Dönemin Cumhurbaşkanı Denktaş, Erenköy Şehitlerinden birinin büstünü açmak üzere yaptığı konuşmada, “halkın, şehitlerin ruhunun şad olması için Anayasa’ya ‘Evet’ “ demesini ister.
CTP Genel Sekreteri Naci Talat, yazılı bir açıklama ile Denktaş’a cevap verir ve haklı olarak eleştirir.
Naci Talat:
“Kıbrıs Türk toplumunun siyasi gelişimi, mücadelesi ve yapılanması iki temel çizgi üzerinde seyrediyor.
Bu temel çizgilerden biri, kendi yurdunda azınlık statüsüne düşürülmeden siyasal eşitliğini benimsetip kabul ettirmek ve federal çatıda Kıbrıs’ın tümü üzerinde egemenliğe ortak olmak çizgisidir.
İkincisi ise, kendi bölgesinde kendi evinin efendisi olma çizgisidir. Bu ikinci temel, tüm konularda kendisinin karar vermesi, siyasal erginliğe kavuşması, demokratik gelişimini sürdürmesi, rahat bir nefes alması ve insanca yaşayabileceği bir ekonomik ve sosyal düzen kurması zemini üstüne oturuyor.
Toplumumuzun mücadelesini bu temel açısından değerlendirdiğimizde Sayın Denktaş’la ve onun gibi düşünenlerle yollarımız ayrılıyor.
Kıbrıs’ya siyasal, eşit statüde federal bir çatıda egemenliğe ortak olmak davası ile demokratik insanca yaşanır bir düzene kavuşmak davası ne birbirinden ayrı, ne de birbirine zıt davalardır. Aksine birbirini izleyen ve birbirini tamamlayan iki temeldir. Bunlardan yalnız birini alanlar bu halkın mücadelesini kavramamış olanlardır.
Şunu da belirtmeden geçmeyeceğiz ki, bu toplumun evlatları, bağımsızlık adı altında bağımlılık için, halkın demokratik iradesini darbelerle ayaklar altına almak için, sömürü düzenini yükseltmek için, bazı efendilere bey paşa saltanatı sürdürüp de onbinlerce insanımızı zarıncatmak için canlarını vermediler….”
Söz Gazetesi 20.3.1985
1985 koşulları, Kıbrıslı Türklere yönelik baskının, dayatmanın doruklarda olduğu bir dönem. Türkiye’de gerçekleşen askeri darbenin ardından, Denktaş’ın Türkiye’deki siyasi otorite boşluğundan yararlanarak, önce Federe Devlet Anayasasından kopup ( sadece CTP’nin hayır oyu ile… ) self determinasyon” kararını Meclis’ten geçirmesinin ardından, “derin” bir operasyonla ayrılıkçı yeni devlet yapısını kurgulamaya çalıştığı günler. Ardından da Anayasa referandum süreci.
Dünden bugüne…
Denktaş cephesinde yeni birşey yok. Aynı demagoji, aynı milliyetçi körlük, aynı dayatmalar ve söylemler.
Naci Talat’ın çok basit ve anlaşılır bir şekilde vurguladığı gibi Kıbrıs Türk toplumunun eğilimleri açısından da bir değişiklik yok. Kendi kendini yönetme iddiası ve dünyaya federal çerçevede bağlanma mücadelesi.
1985 -2017…32 yıl geçmiş.
Bugün çok daha farklı ve toplumun ilerlemesi adına yenilikçi siyasi söylemler içerisinde analiz yapmayı, çalışmayı, mücadele etmeyi kim istemezdi ? düşündürücü olan bu. Ancak mücadele devam edecek.
Ve elbette…
Naci Talat’ın çizdiği çerçeve bugün için de çok değerli ve anlamlı.