Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, şu ana kadar ülkede korona virüs hastalığını toplumun yüzde 0.036'sının geçirdiğini, bu rakamın toplumun bağışıklık kazanması hedefinden çok uzakta olunduğunu gösterdiğini belirtti.
Tabipler Birliği, toplumun büyük fedakarlıkla kazandığı zamanı, sağlık sistemini ve pandemi hastanelerini hazır hale getirebilmek için değerlendirmek gerektiği yönündeki önerisini yineleyerek tedbirlerin ancak hastane ve sağlık sisteminin ivedilikle hazır hale getirilmesinin ardından gevşetilebileceği düşüncesini paylaştı.
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Yönetim Kurulu adına Koruyucu Hekimlik ve Halk Sağlığı Sorumlusu Dr. Emre Y. Vudalı, Covid-19'la ilgili durumu irdeleyen bir açıklama yaptı.
Vudalı'nın açıklaması şöyle:
"COVID-19 hastalığı toplum içinde ne kadar yayılacaktır ?
COVID-19 enfeksiyonu tüm dünyada hızla yayılmaya devam etmektedir. Bu enfeksiyon etkin aşının bulunmaması halinde popülasyon koruma eşiğine (population protection threshold; hastalığın yayılmaması için gereken toplumdaki bağışıklık yüzdesidir) gelene kadar yayılmaya devam edecektir. Mevcut bilgiler ile COVID-19 ‘un R0 (Herhangi bir hastalık için, duyarlı bir toplumda, bir kişinin ortalama kaç kişiyi hasta edeceği değerdir) değeri yaklaşık 3 olarak kabul edilmektedir. Bu da demek oluyor ki bir COVID-19 hastası hastalığı süresince ortalama 3 kişiyi hasta edecektir. Bir hastalığın R0 değeri ne kadar yüksek ise popülasyon koruma eşiği de bir o kadar yüksektir. Popülasyon koruma eşiği, hastalığın yayılmaması için gereken toplumdaki bağışıklık yüzdesidir. COVID-19 hastalığının R0 değerini 3 olarak kabul edersek popülasyon koruma eşiği %67’dir. Kısacası bu hastalık ancak toplumun %67’sinin bağışıklanması ile önemli ölçüde durma noktasına gelebilecektir. Bir kişinin bir hastalığa karşı bağışıklanması ise sadece doğal aktif enfeksiyon geçirmesi veya aşı ile olabilmektedir. EMA (Avrupa İlaç Ajansı), COVID 19 için bir aşının onaylanmasının ve yaygın kullanıma sunulmasının en az bir yıl alabileceğini bildirmiştir.
Ülkemizde son durum nedir ?
KKTC Sağlık Bakanlığı’nın 22 Nisan tarihli son verilerine göre ülkemizde toplam 108 vaka görülmüştür. Ülkemizin nüfusunun 300,000 olduğunu düşünürsek toplumun % 0.036 bu hastalığı geçirmiştir. Bu bilgiler ışığında Kuzey Kıbrıs’taki hasta sayısına bakıldığı zaman toplumun bağışıklanması için hedeften çok uzakta olduğumuz görülmektedir.
Toplumsal önlemleri ne zaman ve nasıl gevşetmeliyiz veya sıkılaştırmalıyız ?
Toplumsal önlemlerin seviyesi, sağlık sistemi üzerindeki yüke göre değerlendirilir. Amacımız toplum içerisinde hastalık görülmeye devam ederken toplumsal önlemleri, yoğun bakım yatak kapasitesine, genel yatak kapasitesine ve sağlık sistemi üzerindeki genel yüke göre planlamaktır. Toplumsal önlemler ve bireysel olarak aldığımız önlemler hastalığın toplum içersindeki yayılma hızı ile direkt olarak ilişkilidir. Ulaşmamız gereken doğal bağışıklanma sayısını düşünecek olursak (toplumun %67 si) hedefden çok uzaktayız ve bu sürecin uzun sürebileceğini düşünmekteyiz. Bu sebepten hasta sayısına göre 2-3 haftada bir toplum olarak aldığımız önlemleri düzenlememiz gerekecektir (hasta sayısı sağlık sistemi üzerinde fazla yük oluyor ise sıkılaştırmak veya yük olmuyor ise gevşetmek).
Toplum içerisinde kimler risk grubunda ve sürekli olarak korunması gerekir ?
60 yaş üstü olanlar veya ciddi kronik tıbbi rahatsızlıkları olan insanlar. Bunlar kalp hastalığı, hipertansiyon, diyabet, kronik solunum yolu hastalığı, kanser ve obezite olarak sayılabilir. COVİD-19 enfeksiyonu ile ilgili şimdiye kadar edinilen bilgiler, bu kişilerin daha fazla hastalanma ve ciddi semptomlar geliştirme riski altında olduğunu göstermiştir. Bu nedenle ne kadar zor da olsa risk grubundaki sevdiklerimiz ile fiziksel mesafeyi korumamız gerekiyor. Ancak bu stresli ve izole dönemde onları yalnız bırakmayalım, telefon veya görüntülü konuşma ile sevdiklerimiz ile iletişimde kalalım.
Peki bugünden sonra ne yapmalıyız ?
Ülkemizde son 14 gün içerisinde yeni COVID-19 vakalarının azalması sebebiyle, sağlık sisteminin hazır olması durumunda toplum olarak aldığımız önlemleri kademeli olarak gevşetebilme noktasına gelebiliriz.
Sağlık sisteminin hangi durumda hazır olduğunu söyleyebiliriz ?
Yapılabilecek hazırlıkları, hastanelerimizin izolasyon oda kapasitesinin artırılması, normal yatak kapasitesinin artırılması, yoğun bakım yatak kapasitesinin artırılması, kişisel koruyucu ekipman (KKE) sayısının yeterli sayıda tutulması, tedavide kullanılan ve yeni bilgiler ışığında güncellenmiş ilaçların sağlanması, mekanik ventilatör ve oksijenizasyon altyapısının hazırlanması olarak sıralayabiliriz. Sağlık Bakanlığı altında yapılabilecekler ise, sürveyans stratejisinin oluşturulması, yeterli PCR tanı kapasitesinin sağlanması, vaka araştırma ekibi ve temas takibi ekibi oluşturulması ve genişletilmesi, hastalığı takip edebilmek ve yayılımını kontrol altında tutabilmek için elzemdir.
Toplum olarak büyük bir fedakarlıkla kazandığımız bu zamanı, sağlık sistemini ve pandemi hastanelerimizi hazır hale getirebilmek için değerlendirmemiz gerektiği yönündeki önerimizi yineliyoruz. Hastane ve sağlık sisteminin ivedikle hazır hale getirilmesi ve akabinde alınan toplumsal tedbirlerin gevşetilmesi gerektiği düşüncesindeyiz."