Atanmış mutluluk!

Tayfun Çağra

“Belediyelerde de reform yaptık, başkanlar mutlu” demişti Ünal beyi… Mutlular mı bilmiyorum ama faturaları ödeyen halk mutlu değil.

Bu ayın su faturası geldi. Temizlik vergisi 226 TL.

Geçen ay 60 küsur, ondan önceki ay 33 TL’ydi galiba…

“Gelecek ay daha da mı artacak?” diye sordum yeni adıyla LAÇ Belediyesi yani Lapta-Alsancak-Çamlıbel Belediyesin’deki binaların! birindeki telefonuma çıkan çalışana;

“Bilmiyorum” dedi.

Karşılıklı güldük.

Halimize güldük. Halka rağmen, partisine rağmen Başbakan olarak atanan Ünal beyi belediyelerin memnun olduğunu iddia ederek yapılan değişikliği örnek veriyordu, öğretmenlerle ilgili değişiklik yasasını geçirmek isterken tepki gösteren öğretmenlere…

Belediyelerle ilgili yasa geçerken, yani belediyelerin sadece sayılarının azaltılması ile ilgili yasa geçerken hiçbir ön çalışma, plan, proje yapılmadığını söylemiştik.

Sadece sayılarının azaltılmasının belediyelerin içinde bulundukları özellikle maddi sıkıntılarından kurtulmalarına yeterli olmayacağını, gerçek anlamda bu işin faturasının halkın sırtına bineceğini de söylemiş, yazmıştık birçok kişi gibi…

Öyle de oldu zaten;

Önce su ücreti yükseltildi çünkü Türkiye’den gelen suyu belediyeler artık daha pahalı alıyorlar… O sudan almasalar bile su yine de artırıldı.

Sonra çeşitli kalemler zamlandı faturalarda, örneğin temizlik, az önceki örnekte olduğu gibi…

***

Evet, belediye sayısı fazlaydı, azaltılması gerekliydi ama bunun için bir süreye ihtiyaç vardı, daha iyi planlama ve sorunların gerçekten çözümü yönünde projelerin yapılması gerekliydi.

Bazı belediyeler birleştirilip sayı azaltılırken o birleşen belediyenin kasasına fazladan girecek para belki de daha fazla bir giderle o kasadan çıkacaktı.

O zaman o yükü alan belediye, yükünün bir kısmını halkın sırtına yükleyerek paylaşmaya çalışacaktı doğal olarak… Halkın daha önce aldığı hizmet şimdilik farklı hizmetlerde 3-5-7 kat artmış oldu.

***

“Belediye başkanları mutlu” dedi atanmış Ünal Üstel… UBP-DP-YDP hükümeti emir aldıkları patronlarını Pazartesi günü Ercan’da karşılamak için hazırolda beklerken tüp gaz bitiyordu piyasada herhalde gelecek zamma hazırlamak için… Akaryakıta zam gelmişti zaten iki gün öncesinden… Karnını doyurmak için vatandaşın evine almak zorunda olduğu ekmeğe de zam gelmesi bekleniyor bugün-yarın %25 oranında…

TL her gün erirken, cepte kalan birkaç kuruş da yok olup giderken onlar, elleri önlerinde patronlarının söylediklerine şak şak yapıyor, emirlere “peki efendim” çekiyor, soru soracak gazetecileri de basın toplantısına almıyorlardı hem de gelen haberlere göre Elçilikten gelen emirlere itaat ederek…

Sonra konuştu atanmış Tatar, onu oraya atayan Erdoğan’la birlikte… “Yeniden müzakerelerin başlaması için KKTC’nin tanınması gerek” dediler.

Hangi KKTC?

Cumhurbaşkanı da, Başbakanı da, bakanları da emir aldıkları yer tarafından atanan KKTC.

TC Elçiliği’nin emirlerine göre hareket eden Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın olduğu KKTC.

Dillerine doladıkları ve sıkılmadan ifade ettikleri şekilde egemen-eşit olduğunu iddia ettikleri KKTC.

***

Belediye başkanları değil ama Ünal beyi ve Ersin beyi, hatta Fikri beyi ve Erhan beyi, hatta hatta Tahsin beyi mutluydu.

Vatandaş eriyen TL’nin, artan faturaların, gelen ve gelecek olan zamların altında ezilirken atanmışlar mutluydu.

Kula kulluk ediyorlardı ki herhalde bu durum onlar için mutluluktu!