İki aylık aradan sonra, Kuzey Kıbrıs’ın yeni bir hükümeti oldu… Onca bekleme ve gayretten sonra, kurula kurula da bir azınlık hükümeti kurulabildi… Kuranlara ve kurduranlara hayırlı olsun…
Bu hükümetin UBP kanadı evlere şenlik… Giden hükümetten bu hükümete geçen UBP’li beş bakanın dördü yer değişti, sadece Sağlık Bakanı yerinde kaldı… Sanki de hükümet başarısız olsun istenir gibi de, yeri değiştirilen dört UBP’li bakan da ilgisiz bakanlıklara görevlendirildi… Yılların maliyecisi, öyledir veya böyledir ama maliyede dirsek çürütmüş insan Maliye Bakanlığı görevinden Eğitim Bakanlığına aktarıldı… Maliye konularında ne birikimi olduğunu kimsenin keşfedemediği eski Tarım Bakanı da Maliye Bakanı oldu… Cumhurbaşkanı Tatar’ın, Başbakan iken Jet Skandalı nedeniyle görevden aldığı Turizm Bakanı Üstel şimdi Ulaştırma Bakanı oldu. Ama Tatar’ın Üstel’i görevden alırken sadece Jet Skandalı’nda izin sorunu nedenyle karar vermediği, kamuoyunun “Kokusu çıktı” dediği konular nedeniyle de aldığı ve bu durumu da o günlerde konu üzerine toplanan UBP MYK’sında da anlattığı rivayet edilir… Bazı şeylerin evrağı olmaz tabii; Tatar’ın o toplantıda ne söylediğinin de evrağı yok, dedikodusu çok…
Oğuzhan Hasipoğlu Dış İşleri Bakanı olmaya hazırlanırken son anda liste dışı kalmış… Ve Dış İşleri Bakanlığı görevine milletvekili olmayan Ertuğruloğlu atandı… Değeri kendinden menkul… AKP Hükümeti’nin Kıbrıs sorunu konusunda tercih ettiği son siyasete uygun duruşta olan bir isim; daha önceki bakanlık dönemlerinde bu duruş için herhangi bir başarı sağlamış mıydı? Hayır… Başarı sağlamak için canını yemiş miydi? Hayır! Öğretmen olmasına rağmen eskilerden bir UBP hükümetinde Tarım Bakanlığı görevini yürüten Çavuşoğlu, son hükümette mesleğine uygun olan Eğitim Bakanlığı görevini yürüttü; yeni hükümette tekrar Tarım Bakanlığı görevine atandı… Daha önce bu görevde başarılı idiyse, niye Eğitim Bakanı yapıldı; Eğitim Bakanlığında başarılı olamamışsa, daha önce başarısız olduğu bakanlığa niye yeniden atandı?!… Çalışma Bakanı Çağman’ın YDP’nin Başkan ve Genel Sekreterinin olacağı bir hükümete destek vermeyeceği sözleri unutulmadı; Çağman şimdi YDP Başkanı Arıklı ile aynı kabinede birlikte memleket yönetecek…
Ve hükümetin onaya sunulacağı Meclis toplantısı için nisap sağlanmakta zorluk çekildi, UBP’nin iki milletvekili gecikmeli olarak geldi meclise… Anlaşıldığına göre gelmeye ikna edilmeleri uzun zaman almış. Halbuki HP’den istifa edip azınlık hükümetine dışardan destek verecek üç milletvekili vardı; bu hükümetin nisap sorunu bu üç kişinin iki dudağı arasında olacaktı… Gelecek günlerde bu da yaşanacak herhalde… Ve yaşanacak daha bir sürü garipliklerle birlikte… Neler mi?! Örneğin, Ercan Uçak Alanı binası inşaatı konusunda görevi ile ilgili ihmal ve kusuru olduğu gerekçesi ile o dönemin Ulaştırma Bakanı olan Ertuğruloğlu’nun mahkemede dosyası var… Üstel’in Jet Skandalı konusunda meclis araştırma konusu var… Ne idi o geçmişte anılan “golifa vatandaşlıklar” konusu?! Kaç paralık test kitlerini kaç paraya almıştı Sağlık Bakanlığı?! Sahi, devlet yerel bankalardan borçlanırken hangi bankadan ne oranda faiz ile borçlanmıştı?! Sağ siyasetin uğrunda öleceğini söylediği devletin yapısı sağ siyaset marifetiyle peksemet olmuş, tuttuğunuzda avcunuzda parçalanıp dağılıyor… Ve by yapıyı bir azınlık hükümeti düzeltecekmiş?! Şaka gibi…
Kuzey Kıbrıs ekonomisi derin krizlerde, toplum sağlığı da büyük tehditlerdedir… Bunları akılcı ve akıllı siyasetlerle çözecek, halkın da güven duyacağı bir hükümet gerekiyordu… Kendi başkanını seçeceği kurultayı bile yönetemeyen bir parti, şimdi ülkeyi azınlık hükümetinde, HP’den ayrılma üç milletvekili desteği ile memleketi yönetecek… Kendileri bile inanmıyor aslında… Hele bir şu UBP kurultayını yapıp AKP’yi yönetenlerin istediği kişiyi parti başkanı yapsınlar da, ondan sonra yeni ayarları ile erken seçime girsinler de, siyasi İslam siyaseti ile Kuzey Kıbrıs seçmeninden oy istesinler de ak koyun - kara koyun belli olsun…
İki ayın özeti; beklemeye değmezdi… Hoş; HP’nin bencillik merkezli marifetleri olmasaydı beklenilmeyecekti bu kadar uzun süre ve hatta hükümet krizi de yaşanmayacaktı… Ekim’deki erken seçimi beklemeye değer ama… Bu azınlık hükümeti ve üyelerinin çoğunluğunun becerisinin ve niteliğinin sorgulanır olması erken genel seçimde CTP’yi iyicene yükseltecek, büyütecek; mecliste çoğunluk bile elde edebilir… Mesele sağ partiler böyle perem-dağım iken, HP’den istifa gerekçeleri kamuoyu tarafından gayet iyi anlaşılmış üç milletvekili desteğindeki bir azınlık hükümeti ile memleketi yönetmeye kalkışmışken, Kuzey Kıbrıs insanının büyük çoğunluğuna hitap etmeyen AKP siyasetlerine bu denli teslim olmuş iken, CTP’nin kendi gibi düşünen diğer sivil toplum örgütleri ve yurtseverler ile birlikte siyaset geliştirmesine ve muhalefet etmesine kalmıştır… 2000’li yılların başlangıcındaki gibi yani…
Siyasi Bahar en geç Ekim 2021’de doğanın sonbaharında gelecek…