‘BAL’ı yazacaktım günlerdir, öteledim.
‘Kantara dağ balı’ değil bu...
Ne tadı var aslında, ne tuzu...
***
Tüm okurlarımız ‘futbol’ takipçisi olmayabilir.
Bu nedenle önce anlatalım.
Futbol kulüplerimiz elde avuçta kalmış ender değerlerimizden.
Kimi 100 kimi 80 senelik camialar, tümünde 5 yaşından 35’ine nice cevher var.
Bu topraklarda ‘Kraliçe’ye selam durulan günlerden cemaate, ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’nden otonoma, ‘federe’ devletten ‘KKTC’ye görüp, geçirmişler.
Gençliğe verilen en yaygın, örgütlü, sosyal ve sağlıklı hizmetlerden biri.
Ancak ‘dünyaya’ kapılar kapalı.
Kendi içimizde oynuyor, avunuyoruz!..
Niye?
Çünkü ‘ligimizi’ dünya tanımıyor.
Kıbrıs’ta “tanınmış” tek lig var.
Türkiye dahil, dünyanın tanıdığı tek lig, güneyde ‘KOP’...
Yani ‘Kıbrıs Futbol Birliği.’
Ve yönetimde Kıbrıslı Rumlar var...
***
‘Dünya’nın ligine girmemiz için KOP’a üye olmamız isteniyor.
Bu durumda hemen sesler yükseliyor:
“Eriyeceğiz, yama olacağız, yok olacağız, kabul edemeyiz!..”
Vay canım vay!..
Peki şimdi ne oluyor?
Kıbrıslı Türk futbolcular birer ikişer Türkiye’ye gidiyor.
Nereye mi?
“BAL”a!
Siz bakmayınız tatlı adına, açılımı:
“Bölgesel Amatör Lig!..”
Bakar mısınız geldiğimiz noktaya...
“Bölgesel” bir ligde, “amatör” oynamaya devam edeceğiz, üstelik “yurttaşlık” değiştirerek, “dünyayı” uzaktan izleyerek ve Türkiye’nin en alt, en iddiasız ligine kadar düşerek.
‘Bireysel’ temsiliyetle!..
Kulüplerimizin önünü açacak tek bir ‘pırıltı’ olmadan...
Dahası, futbolcularımız bu liglere giderken, onları yetiştiren kulüplere de ‘tek kuruş’ para ödenmeden, izni alınmadan, hatırı sorulmadan.
***
Evet, gençler ‘bireysel’ bir kurtuluşla karar veriyor, doğaldır...
Peki ‘toplumsal’ hakkımız ne olacak?
Niye şimdi kimse isyan etmiyor.
ERİMEK tam da bu değil mi?
Artık yapmamız gereken çok da eşelemeden ‘KOP’a üyeliktir.
Bu üyelik en azından bize “bölgesel” bir ligin değil, ‘dünyanın’ kapılarını açacak.
Hem de Kıbrıs kimliğiyle...
‘BAL’ yerine ‘BALLI BÖREK’...