Sağlık eski bakanlarından, CTP Milletvekili Ahmet Gülle, yapılacak Meclis Araştırması ile Devlet Laboratuarı’na ilişkin her şeyin ortaya çıkacağına işaret etti, çalışanların bir an önce tedavi olabilmeleri adına gerekli girişimleri yaptıklarını çünkü Sağlık Bakanlığı'nın konunun üzerini kapatıp her şey normaldir demekten başka bir niyeti olmadığını savundu.
Sağlık Bakanı'nın ortaya koyduğu yazının tamamen hedef şaşırtmaca olduğunu ifade eden Dr. Gülle, 26 Şubat tarihine kadar görevde olan Devlet Laboratuarı Müdürü’nün şimdiki müdür Mehmet Tatar olduğunu, ancak laboratuarın elektrik donanımına yönelik gerekli hassasiyeti göstermediğini savundu.
Sağlık Bakanlığı döneminde görevlendirilen yeni müdürün, daha göreve geldiğinin ertesi günü, Planlama İnşaat Dairesine hitaben, Devlet Laboratuvarı’ndaki elektrik sisteminin kontrol edilmesi için bir yazı yazdığını belirtti, ilgili yazıyı da paylaştı.
Kendisinin Sağlık Bakanlığı döneminde görevlendirilen yeni müdürün, daha göreve geldiğinin ertesi günü, yani 27 Şubat 2014' tarihinde, Planlama İnşaat Dairesine hitaben, Devlet Laboratuarındaki elektrik sisteminin planlama inşaat dairesi teknik ekipleri tarafından kontrol edilmesi için bir yazı yazdığını belirtti, ilgili yazıyı da paylaştı.
Gülle, Faiz Sucuoğlu’nun göreve gelir gelmez, elektrik sistemine daha ilk günden hassasiyet gösteren Müdürü görevden alıp daha önce bu konuda gerekli duyarlılığı göstermeyen eski Müdürü göreve atadığına işaret etti…
“Bakan Sucuoğlu, elektrik sistemine daha ilk günden hassasiyet gösteren bu Müdürü görevden aldı”
Bu yazının Sağlık Bakanlığı'na dağıtımı olmadığını belirten Gülle’nin açıklamaları şöyle:
“Yeni Müdür, elektrik donanımı ile ilgili göreve gelir gelmez hemen ertesi gün ilgilenmiş, ancak Planlama ve İnşaat Dairesinden cevap gelmeyince, elektrik malzemelerini kendi bütçesinden alarak, Devlet Hastanesi’nin teknik ekipleri ile gerekli çalışmaları yapmıştır. Alınan malzemelerin faturaları görülebilir, yapılan çalışmalar belirlenebilir. Ancak Sayın Sucuoğlu göreve gelir gelmez, elektrik sistemine daha ilk günden hassasiyet gösteren bu Müdürü görevden almış ve daha önce bu konuda gerekli duyarlılığı göstermeyen eski Müdürü göreve atamıştır. Göreve gelindiği andan itibaren konuyla ilgili hiçbir şey yapmadıkları ortadadır.”
“Bakanlık hesabını vereceğine, konuyu başka taraflara çekmeye çalışıyor”
Bakanlığın yaşananların hesabını vereceğine, konuyu başka taraflara çekmeye çalıştığına işaret eden Gülle, “CTP'nin araştırma önerisi, olayın bütün boyutlarıyla araştırılmasını içermektedir. Bu konular araştırılacaktır. Ancak geçmişte olan hiçbir olay, çalışanların sağlığını tehlikeye atmaya, halk sağlığına yönelik denetimlerin durmasına giden süreçte bahane olarak ortaya konamaz” dedi.
“Konuyu değiştirmek için bu yazıyı ortaya attılar”
“Sağlık çalışanlarının hayatlarını tehlikeye attıkları son Hıfsısıhha raporları ile ortaya çıktıktan sonra, konuyu değiştirmek için, bu yazıyı ortaya atmışlar, yapılan iyileştirmeleri gözden saklayarak, kendilerinin hiç bir şey yapmadıklarını gizleyerek, insan hayatını hiçe sayan uygulama ve anlayışlarını örtmeye çalışmaktadırlar.
Nitekim, Müdürün tedavi olup döneceği haberlerinin ardından personel, bu Müdürle çalışmak istemediklerini belirtip, isyan edip Sağlık Bakanlığı'na da durumu bildirmişlerdir”.
Gülle: “1379 farklı kimyasal yandı”
22 Aralık 2016 tarihinde Devlet Laboratuarında depodan başlayan yangınında, aralarında organik solventler, toz kimyasallar, kapalı metanoller, alüminyum levhalar, asbestli eldivenler, civalı termometreler, 1 kg sodyum siyanür, arsenik gibi zehirli maddeler, kadmiyum, çinko, kobalt, krom, kurşun, mangan gibi ağır metallerin yandığına işaret eden Gülle, 1 kg katı radyoaktif madde de dahil, toplam 1379 farklı kimyasalın yandığına vurgu yaptı.
“Çevre ve halk üzerindeki etkileri yeterince araştırılmadı”
Ortaya çıkan bu maddelerin çevre halkı üzerindeki etkilerinin ve çevreye etkilerinin araştırılması yeterince yapılmadığına dikkat çeken Dr. Gülle’nin açıklaması devamla şöyle:
“ Yaşanan yangın olayı sonrasında Bakanlığın laboratuar yangınının halk sağlığı ve çevre üzerindeki etkilerini hep örtbas etmeye çalışmıştır.”
“Hemen ertesi gün, hiçbir önlem alınmadan şube amirleri ve 4-5 personel göreve çağırıldı”
“Ciddi sorun yok mantığından hareketle, bilgisizlik ve sorumsuzlukla veya siyasi gailelerin insan sağlığından daha öncelikli düşünülmesi nedeniyle, hemen ertesi gün, şube amirleri ve 4-5 personeli göreve çağırıp, hiçbir tedbir ve önlem almadan binaya ve yanan bölümlere girmeleri istenmiştir. Bir süre sonra ise, topladıkları işçilere, hiçbir özel donanım sağlamadan atıklar temizlettirilmiştir. İnsanların hayatı tehlikeye atılmıştır. Yapılan tetkiklerle, zehirli atık ve ağır kimyasallarla ortamın kirliliğini kontrol etmeden, ortam çalışmaya uygundur deyip 19 Ocak’ta mesaiyi başlatmışlardır. Doğru olan hemen, orayı kapatıp yeni bir binada çalışmalara başlamak iken, sorun yok deyip, insanları çalıştırmışlardır. Çalışanların, ağır metal zehirlenmesi belirtisi şikayetlerini göz önüne almamışlardır.”
“Çalışmak istemeyenleri, zorla, imza istenerek ve korkutarak çalıştırdılar”
“Çalışmak istemeyenleri, zorla, imza istenerek ve korkutarak çalıştırmışlardır. Çalışanlarda başlayan rahatsızlıkları gözönünde tutmamışlar, başka binaya geçelim önerilerini kabul etmemişlerdir. Çalışanların kanlarında ağır metallere bakıp, bir an önce tedaviye başlayacakları yerde, çalıştırmaya devam etmişlerdir. Olaydan 2 ay sonra, yine çalışanlarda kanlarında ağır metal olup olmadığına bakmadan yine bazı başka tetkikler yapıp ‘durum tamamdır, sorun yoktur’ demişlerdir. Müdür 24 Şubat’ta rahatsızlanıp akut radyasyon zehirlenmesi ön tanısıyla yurt dışına tedaviye gönderilince olayın ciddiyeti artık bastırılamaz hale gelmiştir. Personelin tepkisi üzerine olaydan 65 gün sonra, 27 Şubat’ta çalışanların kanları alınmış, ancak alınan bu kanlar da, ancak 16 Mart 2017'de, yani alındıktan yaklaşık 20 gün sonra Hıfsısıhhaya gönderilmiştir. Oysa alınan kan numunelerinin en geç 5 ile 7 gün içerisinde gönderilmesi gerekiyordu. Daha uzun süre sonuçların doğruluğunu etkileyebilir. Olabildiğince geciktirerek sonuçları azaltmaya çalışmışlardır. Kurşun zehirlenmesinde, kurşunun kandaki yarılanma ömrü 27 gündür, bunlar 65 gün sonra kan almışlardır. Hıfsısıfhhadan gelen sonuçları da, konu 3 Nisanda Meclis’te gündem yapılınca hemen açıklanmak zorunda kalınmıştır.”
“Tüm çalışanların tedaviye gitmeleri gerekmektedir”
“10 kişide, kanlarında yüksek ağır metal ve zehirler olduğu için yurt dışına tedaviye gönderilmişlerdir. Bütün gecikmelere rağmen sonuçlar pozitif çıkmıştır. Amaçları yine sadece bununla olayı geçiştirmekti. Oysa diğer çalışanların vücutlarında da ağır metaller vardır, ancak gecikmeden dolayı bunlar vücuttaki dokulara yerleşmiştir. Tüm çalışanların tedaviye gitmeleri gerekmektedir.
Bütün bunlardan sonra ortaya çıkan sonuç, olayı örtbas etmeye çalışarak hem çalışanların sağlıklarını ciddi tehlikeye atmışlar, hem de niteliği yüksek bu çalışanların başka bir binada hemen çalışmalara başlayıp, gıda denetimlerine başlamalarının yani halk sağlığını korumanın da önünü kapatmışlardır. Müdür de hasta olduktan sonra yeni binaya geçilmiş ancak şimdi de çalışanların tedavisi nedeniyle, denetim ve halk sağlığını koruma çalışmalarının önüne geçilmiştir.”