinmezliktir. İlişki güvenlik ister.

Aşkın yuvası sonsuzluktur, hiçliktir. İlişki yuva ister, ev ister, para ister.

Aşk fakirdir, ilişki zengindir.

 

Aşk her an bilinçle, duyguyla her an en yüksek özenle yeniden yaratılır. İlişki ise ölüme doğru gidiştir, çünkü kişi her gün aynı şekilde geçmişin oluşturduğu kalıbı tekrarlayarak yaşar. Bu ise yaşarken anlamsızca ölmektir, yaşarken yaşamamaktır. Aşk bizi gizli ve yok edilmez kılar, çünkü yok edilecek bir şey yoktur onda. Aşk bir düzen aramaz. Güvenlik değil gerçeklik ve sevgidir o. Aşkın oluştuğu yer sonsuzluk ve dolayısıyla hiç oluştur. Kendini var algılamak üzerine zorlanımlı bir çaba değildir o.

 

4.

Aşk her an kendini adayıştır, fedakârlıktır.

En inanılmaz sevinç ve anlamdır. Aşk vermektir

İlişki istemektir, almaktır.

 

Aşkta insan kendini ötekine adar, karşılaştığı nesneyle bir olur. Kendisini aştığı için en büyük sevinç onundur. Kendini aşma zordur ve benlik kaybını gerektirir. O, gururun kırılması, ötekinin yüceltilmesi ve risktir. Aşk vermeyi sever, verirken alır. Asla mutluluğa aramaz ve bulsa da ona kapılmaz. İlişki ise hesapçıdır ve almak ister. O aldıklarıyla, (bunlar övgü, ilgi ya da maddi-somut kazanımlar olabilir) büyümek ve varlığını sağlama almak ister.  Oysa sağlama alabileceği bir varlığı yoktur.

Aşk tüm tadılan sevinç ve mutluluklardan çok ötede bir sevinç doğurur. Onun sevinci sahiplenilemeyen, tutulamayan sevinçtir.

 

5.

Aşk unutmak ve yeniden yaratmaktır.

İlişki hatırlamak ve geçmişe özlemdir.

Aşk zordur. Ruhun en yüce halidir. Evrenin gerçek amacıdır.

İlişki toplumsaldır. Toplumun amacıdır.

 

Aşk anıları biriktirmek istemez, gerçi anılar ordadır ama onlara bağlanmayacak kadar şu anla meşguldür. Ama ilişki hep anıları biriktirir ve geçmişe sığınır. Aşk geleceğe doğru atılmaktır. Bu nedenle zordur, çünkü o bilinmeyene doğru sıçramaktır. Evrenin gerçek varoluş nedeni ve anlamıdır o. Bu nedenle en temelde durur O. Evren onu en gizli yere koymuştur, yakalanılamaz ve yok edilemez, kontrol edilemez anlamıdır varoluşun.

 

6.

İlişki ölümden kaçıştır, aşk yaşarken ölebilmektir.

Aşk bağlılık istemez. O uzaklık ister.

İlişki bağlılık ister. O yakınlık ister.

 

Aşk mükemmel bir saygıdır.

İlişki saygının sürekli kaybıdır.

İlişkinin sonu yıkımdır.

Aşkın sonu kendini ve evreni yaratmaktır.

 

İlişki kolaydır, sadece kapılmaktır birine.

İlişki sevilmek ister. Aşk hiçbir şey.

 

İlişkide sen ve ben varımdır.

Aşkta sadece O vardır.

Ne ben ne sen.

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri