İstifa eden Azınlık Hükümeti’nin onayladığı ve Resmi Gazeteye yansıyan bazı ‘istisnai yurttaşlıklar’ kamuoyunda tepki toplarken, yurttaşlığa ilişkin son verilerin paylaşıldığı Ağustos ayından bu yana toplamda kaç kişiye KKTC yurttaşlığı verildiği de ‘sır’ gibi saklanıyor…
Siyasiler “konuyla ilgili detay” talep ederken, Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı da yurttaşlık alan herkesin aynı kefeye konmaması gerektiğinin altını çiziyor, “Herkes haksız olarak vatandaşlık alıyor diye düşünmek de çok yanlış ama bazı kararları görünce de çok üzülüyoruz” diye konuşuyor.
Ombudsman Emine Dizdarlı: “Bazen basında belirli isimler dolaşıyor ama bunlar belli ki vatandaşlık alması gereken kişiler değildir. Usulüne uygun vatandaşlıklar verilmeli. Yılarca burada yaşayan, ülkesini benimseyen ve burada hayatını sürdürecek olan birçok insan var.”
Eski İçişleri Bakanları soruyor:
“Kaç kişiye vatandaşlık verildi? Neden? Bu kişiler kimler?”
CTP Milletvekili, Eski İçişleri Bakanlarından Asım Akansoy: “Bu kişiler kimdir? Neden vatandaşlık verilmektedir? Kimin, kimlerin telkini ile vatandaş yapılmaktadır? Telkin yoksa bu kişilerin herkesin önüne geçen ayrıcalığı nedir? Gerek yeni bir Yurttaşlık yasası gerekse Daimi İkametgah Belgesi yasası konusu önceliğimizdir”
HP Milletvekili, Eski İşçileri Bakanlarından Ayşegül Baybars: “Hem istisnai olanlar hem de bakanlıktan yapılan vatandaşların, bazılarının keyfi ve partizanca, bazılarının ise gayri yasal olarak verildiğini görüyoruz. İçinde sabıkası olan bazı kişilerin de bulunduğu beş bin kişinin yurttaş yapıldığını duydum. Bu çok üzücü. Tüm bunlar yasal mı?”
Fehime ALASYA
İstifa eden UBP-DP-YDP Azınlık Hükümeti’nin verdiği ‘istisnai yurttaşlıklar’ kamuoyunda tepkileri artırdı, ‘ne kadar yurttaşlık verildi’ sorularını gündeme taşıdı.
Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı, vatandaşlık alan herkesin aynı kefeye konmaması gerektiğinin altını çizerken “haksız yurttaşlıkları” eleştirdi, “Herkes haksız olarak vatandaşlık alıyor diye düşünmek de çok yanlış ama bazı kararları görünce de çok üzülüyoruz” dedi.
Eski İçişleri Bakanları ise kamuoyu baskısı ve tüm ısrarlı sorularına rağmen İçişleri Bakanlığı’nın konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçındığına işaret etti.
İçişleri Bakanlığı son aylarda verilen istisnai vatandaşlıklar ve Bakanlığın verdiği vatandaşlıklara ilişkin YENİDÜZEN’in sorularını yanıtsız bıraktı.
Yurttaşlıklar konusunda açıklama yapmak istemeyen İçişleri Müsteşarı Emre Hacı, “Vatandaşlıklarla ilgili sisteme giren neyse o açıklanır. Ne bir eksik, ne bir fazla, bu konuda sayın bakanımız ve bakanlığımız oldukça şeffaftır” dedi.
Ağustos ayından bu yana kaç kişiye vatandaşlık verildiği ‘sır’
UBP-DP-YDP Azınlık Hükümeti’nde Kutlu Evren’in İçişleri Bakanlığı görevine gelmesinden bu yana kaç kişiye vatandaşlık verildiğine ilişkin veriler, Kutlu Evren tarafından Meclis kürsüsünden paylaşılmıştı. Evren, 31 Mayıs’a dek 2 bin 500 kişiye vatandaşlık verildiğini Meclis kürsüsünde açıklamıştı.
Söz konusu vatandaşlık rakamlarıyla ilgili detaylar ise Ağustos ayında, Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili Asım Akansoy'un soru önergesine verilen yanıtta da belirtilmişti.
UBP-DP-YDP Hükümeti döneminde 5 ayda 2 bin 460 kişiye KKTC yurttaşlığı verildiği, bu yurttaşlıkların 673'ü "Bakanlık onayı" ile 1787'si evlilik yoluyla yapıldığı ifade edilmişti.
CTP Milletvekili, Eski İçişleri Bakanlarından Asım Akansoy:
“Bakanlar Kurulu karalarıyla çok sıkıntılı vatandaşlıklar veriliyor”
Cumhuriyetçi Türk Partisi Milletvekili, Eski İçişleri Bakanlarından Asım Akansoy, 27 Mayıs’tan bu yana kaç kişiye yurttaşlık verildiğini öğrenmeye çalıştığını ifade ederek, geçen dört aylık sürede Bakanlar Kurulu karalarıyla çok sorunlu vatandaşlıklar verildiğini dile getirdi.
İlgili “İstisnai” yurttaşlıkların, Yurttaşlık Yasası’nın 9’uncu madde 1’inci fıkra c bendine göre verildiğini belirten Akansoy, söz konusu yasanın dışına çıkıldığına vurgu yaptı. Akansoy, yurttaşlık verilen istisnai yurttaşlığı anlatan ilgili c bendinde “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine sanayi, ticaret, turizm, sosyal ve ekonomik alanlarda yatırım yapmış olan veya bilim, teknik, siyaset veya kültür alanlarında olağanüstü hizmeti geçmiş veya hizmet verebilecek kişilerin” olabileceğini ifade etti.
“Bu kişiler kimdir? Neden vatandaşlık verilmektedir?...”
Söz konusu yasanın ilgili maddesini yorumlayan Akansoy, “Burada dikkat edilirse, yatırım yapmak ve olağanüstü hizmet vermek ön koşulu vardır. Oysa hükümet, bunun dışına çıkmakta, çeşitli kişileri bu bendin bağlamına sokmaya çalışmaktadır.” dedi.
Akansoy, “Bu noktada sorgulanması gereken tam da budur. Bu kişiler kimdir? Neden vatandaşlık verilmektedir? Kimin, kimlerin telkini ile vatandaş yapılmaktadır? Telkin yoksa, bu kişilerin herkesin önüne geçen ayrıcalığı nedir?” diye sorarak, bu tür uygulamaları kabul etmenin asla mümkün olmadığının altını çizdi.
Akansoy, açıklamasına şöyle devam etti:
“Yeni yapılması öngörülen Cumhurbaşkanlığı Binası mimarı ya da bir üniversitedeki herhangi bir öğretim üyesinin Bakanlar Kurulu kararı ile vatandaş yapılması, hükümetin bir yandan keyfiliğinin bir diğer yandan da Kıbrıslı Türklerin iradesine müdahaleyi gerçekleştirmenin bir diğer adıdır.
Beyaz Kimlik dediğimiz, Daimi İkametgah Belgesi Yasasında yapılacak değişikliklerle, vatandaşlık talebini, baskısını yönetmek mümkün iken, hükümetin buna yönelmemesi ve ısrarla vatandaşlık vermesi niyetlerinin hiç de iyi olmadığını göstermektedir. UBP örgütlerinden gelen listeler ve üye başvuru belgeleriyle işlem yapıldığı iddiaları vardır. Bunların açıklığa kavuşması için sürekli olarak gündem yapıyoruz. Bilgilerin verilmesini talep ediyoruz.
Gerek yeni bir Yurttaşlık yasası gerekse Daimi İkametgah Belgesi yasası konusu önceliğimizdir.”
HP Milletvekili, Eski İçişleri Eski Bakanlarından Ayşegül Baybars:
“Sabıkası olan bazı kişilerin de yurttaş yapıldığını duydum, çok üzücü”
36 ay İçişleri Bakanlığı yapmış biri olarak yeni bir yurttaşlık yasasının yürürlüğe girmesi için çok gayret sarf ettiklerini fakat bunu hayata geçiremediklerini anımsatan Baybars, “maalesef bunu ve yurttaşlıktan ayrı beyaz kimlikle ilgili de bir gelişme sarf edememiştik. İki yasayı da geçirmedik.” dedi. Her zaman açık, bilgilendirici ve şeffaf olunması gerektiğini anlatan Baybars, özellikle ‘istisnai yurttaşlıkları’ rakamlarıyla ve bilgileriyle paylaşılması gerektiğine dikkat çekti.
Baybars, “Hem istisnai olanlar hem de bakanlıktan yapılan vatandaşların, bazılarının keyfi ve partizanca, bazılarının ise gayri yasal olarak verildiğini görüyoruz. Sabıkası olan bazı kişilerin de yurttaş yapıldığını duydum. Bu çok üzücü.” şeklinde konuştu.
“5 binin üzerinde vatandaşlık verildiğini duyduk, tüm bunlar yasal mı?”
Aldığı duyumlara göre 5 binin üzerinde vatandaşlık yapıldığını anlatan Baybars, “Bunlar kimler, nasıl verildi, yasal mı? Bunları bakan açıklamalı, buna artık neşter vurulmalı. Meclis’te bile olsa bu yanıtı almak için zorlayacağız. Bu polemiklerin kimseye faydası yok. Toplum vicdanını da zedeleyen bir durumdur ve şeffaflık şarttır.” yorumunu yaptı.
“Soruyoruz ama cevap alamıyoruz çünkü bunlar çok keyfi vatandaşlıklar”
İçişleri Bakanı Kutlu Evren’e sormalarına rağmen cevap alamadıklarını kaydeden Baybars, toplum baskısı olmasına rağmen yine de cevap alamadıklarını anlattı. Son aylarda verilen vatandaşlıkların keyfi olduğunu dile getiren Baybars, şöyle devam etti: “Sormamıza rağmen cevap verilmiyor, toplum baskısı var, soruyoruz ama cevap alamıyoruz. Çünkü bunlar çok keyfi vatandaşlıklar. Örneğin külliye mimarı ve sadece ülkeyi düzenli ziyaret edenlere vatandaşlık verilmesi ülke gerçekleriyle de bağdaşmıyor.
Kıbrıs Türk Toplumu her zaman kendi kültürüne sahip çıkmaya var olmaya çalışıyor, bu hükümet, 2018’de oluğu gibi davranmaya devam ediyor. Bizler de sorgulama ve denetlemeye devam edeceğiz.
Yurttaşlık yasasını geçirmeye hazırız yoksa bu konu yıllarca istismar edilemeye devam edecek. Ülkedeki seçmen nüfusun da bu vatandaşlıklarla giderek değişmesi, içinde ülke sevgisi, gailesi olmayan kimselerin söz hakkı olması, Kıbrıs Türk Toplumunun kimliğini de zedeler, kaybeden Kıbrıs Türk Toplumu olur, biz oluruz. Bir an önce bu konuda net açıklamalar yapılmalı.”
Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı:
“Herkes haksız vatandaşlık alıyor diye düşünmek de çok yanlış ama bazı kararları görünce de çok üzülüyoruz”
Vatandaşlık verilmesi konusunda yapılan değerlendirmelerde herkesin aynı kefeye konmaması gerektiğinin altını çizen Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Emine Dizdarlı, bu hakkı kazanan ve vatandaşlık bekleyen birçok insan olduğunu, buna karşın vatandaş yapılmadıklarını, bunun mağduriyet yarattığını belirtti.
Dizdarlı, “Bize ‘hakkı olduğu halde bekletildiğine dair’ şikayetler çok fazla geliyor. Bu nedenle değerlendirmeyi yapacak olan Muhaceret Dairesi’dir. Orada gerekli incelemeler yapılmalı ve haksızlığa olanak sağlanmamalıdır.” dedi.
“Bazen basında belirli isimler dolaşıyor ama bunlar belli ki vatandaşlık alması gereken kişiler değildir”
Son günlerde basında yer alan ve gündem olan Külliye mimarının vatandaş yapılması veya ‘ziyaret gerekçesi’ konularını da işaret eden Dizdarlı, “Bazen basında belirli isimler dolaşıyor ama bunlar belli ki vatandaşlık alması gereken kişiler değildir. Usulüne uygun vatandaşlıklar verilmeli. Yılarca burada yaşayan, ülkesini benimseyen ve burada hayatını sürdürecek olan birçok insan var.” yorumunu yaptı.
“Bize çok sayıda kişi başvuruyor”
Ombudsmana ‘hakkını alamayan ve vatandaş olamayan’ çok sayıda kişinin baş vurduğunu da belirten Dizdarlı, onlar adına girişimleri bulunduğunu fakat hala beklemede olduklarını dile getirdi.
Söz konusu şikayetlerin özellikle Resmi Gazete’de yayımlanan ve Bakanlar Kurulu kararları ile onaylanan vatandaşlık haberlerinin ardından arttığının da altını çizen Dizdarlı, şöyle devam etti:
“Birçok kişi Resmi Gazete’de yayımlanan isimleri görünce çok üzülüyor, her ilandan sonra herkes bizi arıyor, bunlar çok üzücü… Burada okuyup okula giden, annesi babası geç vatandaş olduğu için kendisi vatandaşlık alamayan, kendi bu haktan mahrum kalan insanlar var. Bu nedenle herkes haksız olarak vatandaşlık alıyor diye düşünmek de çok yanlış ama bazı kararları görünce de çok üzülüyoruz. Yasa belli koşulları düzenler, buna uyulmuyorsa toplum içinde huzursuzluk yaratır, hoş karşılanmaz.”