Avrupa Birliği’ndeki haklarımızı da kaybetme tehlikesi

Cenk Mutluyakalı

“İki ayı devlet” iddiasıyla ciddi bir yol ayırımına girildi.
İlk değil!
Yirmi sene önce de Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne karşı en önemli kozu buydu.
“KKTC”yle baş başa kalmamızı isteyen bir siyaset var.
Bu siyaseti dayatanlar temiz bir iradeyle seçilmedi.
Şimdi Avrupa Birliği’ndeki haklarımızı kaybetmek pahasına tehlikeli bir oyuna girişiyorlar.
Üstelik hiçbir yeni kazanım yok ortada…
Fiyakalı laflar dışında!

***

Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti’ndeki “garantörlük” iddiasını terk etmezse eğer masadaki önerinin samimiyet yok demektir. Çünkü o anlaşmada Kıbrıs’ın bütünlüğü var. Ya da bu hükümet, “KKTC Kuruluş Bildigesi”ni değiştirmezse… Çünkü orada da “federal çözüm” var.

***

Gelelim başlığa!
“Avrupa Birliği’nde ne hakkımız var ki kaybedeceğiz” diyenler çıkabilir.
Bal gibi de var!
Avrupa Birliği, Nisan 2004’ten beri adanın yeninden birleşmesi için Kıbrıslı Türklere de katkı sağlıyor.
600 milyon Euro’nun üzerinde bir destek verildi.
Temelli bir ayrılığa gitmek, Kıbrıslı Türklerin Avrupa Biriği’ne de sırt dönmesidir.
Kıbrıs Cumhuriyeti yurttaşlığı üzerinden, Avrupa Birliği’nden bireysel olarak elde edilen “serbest dolaşım, yerleşim, çalışma hakkı” önemlidir.
Bunun “maddi karşılığı” çok kolay hesaplanabilir değildir.

***

Bir anahtarcıya gittim dün…
Öyle yakından tanışmıyoruz, siyasi görüşünü de bilmem.
“Ne olacak yani” dedi öfkeyle yüzüme bakarak, “sanki kırk senedir ayrı devlet yok da şimdi akıllarına geldi. Tek bir ülke tanır seni, O’nu da gördük, işine geldi mi tanır, gelmezse tanımaz” diye söylendi.
Demir çiğniyordu adeta ve anahtar onun duygusunda gizliydi.

***

Düşüncem odur ki Kıbrıslı Türklerin tamamına yakını "federal bir çözüm" istiyor.
Çünkü geleceğini Avrupa'da görüyor.
“KKTC vatandaşları”nın en az yarısı da aynı düşüncededir.
Bir ayırım değil sözlerim, Kıbrıs’ın kuzeyine dair tarifdir.
Çünkü “kalıcı ayrılık” talebi, Avrupa Birliği yurttaşlığı olmayan KKTC vatandaşları üzerinden kurgulanıyor. Kıbrıslı Türkler gözden çıkarılırken, “KKTC yurttaşı” önemli bir nüfusun geleceği de Avrupa’ya değil Türkiye’nin kaderine bağlanıyor.

***
Cenevre’de “tarihi adım” dedikleri nedir, söyler misiniz?
Adanın kuzeyinden bakınca “ilhak” görünüyor, güneyinden bakınca Avrupa!
Masayı bilmem de hayatın içindeki “tarihi gerçek” budur!