Avrupa’da okumak ister misin?

Derya Beyatlı

Farklı bir adresin olsun ister misin bir süreliğine? Bir Avrupa ülkesinde, sana ait minik bir studio, yeni komşular, farklı bir peyzaj ilgini çeker mi?

Otobüsler, metrolar, tramvaylar, hatta belki vapurların kullanıldığı bir şehirde yaşamak ister misin? Bir bisiklet de edinebilirsin, özgürleşirsin.

Kalabalıklar içerisinde kaybolurken kendini tanırsın. Yeni dostlar edinirsin, çeşit çeşit ülkeden. İspanyol Pansiyonu ’nun gerçekte ne anlama geldiğini öğrenirsin. Yeni bir aile kurarsın kendine dostlardan, paylaşır, çoğalırsın.

Trenleri keşfedersin sonra, seyahat etmenin ne kadar kolay olduğunu görür, bir Avrupa ülkesinden ötekine geçersin rahatça, fark bile etmezsin ulusal sınırları aştığını. Her durakta inip bir şişe su alırsın belki, o şehre de ayak bastım diyebilmek için.

Uykusuzlukla tanışmadıysan henüz, tanış tavsiye ederim. Sosyal hayat, dersler ve uykudan sadece ikisini seçebileceğin bir hayatın olacak oralarda. Bazen bilgisayar önünde sabahlayacaksın, bazen kütüphanede. Kutlayacaksın sonra çok çalışmayı günün ilk ışıklarına dek. Kahve en yakın dostun olurken, uyku ender karşılaştığın eski bir tanıdığa dönüşecek. 
 
Yeni hobiler edineceksin. Gideceğin şehirde çeşit çeşit klüpler, dernekler, okullar bulacaksın. Önceden ismini bile duymadığın aktiviteler sunulacak önüne, boş geçirecek bir dakikan bile kalmasın diye. Öğrencilik hayatını sonuna kadar yaşa diye! Bir kaç tane seçeceksin kendine, spora, sanata, kültüre doyacaksın. Farklı kapılar aralayacak, farklı yaşamlar öğreneceksin.

Eğleneceksin, çok eğleneceksin.

İnsana değer verildiği bir ülkede yaşayacaksın, devletin polisiyle, doktoruyla,  belediyesi ile sadece vatandaşına hizmet etmek için var olduğu bir ülkede. Yasalar koruyacak seni, güveneceksin. Sistemli yaşamaya başlayacaksın, sorumlu vatandaşlık fikrine ısınacaksın.  

Hastanelere yolun düşmez hiç umarım, ama düşerse kaliteli sağlık hizmeti alacaksın, ücretsiz. Derdini dinleyen, sıhhatinle ilgilenen aile dışı bireyler girecek yaşamına, güven duygunu pekiştirecek. Sorunlarını kendin çözmeyi öğreneceksin mecbur, ama etrafta yardım edecek birileri mutlaka bulunacak.       

Yeşil parklar, bahçeler olacak sağında solunda. Doğayı şehrin göbeğinde içine çekeceksin. Öğlen yemeğin çoğunlukla sandviç olacak, üzgünüm. Sandvicini üniversitenin gölündeki ördeklerle, etrafta gezinen tavşanlarla, ya da sana bir filden nasıl kaçman gerektiğini anlatan Kenyalı bir dostla paylaşmak gibi minik mutluluklar da tadacaksın ama.        

Farklı kültürler tanıdıkça zenginleşeceksin. Aynı şeyi yapmanın farklı yollarını ve hepsinin aynı derecede geçerli olabileceğini kabullenmek zaman alacak biraz. Ufkun öyle bir genişleyecek ki, artık seni hiçbir çember tutamayacak. Geri döndüğün zaman bambaşka gözlerle bakacaksın dünyaya ve çemberleri kırmaya başlayacaksın ülkende. Gelecek umudunu sende görecek bakan. 

Anadiline hasret kalacağın zamanlar da yaşayacaksın. Başka bir dilde anlatmaya çalışacaksın derdini. Zor olacak başlarda, ama sakın vazgeçme, kolaya kaçma. Rüyalarını farklı bir dilde görmeye başladığın an, bir dil daha, bir insan daha katmış olacaksın hayatına.   

Seni arkadaşı gören hocaların olacak. Ezbere dayalı olmayan bir eğitim dünyasına gireceksin. Fikir sahibi olman beklenecek, sana dayatılanı kabul etmemen, sorgulaman, tartışman, doğru bildiğini savunman. Öğrenebildiğin sürece büyüyeceksin.

Kolay olacak demiyorum, olmayacak! Okuyacaksın, çok okuyacaksın, belki yıllardır çalışmadığın kadar çok çalışacaksın. Karşılığında çok iyi bir eğitim ve dahası kimsenin alaşağı edemeyeceği bir özgüven kazanacaksın. Zoru başarmanın özgüveni bu, kendi ayaklarının üzerinde durmanın mutluluğu.

İster misin?

100 adet, bir Avrupa Birliği üyesi ülkede eğitim görebilmen için 100 adet burs veriyor Avrupa Komisyonu bu yıl yine.

28 ülkede, alanında en iyilerin de içinde bulunduğu sayısız üniversitede, istediğin bölümü seçme şansın var. İstersen buradan başla, en iyi üniversitede, en iyi eğitimi al!

Kanalları olan bir şehirde mi yaşamak istersin, yoksa deniz mi olmalı mutlaka? Kapalı havalarda yaşayabilir misin, ille akdeniz iklimi mi olsun dersin? Şehir seçerek de başlayabilirsin işe istersen.

Karar veremiyorsan eğer bir türlü, websitesine bak (www.abburs.eu), AB Burs Programından faydalanmış eski bir bursiyer ile konuş, bu yılki program uygulayıcısı British Council’a uğra, yardımcı olacaklardır.

Biliyor musun, bir kez karar verdikten sonra gerisi çok kolay.

Hayatını değiştirecek altın fırsat bu, bana sorarsan kaçırma derim. İnsanın kendine yapabileceği yatırımın getirisi en büyüğü olanı eğitimdir.

Avrupa’da yaşamanın keyfi de cabası...
 

13 Nisan 2014
Marsilya

 

 

--------------------------

 

L’Auberge Espangole, 2002 yapımı Cédric Klapisch filmi