Zekai Altan
Çok yıllar önce idi. İskele Boğazı’nda hizmet veren mekanlar arasında Hüseyin dayı vardı. George olarak bilinirdi. Diğer bir adı da yani bilnen adı Huseyin Curcur. Özellikle fırın kebabını yani sulu fırın kebabını çok güzel yapardı. Damak tadı bir lezzet sunardı. Zaman içerisinde mekanı el değişti. Ama o yaptığı lezzetli sulu fırın kebabı gidenlerde damak tadı olarak kaldı. Bazı meslekler vardır, o mesleği yapan kişinin arkasından birileri gelmez ise o meslek ve o beceriler yok olur. Sürdürülebilir olmaz. Bu da işin üzücü tarafı. Bir de şu vardır. O mesleği, sanatı veya işi yürüten biri olursa yapılan iş nesilden nesile sürdürülebilir olur. İşte Hüseyin dayı da bunu yaptı. Doğrusu yapmak istediğini oğlu İsmail yaptı. Hüseyin dayının restorantcılık mesleğini yürütmeye başladı. Hem sulu fırın kebabı ile birlikte. Şimdi yeni yerleri yine İskele Boğazı’nda tatlı petrol istasyonun yanında. Esk adı ile. George’s Bar and Restorant.
GEORGE’S BAR AND RESTORANT
George’s restorant yol üzerinde. Geniş bir açık alanı ve geniş bir Amerikan Barı ile dikkat çeker. Ağaçlandırılmış yeşil bir alan. Hijyenik bir alan. Hüseyin dayının işi fırın yakmak. Kendi yöntemleri ile. Oğlu İsmail hem ahçı hem servis görevlisi hem de işletmeci. Hüseyin dayı atleti ile oturup çevreyi izler. Tanıdıkları ile sohbet eder. Bu geniş alanı olan mekanda yemek yemek de ayrı bir zevk. Zaten deniz tam karşınızda. Dilediğiniz zaman deniz kenarında da yürüyüş veya gezinti yapabilirsiniz. Geniş alan içerisinde kenarda topraktan yapılmış fırın da dikkat çeker. Amerikan Bar’dan gelen müzik de burayı ayrıca hareketlendirir. İsmail durmaksızın misafir memnuniyeti için çaba harcar. Güleryüzlü ve sempatik. İşini bildiğini söyleyebilirm. Hatta işini babasından iyi öğrendiğini söyleyebilirim. Hüseyin dayı iyi öğretti.
MÖNÜ VE LEZZET
Mönü kartı basit ve anlaşılabilir bir dilde hazırlandı. Mönü biraz zengin. Ancak spesiyali Sulu Fırın Kebabı. Fırın kebabı her gün yapılıyor. Hergün fırın kebabını bulacağınız bir mekan. Restoranta öğle vakti gittik. Eşim ve baldızım ile birlikte. Hava sıcak olmasına rağmen buradaki yeşil ortam serinletti. Oturduğumuz yerden ana yoldan geçen araçları ve karşımızda denizi görerek sohbetimizi sürdürdük. İsmail bizimle yakından ilgilendi. Güleryüzü herşeye değer. Biz mönü listesini incelemeden spesiyal Hüseyin Curcur’un meşhur sulu fırın kebabını sipariş verdik. Standart bir mönü. Yanında salatası. Salata çok taze hazırlandı. Zeytinyağlı ve sirkeli. Domates, hıyar yani salatalık, kuru soğan halka biçiminde doğranmış. Yeşil biber ve ekşi. Zeytinyağı ve sirke de kıvamında. Tam ölçülü. Ana yemek gelene kadar salata ile giriş gibi yemeğe başladık. O kadar güzel hazırlandı ki ekmeği bile batırarak yemeye başladık. Yanında da cacık. Diğer bir adı talatur. Hıyar, yoğurt ve sarmısak ile hazırlanmış. Turşu tabağı ve rokkalı kuru soğanlı söğüş. Bu menüde bir de humus vardır. İsmail hem ahçılığı yapar hem de servise yardımcı olur. Personeli de güleryüzlü ve sempatik. Burada o güzel misafirperverliği hissedersiniz. İsmail sizinle sürekli ilgilenir. Biz giriş olarak servis edilen kebap mezelerini tatarken ana yemek servisine geçildi. İki parça patates ve kuzu etli kebap. Üzeri güzel kızarmış Boyun ve kol. Adeta iştahınızı kabartacak kadar güzel bir görüntü. Aç olmasanız bile açıkma hissiniz uyanır ve sizi uyarır. Sulu veya kuru fırın kebabı garnitürleri genelde fazla olmaz. Az ve öz. Birlikte yenir. Bu mönünün genelde girişi olmaz. Küçük ve set bir mönü olur. Burada da bu yendi. Ben daha çok fırın kebaplarının suyuna bayılırm. Ekmeği içine batırarak yemek bana ayrı bir damak tadı zevki verir. Burada kebabın suyunun fazla zevkini alamadım. Tabakta olanı da ben sıyırdım. Hatta eşimin tabağındakini de. Kuzu etinin taze olduğu çok belirgindi. Pişmesi de iyi. Bu arada yemeği yerken kuru soğan eksikliğini farkedip sipariş verdik. Fırın kebabı ile kuru soğan ve bir de Kıbrıslı’nın damak tadına uygun etin üzerine ekşi sıkılarak yemesi önemli. Biz de öyle yaptık. Burada yalnızca fırın kebabı yok. Mönüde ızgara çeşitleri, balık olarak çipura ve levrek türü balıkları da tadabilirsiniz. Burada dilerseniz sabah kahvaltısı da yapabilirsinz. Fiyatları oldukça makul. Kahvaltılar İngiliz kahvaltısı 18,00 TL, Kıbrıs kahvaltısı 15,00 TL. et çeşitleri 25,00 TL. karışık kebap ise 30,00 TL. tavuk çeşitleri 20,00 – 25,00 TL arası. Deniz ürünleri ise 25,00-35,00 TL arası. Makarına çeşitleri ise 18,00 TL. Ana yemekler 3-4 çeşit meze ile servis edilir. George’s bar ve restorantta Her Çarşamba ve Cumartesi akşamları Grup Rüzgar ile canlı müzikli eğlenceler düzenlenir. Tavsiye edeceğim hijyenik, damak tadı mönüler ve güleryüzlü hizmet veren bir mekan.
MÖNÜ
SPESİYAL SULU FIRIN KEBABI
GARNİTÜRLER
SALATA, CACIK, TURŞU TABAĞI, HUMUS, KURU SOĞAN
ÜCRET: KİŞİ BAŞI 25,00 TL
TEL: 0533 849 71 73
ADRES: İSKELE BOĞAZI
FACEBOOK.GEORGE’S BAR
KAPASİTE.
İÇ ALAN : 100 KİŞ
DIŞ ALAN: 100 KİŞİ
SERVİS SAATLERİ 11,00-02.00
KAPALI GÜNLER: HERGÜN AÇIK