Tarihinde ilk kez Süper Lig’de mücadele eden Değirmenlik, komşusu Cihangir’e konuk oldu. İlk kez en üst ligde karşı karşıya gelen Mesarya temsilcilerinin karşılaşması çok keyifsiz geçti. Goller de olmasa futbol adına sahada neredeyse hiç bir şey yoktu diyecektim.
Özellikle maçın ilk yarısında kısır döngü içinde ne yaptığını bilmeyen bizim deyimimizle “bamba gümba” bir futbol vardı. Her iki takım da uzun toplarla şuursuz ve organize olmadan ataklar geliştirmeye çalıştı.
Bu da açıkçası futbolseverlerin canını sıktı. Hatta bir ara Mehmet Ali Özgürgün bile saha kenarında takımının “berbat” futbolu karşısında çöp konteynerini tekmeledi.
*****
Kazanan Değirmenlik takımından başlayalım. Yukarıda da bahsettim. İlk yarıda sahada futbol adına hiç bir şey yoktu.
Ancak Değirmenlik’in bu maçta takım savunmasını iyi yaptığını söylemek çok da yanlış olmaz. Özellikle savunmada Sercan ve Gençali, Cihangir’in forvetleri Mete ve Amadou’ya adım attırmadı. Maç boyunca bu ikiliyi iyi savundular.
Orta sahada da Haşim Girgin’in ve Celal Habeşoğlu’nun dinamik futbolu Cihangir’in ataklarının başlamadan bitmesine sebep oldu. Değirmenlik’te zayıf halka kanatlar olarak görünüyor.
Zira “ölü” Cihangir biraz daha akıllı oynasa ve kanat bindirmelerinden kazandığı pozisyonlarda doğru pas tercihleri yapsa gol bulması içten bile değildi.
Haftalardır futbolun içindeki herkes Amani ve Victor’dan söz ediyor. Pek de haksız değiller.
Adamlar ciddi anlamda bu ligde fark yaratıyor. Hiçbir takım fark etmeksizin ligdeki tüm savunma oyuncularına zor anlar yaşatıyorlar. Cihangir savunmasının maç boyunca yaptığı iki ciddi hatada da affetmediler.
Günlerinde oldukları zaman takıma inanılmaz katkı sağlıyorlar.
Hatta geçen haftaki Yenicami mağlubiyeti bu oyuncuların ne kadar önemli olduğunu gösterdi.
Zira Amani’siz Değirmenlik’in hücum gücü bu maçta çökmüştü.
Bu maçta Amani’nin varlığının saha içerisindeki futbolculara inanılmaz bir özgüven verdiği ortada.
Takımdaki tüm planlar bu oyuncular üzerine kurulu.
*****
Cihangir takımı ise beni hayal kırıklığına uğratmaya devam ediyor.
Bir takım kötü oynar, gününde olmaz. Bunu anlarım.
Ancak bir takımda ruh yoksa saha içinde 2-3 futbolcu dışında kimse mücadele etmiyorsa, bunun altında başka şeyler ararım.
Cihangir’den “dün çok iyiydi” diyeceğim tek bir futbolcu bile yok. Savunma ne yaptığını bilmiyor. Geriden oyun kurmuyor, basit hatalar yapıyor. Orta saha, forvetle savunma arasındaki pas bağlantısını yapmıyor, yapamıyor. Orta sahadaki mücadelelerin çoğunu Cihangir oyuncuları kaybediyor.
Kanatlarda Hasan Yaşınses ile Mikail çalışıyor, bindiriyor ancak son pas tercihleri yanlış.
Fırat Ersalan psikolojik olarak büyük bir çöküntü içinde. Bu net. Mete Sağır’ın geçen yılki halinden eser yok. Yanlış koşular yapıyor, dönen topları takip etmiyor. Amadou’nun tek artısı güçlü fiziği, ancak onu da kullanamıyor. Mete’ye Fırat’a veya İrfan’a pozisyonlar yaratması boş alan yaratması gerekirken bunları yapmıyor. Cihangir’de kimse Mehmet Ali Özgürgün’de suç aramasın. Takımda istek yoksa arzu yoksa takım mücadele etmiyorsa bunda teknik adamın suçu ne? Bu takımın bir an evvel toparlanması gerekli. Aksi takdirde, herkesin herkesi yeneceği bu ligde Cihangir takımını alt sıralarda mücadele eden bir takım olarak görürüz.