Atalassa askeri bölgesinde kazılar…

Sevgül Uludağ

KAZILARDA SON DURUM… KAZILARDA SON DURUM…

Kayıplar Komitesi’nin adamızın kuzeyinde ve güneyinde yürüttüğü ve “kayıplar”ın gömü yerlerinin aranmakta olduğu kazılara devam edilirken, Atalassa askeri bölgesinde yeni bir kazı başlatıldığı öğrenildi.

Atalassa askeri bölgesinden başka, Kermiya’da askeri bölgede eski ELDİK kampında (eski Yunan alayı kampı) da bir kazı devam ediyor. Askeri bölgelerdeki bir diğer kazı ise St. Hilarion’da bir okurumuzun göstermiş olduğu bir alanda genişletilerek sürdürülüyor. Burada iki “kayıp”tan geride kalanlara ulaşılmıştı. Okurumuzun St. Hilarion’da göstermiş olduğu bir diğer bölge daha bulunuyor…

Balabayıs’ta Kayıplar Komitesi’nin başlattığı kazı herhangi bir somut sonuca ulaşılmayarak tamamlanırken, Mia Milya’da (Haspolat) da kazılar sürdürülüyor.

Bir diğer kazı Aya İrini’de (Akdeniz) 1974 “kaybı” iki Kıbrıslıtürk’ün gömü yerinin aranmakta olduğu bir kazı…

Vadili’de kuyu kazısı devam ederken, Galatya gölünde de kazılar sürdürülüyor.

Bir diğer kazı ise Aşşa’da (Paşaköy) efgaliptoların altında devam ediyor.

Kayıplar Komitesi kazı ekiplerinde bulunan tüm arkeologlarımıza, şirocularımıza ve diğer çalışanlara “Çok kolay gelsin” diyoruz…


San Fransisco Uluslararası Film Festivali’nde insan yüreğine dokanan bir film gösterilecek…

Muhi’nin inanılmaz öyküsü…

Nisan ayında gerçekleşecek San Fransisco Uluslararası Film Festivali’nde insan yüreğine dokanan bir film gösterilecek: Muhi’nin inanılmaz öyküsü…

9 Nisan ve 12 ile 13 Nisan tarihlerinde gösterilecek film bir İsrail-Alman ortak yapımı… Filmi Rina Castelnuovo-Hollander ile Tamir Elterman yönetmiş… Gerçek bir yaşam öyküsünü anlatıyor ve bir belgesel film bu…

Küçük Filistinli Muhammed – ona “Muhi” de diyorlar – büyük bir otoimmun hastalığı nedeniyle elleri ve ayakları kesilmiş, hastanede yaşamını sürdürüyor – takma bacakları ve takma kolları var…

Henüz bebekken, Gazze’de onun için yeterli tıbbi olanaklar olmadığı için bir İsrail hastanesine kaldırılmış, acil tıbbi müdahale için ve kolları ve bacakları kesilmek durumunda kalmış… Muhi, o günden bu yana yaşamını o hastanede sürdürüyor…

Takma bacaklarıyla hastane koridorlarında dolaşıyor, gülüyor… Hastane Muhi’nin tüm bakımını üstlenirken, Muhi’nin dedesi Abu Naim’i de konuk ediyor. Muhi’nin annesi, Muhi Gazze’ye getirilirse yetersiz tıbbi olanaklar nedeniyle öleceğini söylüyor. Ancak İsrail’de Abu Naim’e ne vize, ne de çalışma izni veriliyor. Ağır güvenlik önlemleri altındaki bir barikatın iki tarafında aile belirsiz biçimde parçalanmış… Çevrelerinde İsrail-Filistin çatışmaları sürerken, hastanenin dört duvarı Muhi ve dedesi için bir tür “ara bölge”ye dönüşüyor. Muhi, İbranice ve Arapça arasında gidip geliyor… Merkezi Kudüs’te bulunan gazeteci Rina Castelnuovo-Hollander ile Tamir Elterman, bu ailenin inanılmaz öyküsünü belgesele aktarmışlar ve Orta Doğu’daki acımasız çatışmanın insanları nasıl etkilediğini gösteriyorlar…

Rina Castelnuovo-Hollander, çeşitli ödüller kazanmış İsrailli bir fotoğrafçı. Roma’da Güzel Sanatlar Akademisi mezunu, son 23 yıldır New York Times için fotoğrafçılık yapıyor.

Amerikalı belgesel ve video gazetecisi Tamir Elterman da New York Times için çalışıyor.  ABD’de Columbia Gazetecilik Okulu’ndan mezun…

(San Fransisco Uluslararası Film Festivali web sayfasından derleyip Türkçeleştiren: Sevgül Uludağ.)