Pazar kahvemi içerken bugün için hükümetin tepki toplamayan, halk yararına bir icraatını yazayım diye düşündüm ama bulamadım. Belki de bu ‘halk yararı’ sözcükleri bakış açısına göre değişir.
Yani benim göremediğim böyle bir icraatı, ‘halk yararına’ yorumlayamadığım bir uygulamayı yapanlar öyle görebiliyor olabilir.
Yani her hafta onlarca yeni vatandaşlık verenler bunu ‘halk yararı’ olarak değerlendirebilir…
Muhaceret affı çıkarılmasının nedenini de böyle ifade ediyor olabilirler…
Seyrüsefer affını da, münhalsiz istihdamları da, koordinasyon ofisini de bu çerçevede ele almış olabilirler!..
Belki de 2 milyon TL değerindeki 18 yeni makam aracını da ‘halk yararına’ altlarına çekmiş olabilirler. Halkın temsilcisi! olduklarına göre demek ki halk da o Mercedeslerin içinde oturuyordur. Bakanlar gezerken demek ki biz de temsilcilerimiz nezdinde lüks arabaların içinde tur atıyoruzdur.
Şaka bir yana sonuçta bu uygulamalardan kendi adıma ‘halk yararına’ bir icraat göremediğim için bunları yazmak da istemedim!
***
Yeni bir haftaya daha girerken hızlandırılmış müzakere sürecinin ardından güzel sözler duymak istiyor insan… New York’taki zirveye giderken yeniden umutlanmak istiyoruz bilmem kaç defa… Fazla umut cep mi deler diye değiştirmek istiyorum o deyişi umut’u para’nın yerine koyarak… Bu arada dün Nikos Anastasiadis “bugüne kadar Kıbrıs halkı tarafından reddedilen planlarda yer alan önemli ve kritik parametreleri iyileştirmeyi başardıkları” açıklamasını yaptı. Tabii plan olarak alırsak bir Annan Planı oylandı, ona da Kıbrıslı Türkler “evet” demişlerdi. Umarım o zaman Kıbrıslı Rumların reddetme nedenleri arasında yer alan o kritik parametrelerin bu tarafın da sorun yaratmayacağı şekilde iyileştirilmesi ve umutlarımızın daha da büyümesi…
***
TC Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun buraya gelip Akıncı’ya tam destek vermesinden sonra yine müthiş üçlü konuşur mu, Ertuğruloğlu dağa çıkıştan vazgeçer mi, “vatan elden gidiyor” tarzındaki söylemleri biter mi yoksa Çavuşoğlu’nun desteği öylesine miydi! Üçlü yine aynı söylemlerine devam ederlerse ben bunun oyun olduğuna inanacağım. Yani ben destek vereyim, siz bağırın şeklindeki bir oyundan söz ediyorum. Aksi takdirde Özgürgün, Denktaş ve Ertuğruloğlu’nun Türkiye’ye rağmen farklı bir görüş ortaya koyacaklarını düşünmüyorum.
***
Bu haftanın ardından haftaya yine bayram var. Tam 9 günlük bir bayram tatili daha… Tabii yine kamu daireleri için böyle bir tatil söz konusu… Özel sektör belki birkaç gün dışında yine çalışmak durumunda kalacak… İşveren işinin sürdürülebilirliğini, çalışan da başka şansı olmadığı! için çalışmak durumunda kalacak.
Daireler kapalı ya… O günlerde yapmayı planladığınız işleriniz varsa tatili unutmayın… Bu hafta yapmaya çalışın o işleri… Yoksa 9 günün sonunda iş işten geçmiş olabilir.
***
Bu yeni haftanın iyi geçmesi ve kamu da olsa özel de olsa direkt ve dolaylı olarak uzun bir tatil haftası yaşayacağımız bayram haftasına herkesin mutlu girmesi en büyük dileğim.
---------------------------------------
Kayalar kavşağı işareti
Kayalar-Sadrazam tarafına bir gidelim dedik… Döneceğimiz yeri bilmesek yolu bulamazdık çünkü köylerin isimlerinin olduğu tabela yerlerde ne yazık ki!.. Ne zamandan beri öyledir bilmiyorum ama halinden epeyce zamandır öyle olduğu belli oluyor. Karayolları Dairemiz zamanını neye harcıyor bilmiyorum… Yolları zaten Türkiye’den şirketlere bırakıyorlar, onlar da kafalarına göre yapıyorlar. Yer yer çökmeler, çukurlar olsa da bunları da yine birilerinin sosyal medyada paylaşmaları gerekiyor ki onlar da görsün ve birkaç kürek asfalt döküp yamalasınlar… “Orası” diyoruz, “oralar belediyeye ait” diyorlar, “burası” diyoruz, “malzeme yok” diyorlar, “Sanayi Bölgesi diyoruz”, “orası da Sanayi Dairesi’nin” diyorlar ama o Daire de sadece yıllık kira almayı biliyor. Şimdi “bir tabela” diyoruz bakalım Karayolları “orası gece kulüplerinin der mi” acaba diye bekliyoruz çünkü bilenler bilir, Kayalar kavşağı da gece kulüpleriyle dolu… Anamur suyunun karaya çıktığı hemen orada o suyun ilk yıkadığı insanlar gece kulüpleri çalışanları!.. Baraja gidip de tekrar oraya mı dönüyor yoksa, önce oradan geçip de baraja mı gidiyor bilmiyorum! Önemi de yok zaten!!!
-------------------------------
ANALİZ
Atı alan Üsküdar’ı geçti bile…
Erdoğan, yargıçları sarayında topluyor, yargıçlar ayağına kalkıyor, hükümetten bakan alıyor, bakan atıyor, gazeteciler de ona “hükümette başka değişiklik olacak mı?” diye soruyor. Adam başkanlık istedi, “sana başkanlık yaptırmayız” dendi ama Erdoğan başkanlık yapıyor zaten… Kimse de ses çıkaramıyor. Baksanıza ses çıkarması gereken yargı bile önünde eğiliyor, ayakta alkışlıyor, Erdoğan da bunun adını “güçler birliği” olarak koyuyor. Dünya bu görüntüler karşısında ‘darbe girişimine’ bile çekimser davranıyor, Erdoğan’a destek verelim mi vermeyelim diye düşünüyor! Erdoğan buna da kızıyor; “neden destek vermiyorsunuz” diye soruyor… İşte bunlar için.
------------------------------------------------
GÖRÜŞ
Kahverengiden maviye…
Girne Emirname değişikliğiyle ilgili yapılması zorunlu halka açık toplantı da yapıldı. Şimdi ne olacak peki? Bir inşaat için başlatılan emirname değişikliği, şimdi tüm bölge için uygulamaya girecek. Kahverengiler mavi olacak… İnşaatlara daha çok zemin, daha çok kat, yeni inşaat bölgeleri… Engellemek mümkün mü artık! Halka açık toplantı da yapıldı ya… Daha ne! Hade vinçler, dozerler çalıştırın motorları…
---------------------------------------------
"Kesin olan bir şey var. Bir şeyin doğruluğundan şüphe etmek. Şüphe etmek düşünmektir. Düşünmekse var olmaktır. Öyleyse var olduğum şüphesizdir. Düşünüyorum, o halde varım. İlk bilgim bu sağlam bilgidir. Şimdi bütün öteki bilgileri bu bilgiden çıkarabilirim."
René Descartes