Bir aday partisinin amblemiyle aday olmuş ya da olmamış…
Adının önünde bağımsız yazmış ya da yazmamış…
Var mı bir önemi?
Bu gerçekten de üzerinde uzun uzadıya yorum yapmaya değer bir mesele mi?
Eleştirmeye…
Savunmaya…
Bence değil.
Hem de hiç değil!
Ha eğer bunun üzerinden siyasi propaganda malzemesi üretmek, reklam devşirmekse niyet, sakız gibi uzatabilirsiniz tabii meseleyi.
Özersay’ın ‘bağımsızlığını’…
Erhürman’ın ‘partililiğini’…
İster yağlar ballarsınız…
İster horlar, körlersiniz…
Sonra diğer adaylar girer sıraya, onları da evirir çevirir, bu mesele üzerinden onlara binbir anlam yükleyip, yüceltir ya da yere vurursunuz.
İyi de, bu mudur yani dert?
Adının önünde ne yazdığı mı?
Kılıflara, paketlere, poşetlere bakmayı bırakıp, içerde ne var ne yok, ona bakmayı denesek ya biraz.
Özersay ne yapmış bugüne kadar?
Erhürman ne yapmış?
Akıncı…
Tatar…
Denktaş…
Diğerleri…
Ne demiş?
Ne eylemiş?
İdeolojisi neymiş?
Vizyonu neymiş?
Nerede durmuş, nerede yürümüş?
Siyaseten dürüst mü durmuş yoksa takiyeci mi olmuş?
Nerede kükremiş, nerede sinmiş?
Neyi hazmetmemiş, neyi yutmuş?
Toplumun kaygılarını ne kadar sırtlanmış, ne kadar görmezden gelmiş?
Kimi üzmüş, kimi sevindirmiş?
Ne yapmış bu adaylar, bu aday adayları?
Ne yapmış ve ne yapmamış?
Siz ona bakın, onu konuşun, onu tartışın hele!
Madem mevzu bağımsızlık..
O halde kim bağımsız kalabilmiş, kim bağımlı olmuş…
Kim bağlantısız hareket edebilmiş, kim iplere dolanmış…
Açık yüreklilikle, bunu tartışalım hele!