Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM ve şahsen kendisinin, Kıbrıs'ta herkesin kabul edebileceği bir çözüm arayışını desteklemek amacıyla iki toplumun ve garantör güçlerin emrine amade olduklarını bildirdi.
Salı günü BM Güvenlik Konseyi'nin Avrupa'daki anlaşmazlıklarla ilgili toplantısında konuşan Guterres, “Yıllardan beri devam eden Kıbrıs sorununa kapsamlı ve kalıcı bir çözüm bulma müzakereleri dâhil Avrupa'daki bazı barış çabalarına öncülük ediyoruz” dedi.
Avrupa'daki anlaşmazlıkların, sadece doğrudan müdahil olanları ilgilendiren bir trajedi değil aynı zamanda kazanılan gelişmeleri tersine çeviren toplumları ve halkları, bölgesel ve küresel refaha katkı ve potansiyelleri engelleyen anlaşmazlıklardır” dedi.
Toplantıya katılan 44'ü aşkın AB ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (OSCE) üyesi ülke ve temsilciler de konuşmalarında, Avrupa'da barışın mutlaka olması gerektiği mesajı gönderdiler. Birçok konuşmacı, Ukrayna ve Kıbrıs’tan ayrıca Dağlık Karabağ, Transdinyester ve Gürcistan'daki toprak anlaşmazlığından söz ettiler. Toplam on sekiz üye ülke ve bir gözlemci görüşlerinde Kıbrıs'a değindiler.
Üye ülkelerden dışişleri bakanları, üst düzey yetkililer ve diğer temsilciler, 20 Şubat'ta ölen Rusya Federasyonu Daimi Temsilcisi Vitaly Churkin'ü övdüler, ailesine ve Rusya Federasyonu Hükümetine taziyelerini ilettiler.
Avrupa Dış Eylem Dairesi Genel Sekreteri Helga Schmid, sonunda tarihi bir olaya tanık olduklarını, BM gözetiminde Kıbrıs'ta iki lider arasındaki müzakerelerde sona gelindiğini söyledi.
Schmid, “Hiçbir dönemde bir çözüme bu kadar yaklaşılmadı. Avrupa Birliği'nin özel bir görevi olması gerekir. Çünkü gelecekte birleşmiş bir Kıbrıs Avrupa Birliği üyesi olacaktır. Cenevre'deki Kıbrıs Konferansı'nda, hem Başkan Juncker hem de Yüksek Temsilcisi Mogherini'yle en üst düzeyde temsil edildik” dedi.
ABD Daimi Temsilcisi Nikki Haley, Kıbrıs'taki liderlerin, adada uzun zamandan beri devam eden bölünmeye son vermek için ülkesinin de güçlü biçimde desteklediği bir çalışma yaptıklarını belirtti.
Rusya Federasyonu Daimi Temsilcisi Vekili Pietr Ilichev konuşmasında, ülkesinin Kıbrıs'la ilgili görüşlerinin değişmediğini bildirdi ve şöyle devam etti:
“Adada, uygulanabilir, kapsamlı ve eşit olarak elde edilecek bir çözüm görmek istiyoruz. Bütün toplumların yararına Kıbrıslıların ulaşacağı, Güvenlik Konseyi üyelerinin de dâhil olduğu görüşmelerle siyasi bir çözüm istiyoruz.”
“Güvenlik ve garantiler konusunda Rusya olarak, ayrı ülkelerden farklı olarak , Güvenlik Konseyi'nin garantilerinin en iyi güvenlik ve garanti olacağını düşünüyoruz.”
Fransa Daimi Temsilcisi Francois Delattre konuşmasında Kıbrıs sorununu, Avrupa Birliği'nin merkezinde bir ülkede sinir bozucu bir konu olarak niteledi.
Delattre şöyle dedi:
“Son tökezlemeye karşın müzakerelerde son aylarda önemli gelişme elde edilmiştir. Taraflar ilk kez bu kadar ilerlemişlerdir.”
“Güvenlik Konseyi kararları, BM Sözleşmesi ilkeleri, ayrıca AB ilkeleri çizgisinde parametrelerle kalıcı bir çözüm bulmak için daha yapılması gereken çok şey vardır. Şimdi acilen müzakereleri başlatmak ve son aylardaki olumlu eğilimi görmek, güvenlik dâhil önemli konular üzerinde ilerlemek gerekir.
İsveç Dışişleri Bakan Yardımcısı Anika Sodor ise konuşmasında, umut vaat eden Kıbrıs barış süreci ileriye taşımak için çabaları arttırma taahhüdü gerektiğini vurguladı.
Kıbrıs temsilcisi Michalis Mavros, uluslararası hukuk, ilgili Güvenlik Konseyi kararları ve AB müktesebatı çizgisinde Kıbrıs sorununa kalıcı ve barışçı bir çözüm yönünde devam eden çabalarda Genel Sekreter ve Güvenlik Konseyi'ne içten minnettarlıklarını tekrarladı.
Mavros, “Devam etmekte olan müzakere süreci kritik bir dönemece girmiştir. BM Genel Sekreteri'nin gözetiminde Kıbrıs Konferansı'nın toplanması, sorunun ulusal yönlerine, yani muhtemel bir çözümün en temel unsuru, özellikle yabancı birliklerin geri çekilmesi, çağ dışı kalmış garantiler sisteminin kaldırılması olan güvenliğe değinilmesi bütün süreçte bir dönüm noktasıdır” dedi.
Kıbrıs temsilcisi, çabaların sonuç vermesi için ilgili tüm tarafların zorunlu olan taahhüt ve siyasi istekliliği göstereceklerini umduğunu vurguladı.
Michalis Mavros şöyle devam etti:
“Genel Sekreterin kişisel ilgisinden ve Güvenlik Konseyi'nin çabalar için güçlü birlik ve destek sinyalinden oldukça memnunuz. Konular Güvenlik Konseyi'nin öncelikle uluslararası barış ve güvenliğin korunması sorumluluğu olan bir kuruluş olarak görev alanına girmesine rağmen, bu kuruluşun bu bağlamda doğal olarak özellikle görevini yerine getirmesi gerektiğini düşünüyoruz.”
“Kıbrıs'ta devam etmekte olan müzakere sürecinin başarılı sonucu, Kıbrıs'ı vatandaşları arasında müreffeh işbirliği olan, etnik, kültürel ve dini geçmişlerine bakılmaksızın barış içinde bir arada yaşanan örnek bir ülke haline getirecektir.”
“Böyle bir gelişme Kıbrıs'ı bölgede bir istikrar ve öngörülü model bir ülkeye dönüştürmekle kalmayıp Güvenlik Konseyi'nin de uluslararası barış ve istikrarı sağlamada belirleyici rolü olduğunu kanıtlayacaktır.”