İpek Halim
(Ölümünün 1. Yıldönümünde babam Gözel Halim’i büyük bir sevgi, gurur ve derin bir hasretle anarak….)
Avukat Gözel Halim
Sevgili Babam, Gözel Halim avukattı.
Eve boşanma davası açmak için gelen çiftlere
“Kaç yıllık evlisiniz?”, diye sorardı.
1 yıllık evliyseler ve ciddi sorunları yoksa
boşanma davasını açmaz, onlara bol bol nasihat eder,
ikramlarda bulunur ve evlerine gönderirdi.
Mal mülk anlaşmazlıklarında
“siz ailesiniz mahkemeye gitmeden konuşup anlaşın”, derdi.
Onları barıştırır, bir orta yol bulur, herkesi mutlu eder ve yine dava açmazdı.
Miras hazırlarken veya nafaka belirlerken
müvekkiline “ama sen babasın elbette çocuğuna yetecek kadar para vermelisin” der
kızgınlıktan doğan adaletsiz veya öfke dolu paylaşımlara her zaman karşı çıkardı.
Parası olmayanların davalarını yürütür,
bir poşet portakal karşılığı yüksek mahkemede
ciddi davalar üstlenirdi.
Küçükken uzun süre avukatların hayırsever, arabulucu, ilişki uzmanı “babalar” olduklarını sanmıştım.
Milletvekili Gözel Halim
Sevgili babam Gözel Halim Girne’den ilk muhalefet milletvekili seçilmişti.
O zamanlar milletvekili olmak hele de muhalefetten zor-saygın- yürekli bir işti.
Köy gezilerine başlamıştı. Herkesle tanışıyor. Sıkıntılarını dinliyordu.
Ama gerçekten dinliyordu!
Birçok çocuk için elbise, kitap toplanıp dağıtılıyordu.
Geceler boyu süren toplantılar yapılıyordu.
Güney Kıbrıs’tan gelen göçmenlere yardım etmek ve
köylere su, elektrik götürmek için sürekli bir caba içerisindeydi.
Sevgili babacığım Hisarköy’e yol yapılması için çalışmış.
Elektrik götürülmesini sağlamıştı.
Karaağaç’tan Esentepe’ye yol yapımına öncü olmuş,
Civar köydeki çocukların okula gitmesine destek vermişti.
İmkanları kısıtlı olan birçok müslüman çocuğun sünnet olması için de çalışmıştı.
Kısacası, babamın milletvekilliği de tıpkı avukatlığı gibi enteresandı:
Milletvekillerinin her zaman sevecen, yardımsever, başkalarının sıkıntılarını kendi sıkıntısı olarak belleyen, anlayışlı, çok çalışkan, “babalar” olduklarını sanmıştım.
Yönetim Kurulu Başkanı Gözel Halim
Ta Leymosun’dayken başlayan Limasol Bankası, kooperatifçilik sevgisi, hep içinde var olmuş.
Yakın geçmişte atlattığımız bankalar krizinde elini taşın altına koymuş,
çalışanlarla birlikte Limasol Türk Kooperatif Bankası’nın o zor günlerden hiç yara
almadan çıkmasını, yoluna devam etmesini sağlamıştı.
Bankayı büyütmüş, kooperatifçiliği, el ele birlikte çalışma kavramını güçlendirmişti.
Lefkoşa’nın ortasında büyük merkez binasını inşa ettirmiş,
Limasol Sigortayı kurmuştu.
Kıbrıs’ta da güzel işlerin yapılabileceğine örnek yaratmış.
Bizde de kurumların uzun yıllar gururla hayatta kalabileceklerini göstermiş,
bireyselliğin tavan yaptığı bu yeni çağda işbirliğinin önemini hatırlatmış,
istihdam sağlamış, “babalık” yapmış, umut olmuştu.
Baba Gözel Halim
Sevgili babacığım yaptığı her işte
üstlendiği her görevde fark yaratmıştı.
Çünkü o başkan olduğunda da, avukatlık yaptığında da… her zaman “babaydı”.
Onun için “Baba” olmak,
kocamandan da büyük sevgi dolu bir yüreğe sahip olmak demekti.
Babalar herkesle arkadaş olurdu.
Affederdi.
Ağaçları, çiçekleri korurdu.
Sevdiklerine şiir yazar, arkadaşlarının çocuklarına gofret alır,
her çocuğun değerli olduğunu bilir, onlara sonsuz sevgi duyardı.
Her bayram tüm akrabalarına şeker, kadayıf, yağ götürür,
sıradan günlerde bile tanıdıklarını, dostlarını durduk yere arar, hal hatırlarını sorardı.
Sigara içenlere çok kızar,
Sorunu olanlara “merak etme, bir yolunu bulacağız”, der.
Herkese kalbini açar
İnsanları evinde misafir etmek ister,
Yemeğini paylaşırdı.
Kitap okur, eğitime destek verirdi.
Anlık mutluluklarla hayta sımsıkı bağlanırdı.
O kocaman “baba” yüreğinde birçok çocuk yaşatırdı:
Balonları sever, Noel Babaya inanır, müzik sesi duyunca dans ederdi.
GÖZ- EL Baba
Sevgili babacığımı kaybettiğimiz gün,
Limasol Bankasından müdürler, odacılar, memurlar,
Farklı şehirlerden farklı bankacılar, sigortacılar,
mahkemelerden yargıçlar, avukatlar, sekreterler aradı.
Üniversiteden, yurttan arkadaşları,
Türkiye’den buradan bakanlar, milletvekilleri, cumhurbaşkanları,
Kanada’dan, İngiltere’den, Amerika’dan dostları, eski -yeni komşuları,
gazeteciler, akademisyenler, boşamadığı mutlu çiftler,
Leymosunlular, Hisarköylüler, Esentepeliler…
Kooperatifçiler, kadınlar, erkekler, belediye başkanları,
doktorlar, hemşireler, polisler, çocukluk arkadaşları, gençler… aradı.
Her birinin babamla bir anısı varmış.
Babacığım hepsine yardım etmiş.
Destek olmuş, zaman ayırmış, konuşmuş, dinlemiş,
yanlarında durmuş, gülümsetmiş, güç vermiş…
Çok farklı gönüllerde mutlu izler bırakmış.
Her zaman “baba” olmuş!
Gözel Halim “baba” kelimesinin anlamını çok tatlı bir şekilde yeniden yaratmıştı.
Babalıktan gelen o kocaman yüreğiyle yaptığı her işi de yüceltmişti.
Daha önce de yazdığım gibi
Gözel Halim’in kök hücresi başka. Bambaşkaydı.
O, Göz ve El’di:
Göz’leriyle insanları gören ve El’leriyle de insanlara el veren bir BABAYDI.
Sen benim, bizim, hepimizin babası olmayı başarmıştın!
İşte bu yüzden sen
Çok özelsin, güzelsin, teksin, biriciksin,
Göz - El Babasın….
Seni derin bir saygı, yüce bir sevgi ve bitmeyen bir hasretle anıyoruz.
(Ölümünün birinci yıldönümünde iyi insan Gözel Halim’in yaşam vizyonunu yaymak üzere Gözel Halim İYİ İNSAN ve KÜLTÜR Vakfı kurulmuştur)