CTP-BG Milletvekili ve Dış İlişkiler Sekreteri Armağan Candan, geçen yılki seçimlerde milletvekillerinin yarısı yenilenen Avrupa Parlamentosu’nda Kıbrıs Türk tarafının pozisyonlarını savunacak milletvekillerinin olması konusunda önemli yol katettiklerini söyledi.
“Orada bizim derdimizi anlayanlardan oluşan bir grup yavaş yavaş oluşuyor” diyen Candan, meclis heyetinin Strazburg’taki temasları hakkında bilgi verdi.
AP’deki bütün siyasi grupların Kıbrıs’taki müzakere sürecinin bir an önce başlamasını arzu ettiğini söyleyen Candan, kendilerinin de AB’nin üzerine düşen görevleri yerine getirmesi gerektiğini hatırlattıklarını belirtti.
Armağan Candan, “Günün sonunda, bu bölgede bir çözüme varılması, AB için de bölgede bir başarı hikayesi olacaktır. Kıbrıs konusunun Doğu Akdeniz’deki işbirliğinin önünü açacak bir başarı hikayesine dönmesi AB’nin de uluslararası camia içinde prestijini artıracak bir unsur olacak. Çünkü kendi içindeki bir sorunu çözemeyen bir birlik, bir siyasi yapı, kendi dışındaki sorunların çözümündeki etkinliğinde ne kadar inandırıcı olabilir?” diye konuştu.
Türkiye raporu taslağında Kıbrıs’a ilişkin paragrafların eskiye göre daha öz, tarafsız ve kalıcı federal çözüme güçlü vurgu yapılan bir noktada olduğunu gördüklerini de kaydeden Candan, çözüm karşıtı bazı Rum milletvekillerinin çalışmaları ile, AP’deki bir grubun federal çözümün Kıbrıs paragrafından çıkarılması için girişimler yaptığı ve kendilerinin buna müdahale ettiklerini ve federal çözümün AP’nin Türkiye raporunda mutlaka yer alacağı yönünde teyid aldıklarını belirtti.
AB’nin Rusya’ya dönük olarak uzlaşılmış, ortaklaştırılmış bir dış politikası olduğunun altını çizen Candan, buna Kıbrıslı Rumlar aracılığıyla herhangi bir şekilde halel gelmesini kabul etmediğinin altını çizdi.
• Soru: Geçtiğimiz hafta meclis heyeti olarak Strazburg’ta temaslarda bulundunuz. Temaslarınız hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
• Candan: Strazburg’ta Avrupa Parlamentosu’nda meclis heyeti olarak rutin ziyaretlerimiz çerçevesinde temaslarda bulunduk. Bu gidişimizde AP’de bulunan Sosyal Demokrat Grup, Merkez Sağ Grup, Liberal Demokrat Grup, Yeşiller ve Muhafazakar Grup milletvekilleri ve temsilcileriyle görüşmeler yaptık. AP Türkiye Raportörü Kati Piri ve AP Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Elmar Brok’la ikili toplantılar gerçekleştirdik. AP Başkanı Martin Schulz’un kabinesinde Kıbrıs konusundaki danışmanlarıyla temaslarda bulunduk. Ziyaretimizde Kıbrıs konusunun geldiği aşama, müzakerelerin seçimlerden sonra kaldığı yerden başlaması gerektiğine ilişkin pozisyonumuzu aktardık. AB çevreleri ve AP’deki bütün siyasi gruplar Kıbrıs’taki müzakere sürecinin bir an önce başlaması gerektiğini düşünüyor. Kıbrıs sorununun çözüldüğünü ve tarafların bir uzlaşı noktasına vardığını görme beklentisi içindedirler. Zaten bu güne kadar yaptıkları çağrılarda da kalıcı bir çözüme bir an önce varılması gerektiği yönündeki pozisyonlarını her zaman ifade ettiler. Bu yöndeki beklentileri devam ediyor. Elbette biz de onlara bu sorunun artık AB’nin de bir sorunu olduğunu ve kendilerine düşen görevleri de yerine getirmeleri gerektiğini hatırlattık.
“Çözüm, AB için de bir başarı hikayesi olacak”
•Soru: Adadaki iki tarafın pozisyonlarını nasıl değerlendiriyorlar?
• Candan: Özellikle doğalgazdan kaynaklanan krizin sona ermesini, bunun çözüm müzakerelerini ve barış sürecini olumlu yönde etkilemesi gereken bir unsur olduğunu düşünüyorlar. İki tarafın bu anlamda tansiyonu yükseltmek yerine, yapıcı bir tavır içinde, karşılıklı hassasiyetlere dikkat etmeleri gerektiğini ve müzakere masasının kurulması için gerekli ortamın oluşmasında BM ile de işbirliği içinde çalışmaları gerektiğini söylüyorlar. Biz de zaten bu çerçevede düşündüğümüzü ifade ettik, müzakerelerin başlaması için gerekli ortamın yaratılması, çözüm görüşmelerinin seçimden sonra başlaması gerektiği yönünde görüşlerimizi aktardık. Kendilerinin önümüzdeki dönemde iki tarafın bir an önce masaya dönmesi yönünde yapacakları çağrıların önemli olduğunu, bunun tarafları cesaretlendireceğini belirttik. Günün sonunda, bu bölgede bir çözüme varılması, AB için de bölgede bir başarı hikayesi olacaktır. Kıbrıs konusunun Doğu Akdeniz’deki işbirliğinin önünü açacak bir başarı hikayesine dönmesi AB’nin de uluslararası camia içinde prestijini artıracak bir unsur olacak. Çünkü kendi içindeki bir sorunu çözemeyen bir birlik, bir siyasi yapı, kendi dışındaki sorunların çözümündeki etkinliğinde ne kadar inandırıcı olabilir? Bu konu şu anda sorgulanmaktadır. Dolayısıyla Kıbrıs konusu hem bu açıdan önemli, hem de bölgedeki işbirliği ortamının, özellikle Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs arasındaki işbirliği ortamının gelişmesine katkı koyacak.
Rusya...
Öte yandan, AB ile Rusya arasında son birkaç yıldır, özellikle Ukrayna’daki savaşın da gündeme gelmesiyle, gerçekten siyasi anlamda soğuk bir döneme girildi ve şu an itibarıyla AB’nin sınırlı da olsa bazı Rus şirket ve işadamlarına dönük yaptırımları var. Önümüzdeki dönemde bu yaptırımların özellikle savunma ve enerji alanlarını da kapsayacak şekilde genişletilebileceği konuşuluyor. Dolayısıyla AB’de ve özellikle AP’de Rusya ile ilişkilerde önemli bir hassasiyet var. Rusya’nın bazı tavırlarına dönük ciddi anlamda eleştirel bir duruş var. Bu noktada AP çevrelerinde Anastasiadis’in Moskova ziyaretiyle birlikte gündeme gelen, özellikle Kıbrıs Rum limanlarının Rus savaş gemilerine bazı kolaylıklar sağlaması yönündeki girişimler ve mutabakatlar ciddi anlamda rahatsızlık yaratıyor. Bu konudaki hassasiyetlerini, rahatsızlıklarını ciddi bir şekilde gördük. Bu çok net bir şekilde ifade ediliyor. Kıbrıs Rum tarafıyla Rusya arasındaki ilişkilerin, zaten oluşturulması zor olan AB dış politikasını sarsmasını istemiyorlar. AB’nin Rusya’ya dönük olarak uzlaşılmış, ortaklaştırılmış bir dış politikası var ve buna Kıbrıslı Rumlar aracılığıyla herhangi bir şekilde halel gelmesini, bunun zayıflamasını kabul etmiyorlar. Bu anlamda Kıbrıslı Rumlara da ciddi uyarıları olduğunu da söyleyebiliriz.
“Federal çözümün Türkiye raporunda yer alacağı teyid verildi”
• Soru: AP’nin Türkiye ile ilgili raporunda yer alan Kıbrıs paragrafına ilişkin de temaslar yaptınız. Bu konuda ne gibi hassasiyetleri dile getirdiniz ve son durum nedir?
• Candan: Geçtiğimiz yıl seçilmiş olan AP’de ilk defa, CTP’nin de gözlemci üye olduğu, Sosyal Demokrat Grup’tan bir milletvekili Türkiye raportörlüğünü üstlendi. Sosyal Demokrat Grup Kıbrıslı Türklerle, özellikle CTP aracılığıyla iyi ilişkileri olan bir grup. Bizim de toplantılarına katılıp, söz alabildiğimiz bir grup. Son Türkiye raporu taslağında Kıbrıs’a ilişkin paragrafların eskiye göre daha öz, tarafsız ve kalıcı federal çözüme güçlü vurgu yapılan bir noktada olduğunu gördük. AP milletvekilleri tarafından Türkiye raporuna ilişkin yüzlerce değişiklik önergesi verildi. Bunların yarıya yakını Kıbrıs paragraflarına ilişkindir. Kıbrıslı Rumlar’ın orada önemli bir etkinliği var. Diğer yandan Kıbrıs Türk tarafının gerek bizim meclis heyeti olarak yaptığımız çalışmalar, gerekse Brüksel’de bulunan temsilciğimiz aracılığıyla girişimlerimiz var. Sözkonusu olan Türkiye raporu olduğu için de her konuda Türkiye direkt muhataptır.
Bu arada çözüm karşıtı bazı Rum milletvekillerinin çalışmaları ile, AP’deki bir grubun federal çözümün Kıbrıs paragrafından çıkarılması için girişimler yaptığı da bilgimize geldi. Biz buna orada müdahale ettik. AB’nin çözüm şekli olarak iki kesimli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı federal bir çözüm öngördüğünü, bunun BM parametresi olduğunu ve raporda mutlaka yer alması gerektiğini belirttik. Sonuç olarak federal çözümün AP’nin Türkiye raporunda mutlaka yer alacağı yönünde bize teyid verildi.
Gelinen aşamada nasıl değişiklikler olacağını göreceğiz. Çok sayıda öneri yapıldığı ve bunların görüşülmesi zaman alacağı için daha önce Nisan ayının başında tamamlanması öngörülen bu raporun Mayıs ayının sonrasına kaldığı raportör Kati Piri tarafından bize ifade edildi. Biz rapor tamamlanıncaya kadar görüşlerimizi ifade etmeye devam edeceğiz ve gelişmeleri takip edeceğiz.
Hellim...
• Soru: Son dönemde Kıbrıs Türk ve Kıbrıs Rum tarafı arasında hellim konusunda bir tartışma yaşanıyor. Hellime ilişkin kararı verecek olan Avrupa Komisyonu ama bu konuda AP’de de görüşmeler yaptınız. Hellim konusunda ne gibi temaslar yaptınız?
• Candan: Hellim konusunda Kıbrıs Türk tarafı olarak yaptığımız çalışmalara, gerek siyaset kurumu, gerek Dışişleri Bakanlığı, gerekse sivil toplum kuruluşlarımız, gerekse sektör temsilcilerimizin yaptığı girişimlere baktığımızda, 1990’lı yıllarda alınan ABAD kararı döneminde üstümüzde bulunan ataleti atmış olduğumuzu memnuniyetle görüyoruz. Lobi faaliyetlerini eskiye göre daha etkin bir noktaya taşımış olmamız memnuniyet verici bir gelişmedir. Biz de AP’de son yaptığımız temaslarda hellimin Kıbrıs Türk ekonomisi için önemini çeşitli rakamları da paylaşarak anlattık. Burada sivil toplum kuruluşlarımız ve özel sektör temsilcilerimizle birlikte hazırlanmış olan pozisyon kağıdını da görüştüğümüz kişilere verdik. Avrupa Komisyonu’nda ilgili çalışma devam ediyor. Ancak AP milletvekillerinin Avrupa Komisyonu’na soru sorma yetkisi var. Biz de AP’de bize yakın olan milletvekillerinden Avrupa Komisyonu’na sorular sorarak hellimin Kıbrıs Türk ekonomisi için olan önemini ne kadar dikkate aldıklarını sorgulamalarını talep ettik.
• Soru: Son dönemde Doğrudan Ticaret Tüzüğü de yeniden gündeme geldi. Bu konuda bir çalışma var mı?
• Candan: Doğrudan Ticaret Tüzüğü’ne ilişkin olarak AP içinde çok büyük bir hareketlilik yok ama bazı AB üye ülkelerinin Doğrudan Ticaret Tüzüğü’nün yeniden gündeme gelmesine dönük girişimleri olduğunu biliyoruz. Bu talepler geldikçe, AP de konuyu yeniden gündemine alabilecektir.
Kayıplar...
• Soru: Kayıp şahıslar konusu çok uzun yıllardır politize edilmeden ele alınan ve çok başarıyla yürütülen iki toplumlu bir proje. Son dönemlerde konunun politize edilmeye çalışıldığını gözlemliyoruz. Geçtiğimiz aylarda AP de bu konuda bir karar aldı. Yaptığınız görüşmelerde kayıplarla ilgili ne gibi bilgiler verdiniz?
• Candan: AP’nin aldığı karar bazı Kıbrıslı Rum milletvekillerinin girişimiyle alınan tek yanlı bir karardı. Bugüne kadar Kayıp Şahıslar Komitesi’nin yapmış olduğu başarılı çalışmaları gözardı eden bir rapordu. Kayıplar konusu şimdiye kadar Kıbrıs’taki liderler tarafından dahi politize edilmemiş bir alan. AP bu konuda bir hata yaptı ve taraflı, maalesef iyi çalışmadan bir karar aldı. Bu kararın herhangi bir yararı olmaz. Kayıpların bulunması konusundaki çalışma son on yıl içinde önemli adımların atıldığı, gerçekten başarıyla yürüyen ve AB tarafından mali olarak da desteklenen bir proje. Sevgili Sevgül Uludağ da geçtiğimiz günlerde bu konudaki çalışmalarından dolayı AP tarafından Avrupa Vatandaşlık Ödülü’ne layık görüldü. Biz temaslarımızda iki toplumun da kayıpları olduğunu ve gerçekten çok hassas bir konu olduğunu detaylı bir şekilde anlattık. Bazı AP milletvekilleri konuya hakim olmadıklarını ve kararın aceleye geldiğini de ifade ettiler. Yaptığımız girişimlerin olumlu sonuçlarını gördük. Bu konuda Kıbrıslı Türkler’in haklarıyla ilgili olumlu katkı yapacaklarına dair bazı milletvekillerinin sözünü de aldık.
“Derdimizi anlayan bir grup yavaş yavaş oluşuyor”
• Soru: AP’de, ortadan kalkan ve çok da etkin ve başarılı olmayan Kıbrıslı Türklerle Yüksek Seviyede Temas Grubu vardı. Benzer bir grubun kurulması söz konusu olabilir mi?
• Candan: Temas grubunun yerine yeni bir şey konmadı. Etkinliğimizi görüşmeler ve yaptığımız temaslarla artırmaya çalışıyoruz. Geçen yılki Avrupa Parlamentosu seçimlerinde AP’nin yarısı yenilendi. Artık yeni milletvekilleri ve yeni bir AP var. Biz, Kıbrıs Türk tarafının pozisyonlarını anlattık ve Kıbrıs Türk tarafının pozisyonlarını oralarda savunacak yeni milletvekilleri grubu oluşturmaya çalışıyoruz. Bu konuda önemli yol katettiğimizi de söyleyebilirim. Orada bizim derdimizi anlayanlardan oluşan bir grup yavaş yavaş oluşuyor. Belki ilerleyen zamanlarda AP yeni bir formülle Kıbrıslı Türklerle olan ilişkilerini düzenleme konusunu yeniden ele alabilir.
Bu arada AB uyum sürecini devam ettirdiğimizi, geçirdiğimiz uyum yasalarını, önümüzdeki dönemde kamu reformu dahil pek çok çalışmayı hayata geçireceğimizi anlattık. Bu anlamda AB Mali Yardım Tüzüğü çerçevesinde verilmekte olan teknik desteğin devam etmesinin önemini de vurguladık.