Simge Çerkezoğlu
Aydın İleri ile olan tanışıklığımız tamamen tesadüfe dayanıyor. Onun yazar olmaktan öte insani ve insanlara yardım etmeye yönelik naif halleri bizi Kırşehir’de yakılan Gül Kitabevi dayanışması için buluşturuyor. Elbette bu tanışıklık, kitabı ve sohbeti de beraberinde getiriyor. Aydın İleri’nin yeni kitabı ‘Bisiklet Öyküleri’, bisiklete gönül veren yazarları ve kendi öykülerini bir kitapta toplamasına olanak sağlıyor. Ülkemizdeki kitapevlerinden de temin edebileceğiniz bu kitapta Sunay Akın’dan Can Dündar’a, Cem Seymen’den Hüsnü Arıkan’a pek çok ilgi çekici ismin bisiklete dair öyküleri yer alıyor.
İlk olarak Aydın İleri neden bisiklete dair öyküler yazıp derlediğini anlatıyor…
Bisiklete dair öyküler yazıp derlememin tek bir nedeni yok. Aslında birçok neden yan yana gelince ‘Bisiklet Öyküleri’ kitabı ortaya çıkmış oldu. Bisiklet bende bir tutku, bir sevda, biraz da çocukluğa olan özlemdir. Bisikletin çevreci ve hayatı tüketen değil, üreten bir yaşam aracı olması en önemli neden olarak başta geliyor. Tüm bu nedenlerden dolayı bisikleti daha çok anlatmak ve kitlelere de hatırlatmak istedim.”
72 YAZARIN BİSİKLET ANILARI
Sadece kendi öykülerinin değil, derleme pekçok yazarın bisiklete dair öykülerini bir kitapta toplayan Uysal, bunun nedenini içindeki iflah olmaz kolektif çalışma ruhu ile ilişkilendiriyor.
“İmece çalışmalar yapmak her zaman tercih ettiğim bir yaşam tarzıdır. Hayatı birlikte kurgulamak, yaşamak ve üretmenin çok önemli ve keyifli olduğu kanısındayım. Bisiklet kişiselleştirilemeyecek kadar toplumsal görevler üstleniyor. Bisikleti tek başıma anlatmaya, yazmaya kalksaydım sanki çok eksik kalacaktı. Oysa bu kitapta tam tamına yetmiş iki yazarla kocaman bisiklet ailesinin üretimini okurla buluşturdum. Çok yazarlı çok sahipli, bir anlamda çok daha fazla ruhu olan bir çalışma ortaya çıktı.”
Kitabın içerisinde Aydın İleri imzalı öyküler de var. Yazarla kendi öykülerini de konuşuyoruz.
Benim öykü-anım çocukluğuma bir yolculuk, bisikletle bir zaman yolculuğu olarak özetlenebilir. Öykülerimde çocukluğumun sokakları, çamur yollar, emanet bisikletler, bir tur versene dediğimiz günler, bisikleti paylaşım aracı olarak kullandığımız, bisikleti olanın olmayanla dayanışmasına göndermeler var. Bir anlamda hem uzak diyarlara yolculuk hem de bir tepenin ardı var. İçerisinde çokça da aşk var. Sevdiğin için çevirdiğin pedallar, bisikletli bir kahramanlık var. Pedalların mutluluk için dönmesi. Akılda kalan bisikletin mutluluk hali olması tüm bunlara kendi öykülerimde yer vermeye çalıştım.”
Bu kitap Aydın İleri’nin ilk kitabı değil tabii, hayatındaki yazın sürecini bizimle paylaşıyor.
“2006 yılında yayına hazırladığım Eşekli Kütüphaneci ve Mustafa Güzelgöz’ü anlattığım bir Eşekle Gelen Aydınlık kitabım var. Sonrasında birçok ortak edebi ve araştırma kitabında öykülerim ve makalelerim yayınlandı. Yazmaya başlayalı yirmi yılı geçti. İlk yazılarım 1990’lı yıllarda Leman Dergisi’nin okur mektuplarına cevap olarak başladı. O günden bugüne yazmaya hiç ara vermedim. 1996 yılında ise ilk şiir dergisini şu an yayıncım olan Kadir Aydemir ile birlikte çıkardık. İlk kitabımın yayınlanmasının üzerinden ise on yıl geçti.”
BİSİKLET MUHALEFET SİMGESİ
Aydın İleri kitabın bir yerinde diyor ki; bisiklet taşıt olmaktan öte barış aracı ve muhalefet simgesi…
“Bisikleti sadece bir taşıt, eğlence veya oyun aracı olarak düşünmek, kurgulamak bisiklete epeyce haksızlık olur sanırım. Çevreci bir araç olması, sürdürülebilir yaşama hizmet etmesi, tüketen değil üreten özelliği doğayla ve insanla olan ilişkisi nedeniyle bisiklet doğayı ve barışı temsil ediyor. İnsanın bisikleti sürerken tek başına hissettiği ruh hali kendi ile iç barışına pedal çevirmesi de bu ifadelerimin nedeni. 90’lı yıllarda çokça muhalefet eylemlerinde özellikle de savaş karşıtı protestolarda bisiklet bir barış simgesi olmuştu. Hala da böyle bir misyonu olduğunu düşünüyorum. Barış için bisiklet turları, barışa dönen pedallar çok sempatik aktiviteler. Fosil yakıtlarla çalışan, dünyanın tükenişine hizmet eden otomobilleri boykot eden, otomobilsiz günlerin organizasyonu çevreci bir muhalefetin öncüsü hep bisiklet oluyor. Yavaş şehirlerde otomobil yerine alternatif taşıma aracı olması da yine muhalif olma misyonunu ele veriyor. Bisikletin sanırım muhalefet olmakla alakası var.”
‘Bisiklet Öyküleri’ kitabını ortak düşün ürünü olarak tanımlıyor, bahsi geçen düşü de bizimle paylaşıyor…
“Kitabın yazıma başlamasından bitimine kadar süren her süreçte kolektif bir akıl var. Benim fikri yayıncı dostum Kadir Aydemir’e açmam, onun beni desteklemesi, bisikletle ilgili dostlarla iletişim kurmak, onların önerdiği isimlerle yazışmak, yazıları toplamak, sürekli büyüyen bir kartopu gibi yetmiş iki yazara ulaşana kadar geçen üç yıllık maceralı süreç… Yazılardaki ortak imgeler, ortak hayaller, ortak özlemler hep bir düşün birer parçası. Bu düşe ortak olan herkese buradan yeniden teşekkür etmek istiyorum. Birlikte üretme becerisine sahip olmak, aynı göğe, aynı yöne bakmak benim için büyük mutluluk.”
ZAMAN DARLIĞINA ÖYKÜ
Öykü sanki romana kıyasla daha az tercih edilen bir yazın türü. Nedeni de insan bir öyküyü okurken ona tamamen konsantre olma gerekliliği, gözü başka bir yere kayma ihtimalinin olmayışı. Benim bu yorumlarıma gülüyoruz tabii…
“Roman okurlarına haksızlık etmek istemiyorum. Roman okumak da uzun soluklu bir süreç anlamına geliyor. Doğrusu öykü okurlarının sayısında son yıllarda artış gözlemliyoruz. Hele de uzun soluklu, motive olamayan bir okur çağında olduğumuzu düşünürsek. Sosyal medyada140 karakterle iletişimin kurulduğu, dijital verilerin havada uçtuğu bu kuşak ancak kısa öyküler ve denemeler okur. Bir kaç iş arasında biten bir öykü, bir yolculuğunda biten birkaç deneme. Okuma zorluğu ve zaman darlığı çeken herkes için tercih nedeni bile olabilir.”
“DAHA GÜZEL GÜNLER İÇİN”
Aydın İleri’nin hayatında hep var olan yardım etme, yardım kampanyası düzenleme yönündeki süreçler aralıksız devam ediyor. Bunlar haricindeki projelerini de kendisi anlatıyor.
“Yeni projeler henüz tasarım aşamasında. ‘Eşekle Gelen Aydınlık’ kitabımın genişletilmiş 3. baskısını yayına hazırlıyorum. Eşekli Kütüphaneci sergisi hazırlığım bitmek üzere. ‘Bisiklet Kültürü’ ile ilgili ikinci kitap hazırlığı ve sürpriz çalışmalarım sürüyor. Kitap fuarlarında ve baharla beraber okullarda, üniversitelerde, kültür merkezlerinde söyleşilerimiz olacak. Yitik Ülke yayınları öncülüğünde Kadir Aydemir ile birlikte İstanbul’da ve başka illerde bisiklet turları ve okuma etkinlikleri başlatmayı hedefliyoruz. Sizin de dediğiniz gibi Dayanışma, imece işleri yaşamımızın zaten parçası. Ülkedeki koşullar elverdikçe dayanışmaya devam edeceğiz. Bu yönde ilk işimiz geçtiğimiz günlerde otuz sekiz bin kitabı yakılan Şırnak İl Halk Kütüphanesi için bir dayanışma organize etmek olacak. Daha güzel günler inşa etmek için birlikte çalışmaya devam edeceğiz.”
ORTAK NOKTA YAZMA TUTKULARI
Kitabın satışa çıktığı günlerde kitapta da öyküsü bulunan yazarlardan gazeteci, yazar Can Dündar tutuklandı. Aydın İleri bu konudaki duygularını da bizimle paylaşıyor…
“Gazetecilik görevi yapan halkın aydınlanması için emek veren hiçbir gazeteci davalarla, baskılarla ve tutuklanma korkusuyla boğuşmamalı. Yazarların ve kitapların daha özgür olduğu bir ülke umudumuzu daima taze tutuyoruz. Can Dündar’ın da bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını ümit ediyoruz.”
‘Bisiklet Öyküleri’ kitabında yer alan yetmiş iki yazar, yazar olmanın yanında farklı disiplinden gelen isimler ayrıca. Bu durumda kitaba ayrı bir zenginlik katıyor.
“Haklısınız. Kitaptaki yazarlarımız arasında kütüphaneci, müzisyen, tiyatro sanatçısı, sivil toplum kuruluşu başkanları, bankacı, öğretmen, gazeteci, mühendis, çevirmen, sinema eleştirmeni, sinema oyuncusu, kültür editörü, spor editörü, ekonomi editörü, ressam, akademisyen, yetişkin ve çocuk kitapları yazarları, televizyon programı yapımcıları da var. Bu kadar farklı alandan yetmiş iki ismin ortak yanları yazma tutkuları ve bisiklete olan inançları.”