Kıbrıs sorunu 49 yıldır müzakere ediliyor. Yani benim yaşım kadar!
1968’den bu yana tartışılmayan, konuşulmayan, didik didik edilmeyen bir tarafı kalmadı.
Akıncı ile Anastasiadis de tam iki yıldır görüşüyorlar. Gerek kendileri, gerekse müzakerecileri yüzlerce toplantıda bir araya geldiler, tonlarca kağıt dolusu öneri üzerinde egzersiz yaptılar.
Düşünün ki bir öğrenci bir dersi bir dönem, bilemediniz bir yıl süreyle alır. Sonra sınava girer. Bu kadar uzun süre ders aldıktan sonra sınavın başarılı geçmesini beklersiniz tabii…
Liderler avuçlarının içi gibi her konuyu ezbere biliyor olmalılar.
Hoca sorsa, sular seller gibi cevap verebiliyor olmaları lazım.
Bu dersi bir geçseler mezun olacaklar zaten…
* * *
İşin şakası bir yana, New York’ta varılan mutabakat çerçevesinde gerçekleşmesi beklenen Cenevre toplantılarında acaba neler olacak?
Liderler ‘liderlik’ gösterebilecekler, ‘risk’ almayı deneyebilecekler, ‘cesur’ olabilecekler mi acaba?
Yoksa ‘hassasiyetler’ hikayesinin koruyucu gölgesine mi sığınmayı tercih edecekler?
Popülizm arsa-iş-menfaat dağıtmak değildir sadece…
Gürültü çıkaran kesimlere şirin görünmek, güç odaklarına yaranmak da popülizmdir.
Hem de dik alası.
Akıncı ve Anastasiadis gerek içerideki, gerekse dışarıdaki gürültücülere ve güçlülere göre mi, yoksa halklarının çıkarlarına göre mi adım atacaklar, göreceğiz.
Başkan Akıncı “Son durak” dedi ya Cenevre için, bakalım o durakta kim duracak, kim yürüyecek.
* * *
Ekim 2016’daki New York buluşmasında Kıbrıs Türk liderliği ısrarla ‘5’li toplantı tarihi’ istemiş, bunu elde edememişti. Sonraki süreçte bu başarıldı. Mont Pelerin’lar ve sonrasında Cenevre’de garantörler masaya geldiler.
Ve fakat film orada koptu!
Araya ELAM’cıların mantık dışı önerisi ve Rum meclisinin akıl ötesi kararı girdi ama, kimse “Türkiye ve Yunanistan’ın kurduğu komite ne yaptı?” sorusunu sormuyor!
Sahi, ne oldu o iş?
Bir Amerikan sözü duydum yenile: “Aslında deve diye bir hayvan yoktur. Deve, komite tarafından adı değiştirilmiş attır!..”
Ankara ile Atina’nın kurduğu ‘güvenlik ve garantiler’ konulu komite de bu hikayeye uygun mu gidiyor, nedir?
* * *
Kıbrıs Türk liderliği Cenevre’de üç kritik konuyla köşeye sıkışacak.
Güvenlik…
Garantiler…
Güzelyurt…
Anastasiadis bu üç konuda Akıncı’ya “Elini göreyim” diyecek.
Akıncı da ‘dönüşümlü Başkanlık’ı soracak.
Anastasiadis bu konuyu fazla elinde tuttu, ama taktiği işe yaradı sanırım.
Çünkü Akıncı’nın masaya koyması gereken konulara bakılınca, Anastasiadis’inki çok da zor bir konu değil.
Masaya oturur oturmaz Anastasiadis “Dönüşümlü Başkanlığa tamam” derse, Akıncı ne yapacak?
Olası federal çözümde garantiler, askerler ve Omorfo hakkında Kıbrıs Türk liderliği masaya ne koyacak?
Yoksa sıra bunlara gelmesin diye konu yine TC yurttaşlarının çözüm sonrası ‘dört özgürlük’ meselesine dolandırılıp oyalama taktiği mi uygulanacak?
Kamuoyunun ve çözüm güçlerinin dört gözü ve dört kulağı Cenevre’de olmalı…
Top sahadan kaçmasın diye…