AYRI DEVLET İSTERSİNİZ HA?

Sami Özuslu

‘Aşı pasaportu’ konusunda Kıbrıslı Türklerin başına gelenler sürpriz mi?
Değil…
Aksine, çarşambanın gelişi pazartesiden belliydi!
Kıbrıs sorunuyla ilgili 1950’li yılların ‘taksim’ siyasetine geri dönen Ankara’daki AKP iktidarı ile buradaki Ersin Tatar ve destekçisi azınlık hükümetinin ağzından çıkan her söz Kıbrıslı Türklerin aleyhine delil sayılıyor.
Dış politikada başka ‘oyuncağı’ kalmayan Ankara hükümeti Kıbrıs’ı her alanda ‘koz’ olarak kullanabilmek için şahinleştikçe, Kıbrıs Türk Toplumu irtifa kaybediyor.
‘Ersin Tatar ve diğer bazı KKTC yöneticilerinin Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportlarının geri alınması’ tartışması bu kadarla kalacak gibi gözükmüyor. Kıbrıs Cumhuriyeti makamlarına kimlik, doğum belgesi ya da pasaport başvurusu yapan Kıbrıslı Türkler son bir iki aydır ciddi sıkıntılar yaşıyor. Rum makamları başvuruları kabul ediyor ama süresi gelmesine rağmen birçok insan ‘işlem tamamlanmadı’ denilerek geri gönderiliyor. Bu konuda çok sayıda şikayet geliyor.
Anastasiadis hükümeti Kıbrıslı Türklerin yurttaşlık haklarını yok sayamaz. Ama bürokrasi işleri yokuşa sürebilir. Bazen merkezi kararla, bazen memurlar düzeyinde…
Neden?
Çünkü bizimkiler ‘ayrı devlet’ diye tutturdular. Bazı Rum makamları ya da bürokratları belli ki buna misilleme yapıyor. ‘Madem ayrı devlet istersiniz, Kıbrıs Cumhuriyeti kimlik kartına ve pasaportuna ihtiyacınız yok’ demeye getiriyorlar…
Etki-tepki kuralı işliyor. Lakin tepki, etki sahibini, yani Tatar ve taksimci saz ekibinin değil, vatandaşı zora sokuyor.
İngiltere’ye giriş konusunda patlak veren sorun da bundan farklı değil…
**
Birleşik Krallık hükümetinin ülkeye seyahat edecek kişiler için yayınladığı kurallar Kıbrıslı Türklere özgü değil. Aksine, bütün ülkelere dair bir genel kurallar manzumesi var. Buna göre İngiltere’ye girmek isteyenlerin ABD ya da AB’den onaylı bir ‘Aşı Sertifikası’ olması gerekli. KKTC’nin verdiği belgeler geçerli sayılmıyor.
Sayılmayacağı aylar öncesinden belliydi ve marifet Kıbrıs’ın üç garantöründen biri de olan İngiltere nezdinde girişim yapıp bu üstümüze üstümüze gelmekte olan dalgayı bir şekilde savuşturmaktı.
Ama kimi kimden!..
İngiltere’de eğitim gören öğrenciler uyarınca bizim Cumhurbaşkanlığı ile Dışişleri Bakanlığı ancak uyanabildi. Oysa kaç ay önce mecliste muhalefet milletvekilleri bu konuda acil icraat gerektiğini söylemişlerdi.
Lakin kulak veren olmadı.
Duymadıkları için değil…
‘Ambargo’ edebiyatına yeni bir argüman ekleyebilmek için hiçbir girişim yapmadılar.
“Bakın, İngiliz bize yine ambargo uyguluyor” diyebilmek için…
‘Domuzdan post, ecnebiden dost olmaz’ mentalitesini yayabilmek için…
AB aşıları konusunda da aynı tavrı sergilemediler mi?
“Biz Kıbrıs Cumhuriyeti’nden aşı almayız, AB bize direkt yollasın” demedi mi o günlerde Tatar?
Parasını Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ödediği ve bize ‘beleşe’ verilen aşıları aldırdık Metehan’dan sonra tabii…
“Almayız, etmeyiz” lafları bir kez daha fos çıktı.
Ama kaybeden hep toplum oldu.
Dün aşıda, bugün İngiltere’ye girişte, yarın hellimde…
‘Taksim’ siyasetiyle nereye?