Aşk olsun size!

Sami Özuslu

 

Can Yücel, genç yaşta çıkarıldığı darağacında altındaki tabureye tekmeyi kendi atacak kadar yürekli Deniz Gezmiş için yazmıştı şu meşhur dizeleri:
“Aşk olsun sana çocuk, aşk olsun
Acıyorsam sana, anam avradım olsun!..”
Koskoca Türkiye Cumhuriyeti Devleti, üç genci asarak ‘bölünmez bütünlüğü’nü korumuştu!
Asanların kafasına göre “Deniz, Yusuf ve Hüseyin katledilmemiş olsa, Türkiye bölünebilirdi” yani...
Bu kadar acizdi işte o kararı verenler de, verdirenler de...
Bir devlet eğer üç gencin asılmasıyla kurtulabiliyorsaydı, demek ki öyle sağlam, güçlü bir devlet falan değildi!
Üfürsen uçacak, dokunsan düşecek, ‘kumdan kale’ gibiydi demek ki Türkiye...
Öyle mi?
**
Faşizm budur işte!..
Önce söylemini, doktrinini oluşturur.
Kitleleri ona inandırır.
Ve sonra düşünür ‘gereği’ni!..
Kırar kalemi, asar birkaçını...
Hapse sokar binlercesini, işkenceden geçirir bir güzel...
Hayatı dar eder ‘düşünen’ herkese...
Aydını sürer, yazarı vurur, öğrenciyi birbirine düşürür, işçiyi polise kırdırır...
‘Çeşitlilik içinde birlik’ yerine, farklılıkları birer ‘çatışma gerekçesi’ne dönüştürür.
Ve böylece ‘korur’ devletini ya da her neyse koruduğu!..
**
68 kuşağı...
Öncekiler ve sonrakiler...
Türkiye’de ‘farklı’ düşünen kim varsa, hepsi çok acılar çekti.
Solcu olmak, aydınlanmayı savunmak, Batılılaşmaktan söz etmek, emperyalizme karşı çıkmak, emek mücadelesi vermek, barış istemek suçtu.
Anadilde konuşmak bile!..
Zindanlarda hayvanın hayvana yapmadığını ‘insan’a yaptılar!
12 Martçı, 12 Eylülcü diktatörler hep ‘devletin varlığı ve bölünmezliği’ni koruduklarını söylediler, bunun için astılar, işkenceden geçirdiler insanları...
Ama korudukları aslında ‘düzen’in ta kendisiydi.
Halkından korkan bir devlet olsa olsa acizdir.
Halktan korktular hep.
Bütün diktatörler gibi...
**
“Aşk olsun sana çocuk” der ozan...
Sadece Deniz, Yusuf, Hüseyin değil...
Dünyanın neresinde olursa olsun, faşizme karşı göğsünü geren bütün cesur yürekler hak ediyor ‘aşk olsun’u...
Ve bizimkiler de!..
6 Mayıs 1972’de asılarak öldürülen Deniz’ler gibi, gerek Türkiye’de, gerek Kıbrıs’ta faşizme kurban olan ‘demokrasi şehitleri’miz en çok...
Kıbrıslı Türkler de, Kıbrıslı Rumlar da az çekmedi faşizmin elinden...
Az kan dökmedi, az insanın canına kıymadı adayı parçalayan ve oluşan statükoyu olabildiğince sürdürmek isteyen gerici güçler...
Ve direndi her dönem faşizme, bazen bir avuç olsa da yürekli insanlar...
Ölüme meydan okudular, korkusuzca...
Aşk olsun tümüne...
Aşk olsun!..