Rum tarafı Ekim ayında Barbaros gemisinin bölgede sismik araştırma yapmak üzere savaş gemileri eşliğinde bölgeye geleceğinin Türk hükümeti tarafından duyurulmasının ardından görüşmelerden çekilmişti.
Görüşme masasına dönmek için de savaş gemileriyle beraber Barbaros sismik araştırma gemisinin de geri dönmesini şart koşmuştu.
Bu tarihten sonra başta BM olmak üzere AB, ABD ve garantör ülkeler İngiltere, Türkiye ve Yunanistan görüşmelerin yeniden başlaması için ara formüller üzerinde çalışma yapıyorlardı.
Türkiye hem geri adım atmış pozisyona düşmek istemiyor, hem de görüşmelerin bir an önce başlaması için formül arıyordu. Davutoğlu’nun Yunanistan ziyareti, İngiliz Başbakanı David Cameron’un Ankara ziyareti, Eide’nin taraflarla görüşmeleri, ABD dışişleri bakanı ve başkan yardımcısının Türk yetkililerle görüşmeleri hep bu yönde ara formül yaratma amaçlıydı.
Anlaşılan bu ara formül nihayet bulundu. Dün ilk kez basın önüne çıkan ve konu ile ilgili kamuoyuna geniş açıklamalar yapan yeni müzakereci Ergün Olgun satır aralarında bu formülü açıkladı.
Olgun basın brifinginde Kıbrıs Türk tarafı adına Türkiye’nin ilan ettiği Navtex çerçevesinde çalışma yürüten Barbaros Hayrettin Paşa sismik araştırma gemisinin araştırmalarını tamamlamak üzere olduğunu, bunun yanında teknik gerekçelerle Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından yaptırılan araştıma çalışmalarının da durma olasılığının bulunduğunu belirtti ve “Böyle bir fırsat varsa, tarafların duraksama dönemi olacaksa Kıbrıs Türk tarafı bunu sağlıklı değerlendirip, ön şartsız müzakere masasına dönülmesinin sağlanması çabası içerisindedir” dedi.
Bu durumda Ekim ayında Türkiye’nin duyurduğu Navtex gereği 30 Aralık’ta geri dönecek olan Barbaros gemisi için yeni bir Navtex yayımlanmayacak. Rum Tarafı da 9’uncu parselde çalışmalarını durdurmasından sonra başka bir parselde arama çalışması başlatmayı şimdilik planlamayacak.
Böylece Ekim ayında kesilen görüşmeler Ocak ayında yeniden başlayabilecek. Anladığım kadarıyla ara formül bu. Bu da sorunları şimdilik erteleme üzerine kuruldu.
Bu arada Rum lider Anastasiadis de sağlık problemlerini hallederek sağlıklı biçimde adaya döndü. Umarım yeni yılın hemen başında başlaması öngörülen görüşme sürecinde bu kez hızlı adımlar atılabilir. En azından taraflar karşılıklı olarak neleri verip, neleri alacaklarını önyargısız görüşebilirler.
Ancak bunun mümkün olacağını sanmıyorum. Çünkü Eroğlu şimdiden seçime hazırlanıyor. Her ne kadar da birkaç ay önce aday olup olmayacağını soran gazetecilere “benim şeçim düşünecek halim mi var, ben şimdi görüşme sürecine konsantre oldum” demişse de inanmayın. Eroğlu o gün de, şimdi de hep seçimi düşünmektedir.
Nisan 2010’da seçilen Eroğlu 5 yıldır görüşüyor. Ama bu sürede bir milim ilerleme sağlanamadı. Bu sürede elimizde olan tek ilerleme ortak açıklama metnidir.
Üstelik bu metnin altında imzası olmasına karşın Eroğlu tarafından benimsenmediğini, metnin hazırlık sürecinde Dışişleri Bakanı Özdil Nami’nin devreye girdiğini, metnin oluşmasından sonra da dönemin TC Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun Kıbrıs ziyareti sırasında Eroğlu’na kabul ettirildiğini artık herkes biliyor.
Bu durumda üstelik de KKTC Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasının başladığı bu günlerde görüşme masasında herhangi bir ilerleme beklemek “ölü gözünden yaş beklemek” demektir.
Görüşmeler Ocak ayında başlayabilir. Ama Nisan seçimlerine kadar herhangi bir ilerleme olmaz. Görüşmelerin yeniden ivme kazanması için Nisan seçimlerini beklememiz gerekir. Çözüm isteyen ve çözüm istediğini her fırsatta ortaya koymaktan çekinmeyen Kıbrıs Türk halkı “çözümsüzlük çözümdür” zihniyetinde birini yeniden o göreve getirmez diye düşünüyorum.