Başbakan Ersin Tatar, Başbakanlık makamındaki ilk röportajını Kıbrıs Türk basınından YENİDÜZEN'e verdi. Meltem Sonay ve Mert Özdağ'a konuşan Başbakan Tatar "ayar" polemiği ve "Kabineyi TC Elçiliği'nde hazırladı" iddialarına yanıt verdi:
‘Kabine için etrafıma baktım’
“Türkiye de artık diyor ki 'federasyon süreci tükendi'. Kudret Bey da öyle söyler, UBP zaten onu söylerdi. Sayın Akıncı ısrarla 'ben sadece federasyonu görüşürüm' diyor… Onun için ben dedim ki Sayın Cumhurbaşkanı görüşlerine bir ayar vermesi lazım”
“Biliyorsunuz iki devletlilik da olabilir, konfederasyon da olabilir, AB çatısı altında iki devlet de olabilir… Biz UBP’de son zamanlarda AB çatısı altında iki devletten bahsediyoruz”
“Bölgelere göre dağılım… Eyvallah, bölgelere göre dağılım biraz dikkate alın ama o işi yapacak olan adam Lefkoşa’daysa ben ne yapayım? Mağusalılara söyledik… O işi yapacak adam Mağusa’dan değil Lefkoşa’dan!”
“Ben bile emin değildim kabineden… Kafamda gider gelirdi, ona göre bir şey çıktı ortaya. Beni kimse arayıp ‘şunu bakan yap, bilmem ne’ diyemez, demedi. Ama ben de etrafa bakarım bir böyle, sağıma soluma… Bakmak lazım değil mi sağına, soluna, arkana önüne…”
YENİDÜZEN- ÖZEL
Başbakan Ersin Tatar, hükümetin kurulduğu gün Cumhurbaşkanı Akıncı ile girdiği "ayar" polemiği ile ilgili konuştu "Dil sürçmesi değildi" diyerek sözünün arkasında durdu.
Başbakan Ersin Tatar “Yok dil sürçmesi değildi. Hiç de o şekilde bir niyetim olmadan kelime öyle geldi. Türkiye de artık diyor ki 'federasyon süreci tükendi'. Kudret Bey da öyle söyler, UBP zaten onu söylerdi. Sayın Akıncı ısrarla 'ben sadece federasyonu görüşürüm' diyor… Onun için ben dedim ki Sayın Cumhurbaşkanı görüşlerine bir ayar vermesi lazım” şeklinde konuştu.
Olaya esprili bir dille yanaşan Tatar “İyi da oldu, Türkiye basınına da çıkmış, ‘Yeni Başbakan ayar verdi’… Yoksa normal durumda kim duyacaktı beni, (gülerek) Türkiye medyası benden bahsedermiş” dedi.
PROTOKOL NE ZAMAN? "GÜVENOYUNDAN SONRA HAREKETLİLİK BAŞLAR"
Türkiye ile imzalanması beklenen ekonomik protokolle ilgili ise Tatar “Güvenoyundan sonra da herhalde protokol gündeme gelir, kısa bir zaman sonra da imzalar atılırsa bir hareketlilik başlayacak diye ümit ediyorum” dedi.
Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’a güvendiğini sık sık tekrarlayan Tatar “Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda uzlaştınız mı?" sorusuna karşılık “Onu kast etmedim… O tabii bizim parti kararına bağlıdır. Daha o noktaya gelinmedi, şu anda öyle bir şey yoktur ama Kudret Özersay’ın başarılı bir Dışişleri Bakanı olacağına inanıyorum ben” şeklinde cevap verdi.
“O’nun görüşü ile UBP’nin görüşü %100 örtüşüyor. Dolayısıyla biz diyoruz ki Kudret Bey’e, ‘Git, görüş, anlat’… Federasyon süreci tükenmiştir, alternatif görüşler müzakere masasına gelmelidir” diyen Tatar
“Alternatif görüşlere ilişkin somut öneriniz var mı?” soruna karşılık ise “Biliyorsunuz iki devletlilik da olabilir, konfederasyon da olabilir, AB çatısı altında iki devlet de olabilir” dedi.
KABİNE SANCILARI: MAĞUSLAILARA SÖYLEDİK, O İŞİ YAPACAK ADAM LEFKOŞA'DAN
Bazı UBP’li milletvekillerinin Kabine’yle ilgili basına da yansıyan rahatsızlıklarına ilişkin ise Tatar “Bölgelere göre dağılım… Eyvallah, bölgelere göre dağılım biraz dikkate alın ama o işi yapacak olan adam Lefkoşa’daysa ben ne yapayım? Mağusalılara söyledik… O işi yapacak adam Mağusa’dan değil Lefkoşa’dan!” dedi.
Kabinenin açıklanacağı günün öncesindeki gece Türkiye Lefkoşa Büyükelçiliği'ne gittiğine dönük iddialarla ilgili ise Tatar “Ben bile emin değildim kabineden… Kafamda gider gelirdi, ona göre bir şey çıktı ortaya. Beni kimse arayıp ‘şunu bakan yap, bilmem ne’ diyemez, demedi. Ama ben de etrafa bakarım bir böyle, sağıma soluma… Bakmak lazım değil mi sağına, soluna, arkana önüne…” şeklinde yorumda bulundu.
İŞTE RÖPORTAJIN TAM METNİ:
“Dayanabildiğimiz kadar dayanacağız ondan sonra mahalleye”
- YENİDÜZEN: Başbakanlık'ta ilk gününüz, nasıl başladı? Nedir ilk adımlarınız?
- Ersin Tatar: Dayanabildiğimiz kadar dayanacağız ondan sonra mahalleye… Bu makama başkası gelecek. Uzun süre gitmez bu işler, stersi çok ama ben gönül rahatlığı ile doğruları yapmaya çalışacağım.
Günün sonunda tabii büyük bir ekonomik kriz var bunu herkes biliyor, bunun düzeltilmesi için daha uyumlu bir yapının ortaya çıkması lazım diye düşündüm, uyumlu yapı da bu hükümet uyumlu gözükmektedir. Gerek ekonomik konularda, Türkiye ile ilişkilerde, Kıbrıs meselesinde bir uyum olduğu görülmektedir. İnşallah uyumlu bir çalışmada bunun faydasını görürüz.
Tabii ekonomik işbirliği protokolü çalışmasını bizim arkadaşlar devam ettiriyor, orada da bakacağız bir takım şeyler değiştirilecekse onun konuşması yapılacak ama bir an evvel onların devreye girmesi lazım.
- YENDÜZEN: Bir öncelik sırası belirlediniz mi? Anladığımız kadarıyla ilgi sırada Türkiye ile ekonomik işbirliği protokolünün imzalanması var…
- Ersin Tatar: Öncelikli olması lazım çünkü kaynak akışı önemlidir bildiğiniz gibi… Bir önceki Hükümet de, Tufan Bey de bunu söylerdi. Biz ona öncelik vereceğiz ama günün sonunda memlekette çeşitli sektörlerde, çeşitli sıkıntılar var. Yüksek öğrenim başta olmak üzere… Öğrenci sayısında düşüş olduğu söylenmektedir, sebeplerine bakmak lazım, neler yapılabilir bakmak lazım. En azından şu andaki sayının kaçı aktif, kaçı değil, kaçı devamlıdır, kaçı değil… Devamlılık meselesi var şimdi. Devamlı değilse, sıkıntı diye YÖK’ten bir şey gelmiş… Bakmak lazım ona. Türkiye’den gider gelir, burada muhaceretten öğrenirler, ‘sen yoktun burada’, yoktu burada ama orada çalıştı dersini mesela… Bu detaylara bakmak lazım.
- YENİDÜZEN: Protokol için tarih var mı?
- Ersin Tatar: Benim şu anda daha temasım olmadığı için bilmiyorum ama herhalde yakın bir zamanda ne zaman hedefleneceği ortaya çıkar diye düşünürüm. Ama çok uzamaması lazım. Bir kere biz gelecek Cuma güvenoyu alacağız, bu Pazartesi Meclis’te Hükümet Programı okunacak, ondan sonra 8 gün geçmesi lazım, gelecek Cuma güvenoyu var, o güvenoyundan sonra da herhalde protokol gündeme gelir, kısa bir zaman sonra da imzalar atılırsa bir hareketlilik başlayacak diye ümit ediyorum.
“Samimi bir şekilde, hiç de o şekilde bir niyetim olmadan kelime öyle geldi…”
Dil sürçmesi yok
- YENİDÜZEN: Kıbrıs Sorunu’nda uyumdan bahsettiniz… Dünkü bir açıklamanız çok tartışıldı, bu ‘ayar’ meselesi dil sürçmesi miydi?
- Ersin Tatar: Yok dil sürçmesi yok ama samimi bir şekilde, hiç de o şekilde bir niyetim olmadan kelime öyle geldi. Ben ne dedim? Dedim ki şimdi yeni bir hükümet var, bu hükümetin de Kıbrıs konusuna bakış açısı bellidir. Sayın Cumhurbaşkanı’yla içeride de konuştuk. Onun pozisyonuna da saygı duyarım ama seçildiği günden bu güne 4 sene geçti. Şimdi de Cumhurbaşkanlığı seçimlerine 10 ay kaldı, sen hala daha eski zeminde bir görüşme sürecinin başlaması için bir anlayışta ısrar edersen olmaz. O anlayıştı, ona bir bakmak lazım. Çünkü Türkiye de artık diyor ki 'federasyon süreci tükendi'. Kudret Bey da öyle söyler, UBP zaten onu söylerdi. Alternatif bir takım yöntemlerin da müzakere masasına gelmesi lazım, bu denilmektedir her yerden.
Sayın Akıncı ısrarla 'ben sadece federasyonu görüşürüm' diyor… Onun için ben dedim ki Sayın Cumhurbaşkanı görüşlerine bir ayar vermesi lazım. Oradaki ayar kelimesi öyle fabrika ayarı veya Türkiye’de asker ayar verirdi şeklinde asla bir şey söylemedim ama çok üzüldüm ki o kelimeyi aldılar ve başka manaya çektiler.
Lütfen rica ederim dinleyin beni, o kelime oraya nasıl geldi… O zaman bana hak vereceksiniz. Ama işte siyaset bu… İyi da oldu, Türkiye basınına da çıkmış, ‘Yeni Başbakan ayar verdi’…
Yoksa normal durumda kim duyacaktı beni, (gülerek) Türkiye medyası benden bahsedermiş. Böyle bir olaylar yani…
Ama lütfen dinleyin ne dediğimi, kesinlikle Cumhurbaşkanı’nı terbiye edeyim gibi asla öyle bir şey aklımdan bile geçmedi, size samimiyetimle söylüyorum.
O kelime o saat öyle geldi, yani görüşlerine söylediğim çerçevede… Aslında kendine nezaket de yaptım, görüşlerini bizim görüşlerimize çevirsin demedim, biraz ayar yapsın bu değişen koşullara göre demek istedim. Benim söylediğim gayet iyi niyetli bir şeydi ama aldılar başka yerlere çektiler.
“Özersay’ın başarılı bir Dışişleri Bakanı olacağına inanıyorum”
- YENİDÜZEN: Dünkü açıklamalarda dikkat çekenlerden bir tanesi de Kıbrıs Sorunu konusunda Kudret Özersay’a tam güvendiğinize ilişkin ifadelerinizdi… Bu ne anlama geliyor, iki partinin ‘uzlaşısı’ arasında Cumhurbaşkanlığı adaylığı da mı var?
- Ersin Tatar: Onu kast etmedim… O tabii bizim parti kararına bağlıdır. Daha o noktaya gelinmedi, şu anda öyle bir şey yoktur ama Kudret Özersay’ın başarılı bir Dışişleri Bakanı olacağına inanıyorum ben. Onu söylemeye çalıştım. Uzun yıllar müzakereciydi, Sayın Dr. Derviş Eroğlu’nun da müzakerecisiydi. Şimdi öyle bir gelenekten gelen ve gerçekten önemli müzakereler içerisinde bulunan böyle bir kişinin Dış İşleri Bakanımız olması bizim için iyi bir şey. Hükümetimiz için çok artı bir puan diye düşünürüm ben.
Bir de tabii Kudret Özersay’ın evvelki hükümetteki sıkıntılarını da bildiğim için… Çünkü o Washington’a gitti, başka yerdeki toplantılara katıldı ama Hükümet’in Kıbrıs konusunda herhangi bir görüşü olmadığı için, programı olmadığı için çıkıp da rahat rahat konuşamadı. Bunu biliyorum ben. Hatta bir keresinde sıkıştı, ‘Ben dedi HP adına konuştum’. E sen Hükümet’in Dışişleri Bakanı ise nasıl HP adına konuşacaksın, sen Dışişleri Bakanısın, gittin taa Washingtonlara… Neyi konuşacaksın, kendi görüşün Hükümet’le uyumlu değilse nasıl konuşacaksın… Konuştuğunu halka açıklayamazsın sonra patırtılar çıkar burada.
Ha şimdi öyle bir öyle bir derdi yok. O’nun görüşü ile UBP’nin görüşü %100 örtüşüyor. Dolayısıyla biz diyoruz ki Kudret Bey’e, ‘Git, görüş, anlat’… Federasyon süreci tükenmiştir, alternatif görüşler müzakere masasına gelmelidir.
“Biz UBP’de son zamanlarda AB çatısı altında iki devletten bahsediyoruz”
- YENİDÜZEN: Alternatif görüşlere ilişkin somut öneriniz var mı?
- Ersin Tatar: Biliyorsunuz iki devletlilik da olabilir, konfederasyon da olabilir, AB çatısı altında iki devlet de olabilir… Biz UBP’de son zamanlarda AB çatısı altında iki devletten bahsediyoruz, neden bizim insanlarımız AB ile ilişkilidir. Her türlü sosyal, kültürel, ekonomik pasaportundan tut da her türlü bağı AB ile halkımız sürdürmektedir. Dolayısıyla halkımızı öyle bir medeniyetten kopartmak istemeyiz, dolayısıyla AB çatısı altında iki devlet… Tabii bunun detaylarında Türkiye’nin garantörlüğü bunun neresine konumlandırılacaktır gibi konular gündeme gelir ama bizim için tabi Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü önemli bir husustur. Bunların Türkiye ile da tartışılması lazım, başka merkezlerle de tartışılması lazım, bir ışık görürsek somutlaştırırız. Eğer öyle bir ışık görmezsek söylemde kalır ama söylem da önemlidir.
Netice itibarı ile bu halk nereye gidecek, ben dün Sayın Akıncı’ya da söyledim, ben sizi takdir ederim dedim, kendi görüşünüzü savunuyorsunuz, federasyon, federasyon… Ama siz da bilirsiniz ki dedim, Rum tarafıyla bu zihniyetle hiçbir zaman bir ortaklık olmayacak. Öyle bir ışık yok… Ben Tufan Bey’le de konuştum dün, o da aynı şeyi söyler. Sen elini uzatın ama karşı taraf senin elini sıkmıyor ki… İyi niyetle bir ortaklık yapmak istemez, paylaşmak istemez, ne zenginliğini, ne yönetimi paylaşmak ister. Ne diyoruz, ‘e BM parametreleri böyledir, dolayısıyla bu şekilde gidecek’… Türkiye’deki bazı merkezler ve Tayyip Erdoğan ne dedi, ‘Dünya beşten büyüktür’ dedi… Ben halk olarak bu kadar özveriye, fedakarlığa rağmen hiçbir şey alamıyorsam sen beni buna mahkum edeceksin? Ben de alternatif bir şey isterim. Durum bu…
“Bakmak lazım değil mi sağına, soluna, arkana önüne…”
- YENİDÜZEN: Bazı UBP’li milletvekillerinin Kabine’yle ilgili basına da yansıyan rahatsızlıkları var… Dün siz de satır aralarında siz de söylediniz… Nedir huzursuzluk?
- Ersin Tatar: Her milletvekili benim için eş değerdedir. Bakan olmuş, milletvekili olmuş ben de dahil hepimiz eş değerde insanlarız. Şu anda böyle bir durum meydana çıktı, hepsinin de izahını verebilirim.
Bölgelere göre dağılım… Eyvallah, bölgelere göre dağılım biraz dikkate alın ama o işi yapacak olan adam Lefkoşa’daysa ben ne yapayım? Mağusalılara söyledik… O işi yapacak adam Mağusa’dan değil Lefkoşa’dan!
- YENİDÜZEN: Bir gün önceki kabine değişti, son gece Elçiliğe gittiğiniz söyleniyor… Doğru mu? Kabineyi Elçililk'te mi hazırladınız? Gittiniz mi o gece Elçiliğe?
- Ersin Tatar: Ben bile emin değildim kabineden… Kafamda gider gelirdi, ona göre bir şey çıktı ortaya. Beni kimse arayıp ‘şunu bakan yap, bilmem ne’ diyemez, demedi. Ama ben de etrafa bakarım bir böyle, sağıma soluma… Bakmak lazım değil mi sağına, soluna, arkana önüne…