Ateş bu kez önce Lefkoşa’da yanacak!

Lefkoşa Türk Belediyesi’nin 7 Nisan’da gerçekleşecek olan ara seçimlerinin bir yıl için yapılacak olması kendi başına zorlukları da beraberinde getiren bir husus. Lefkoşa Türk Belediyesi’nde karşılaştığımız sorunun ana nedeninin yönetsel

 

Lefkoşa Türk Belediyesi’nin 7 Nisan’da gerçekleşecek olan ara seçimlerinin bir yıl için yapılacak olması kendi başına zorlukları da beraberinde getiren bir husus. Lefkoşa Türk Belediyesi’nde karşılaştığımız sorunun ana nedeninin yönetsel olduğu açık. Eski Belediye Başkanı’nın başarılı olamayacağı bir görevi üstlenmiş olması, özellikle aşırı istihdamla şişirilen belediye personeli yanında, alınan borçların gerekli plan ve program yapılmadan, keyfi ve kişisel tercihlere göre kullanması bugünkü büyük kaosa neden oldu.

Elbette Lefkoşa Belediyesi’nin ciddi bir borcu vardır. Fakat yönetsel güven tesis edildikten sonra bu borcun altından kalkmamak için hiçbir neden yoktur. Günümüzde yöneticilerin başarısızlıkları, toplumu yöneten hükümetin ve siyasi partinin gayri ahlaki uygulamaları dikkate alınmadan, ekonomik akılcıların değişmez mutlak olarak pazarladıkları ve daha fazla özelleştirme daha fazla çalışan karşıtı mantıklarına asla kapılmamak gerekir. Hiçbir sorunun tek bir çözüm yöntemi olamaz ve insan aklı bu kadar ilkel değil, malum!

Dolayısıyla bir şirket yönetirmişçesine değil, insan merkezli, insana eşit hizmet anlayışıyla, hem çalışanın hem de Lefkoşa halkının etkin işbirliği ile Lefkoşa’yı çağdaş bir yerel yönetime kavuşturmak mümkündür. Bu anlayış farkı sadece yerel yönetimler için değil, şu küçük adamızın yarını için de temel yönetim felsefesi olacaktır.

“Lefkoşa’yı seçim temizler” diyerek yola çıkalı bir yıldan fazla bir zaman oluyor. Lefkoşa’nın sorunlarına günlük basit tedbirlerle çözüm üretilemeyeceğini gördüğümüz noktadan itibaren tavrımız açık oldu. Seçime gidilmeli! Elbette sorun Lefkoşa özelinin ötesinde ele alındığı ölçüde anlam kazanır. Çünkü mesele kimin yöneteceği kadar nasıl yöneteceği, yarına ne bırakacağı ve çok kritik bir aşamadan geçen toplumun toparlanmasında ne denli etkin olunabileceği konusudur.

Günde yaklaşık yüz bin kişinin hareket ettiği bir kentin yani Lefkoşa’nın kuzey Kıbrıs geneline etkisi yüksek olur. Bu etkiyi, başarılı bir yönetim ile Kıbrıslı Türklerin yöneticilik vasıflarının yeniden gözler önüne serilmesi yanında, toplumun başarılı olma özlemine karşılık vermesi ve dünya tarafından tanınmış bir belediyenin, uluslararası girişimlerle çözüm sürecinde yer alması bağlamlarında değerlendirebiliriz.

Bir diğer önemli konu elbette yaklaşık bir yıl sonra yapılacak olağan yerel ve ardından genel seçimlerle birlikte, 2015’deki Cumhurbaşkanlığı seçimleridir.

Dolayısıyla bu zorlu ara yerel seçim sonuçlarının domino etkisi yapma olasılığı yüksek. Kıbrıslı Türkler, statükonun açmazından kurtulmak için kendi topraklarının egemeni/efendisi olma yolunda bu süreci iyi değerlendirmelidirler. Ben bu konuda yeterli toplumsal muhasebenin en azından son iki üç yıldır iyice yapıldığını düşünüyorum.

Değişimin hedefi, kendi kendini yönetme ve toplumun mutluluğu, kalitesi yüksek bir yaşam hedefi olacaktır.

Öğretilmiş çaresizliği aşabilmek için, her şeyden önce ‘herkes koltuk derdinde’ söylemlerinden toplum olarak kurtulmamız şarttır. Çünkü bu tür söylemler, bilinçli olarak toplumsal değişim motivasyonunu kırmanın ve statüko kültürünü hakim kılmanın diğer adıdır. Esas tehlikeli olanlar bu tür söylemleri tekrarlayanlardır.

Ateşi yakmaya bu kez Lefkoşa’dan başlayacağız!

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri