Zehra AZİZBEYLİ
zehra.beyli@gmail.com
30 Mayıs Pazartesi... Saat 13.00 itibarıyla dünyadan haberlere bakıyorum: Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, Libya açıklarında bir dizi teknenin batması nedeniyle en az 700 göçmenin boğularak ölmüş olmasından endişe edildiğini açıkladı. Irak’ın Felluce şehrini IŞİD’den geri almaya çalışan Irak ordusunun bugün yeni bir harekâtla şehre girdiği belirtildi. Fransa grevde: Sendikalar ve hükümet karşı karşıya, Türkiye-Hırvatistan maçında terör saldırısından korkuluyor, Irak’ın başkenti Bağdat ve çevresinde düzenlenen bir dizi bombalı saldırıda en az 17 kişinin öldüğü bildiriliyor. Nijerya’da silahlı bir grup boru hattını uçurdu, Türkiye’de otobüs muavininden uyuyan kadın yolcuya akıl almaz cinsel taciz... Kısacası, her gün fark etmeden savaş, çatışma, ölüm, taciz haberleriyle sarsılıyoruz. Kişisel olarak sorulduğunda herkes barıştan yana olduğunu söylese de ailemizdeki, toplumumuzdaki, ülkemizin içinde ve dışındaki sorunları çözmede her zaman şiddetin ön plana çıkmasının endişe verici bir boyuta geldiği bir gerçektir. İstemeden de olsa içimize işleyen bu şiddet kültürünün hayatımızdaki varlığıyla, hepimiz bu kültürün bir parçası haline geliyoruz. Peki, bütün bunlara karşı ne yapılabilir? Ve biz bireyler olarak ne yapabiliriz? Öncelikle, barışın anlamını iyice anlamalı ve anlatmalıyız. Barış kelimesinin sözlükteki tanımı, en genel haliyle, savaş içinde olmayan bir ülkenin durumu şeklinde verilse de, bu sınırlı anlatım günümüzdeki koşulları açıklamaya yeterli olmamaktadır. Barış; uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan şiddetsiz bir ortam içerisinde yaşama, adalet, eşitlik, refah, kendi kendini yönetme hakkı ile tanınma, dil, din özgürlüğüne sahip olma gibi pek çok önemli konuyu içermektedir. Barış çalışmalarını başlatan en önemli isimlerden biri olarak kabul edilen Prof. Johan Galtung’a göre (1969) “negatif barış-pozitif barış” kavramı üzerinde durulduğunda günümüzdeki genel barış anlayışının, savaşın olmama hali olarak ifade edilen “negatif barış” kavramı üzerinde yoğunlaştığını görüyoruz. Oysa, barışın ikinci boyutu olan “pozitif barış” kavramı, en basit haliyle, huzurlu toplumları oluşturan ve sürdüren davranışlardan, kurumlardan ve yapılardan oluşur. Bu faktörler, ayrıca, insan potansiyelinin gelişimini sağlayacak olan en uygun ortamı yaratıp, birçok diğer olumlu sonuca da yol açar. Bu açıdan, bir topluma barış kültürünü eğitimle tanıtarak, varolan çatışmalara çözüm bulma amacıyla yola çıkılabilmelidir. Peki, bu ne demektir? Barış kültürü eğitimi, insanların barış yapma becerilerini geliştirerek, içlerindeki öfkeyi yönetebilmelerini, affedebilmeyi ve aktif dinlemeyi öğrenmelerini ve anlaşmazlıklara şiddet içermeyen yaratıcı çözümler bulmaları için gereken becerileri edinmelerini sağlar (Arslan, 2015). Barış kültürü, “bireylerin haklarından faydalandığı ve başkalarının haklarına saygı gösterip koruduğu; eşit kaynak dağılımının yapıldığı; bugünkü ve gelecek nesillerin ihtiyaçlarının karşılandığı; toplumların demokratik ve bireylerin karar alma mekanizmasının bir parçası olduğu; anlaşmazlıkların ve sorunların (şiddete ve savaşa başvurulmadan) barışçıl yollardan çözüldüğü; ve hükümetlerin, yukarıda belirtilen noktaların teşvik edilmesinde, sivil toplumla birlikte aktif rol aldığı bir kültürdür” (BM Genel Kurulu, 53/243, 1999, akt. Education for Culture of Peace, 2015 < http://www.e4cp.org/tr/baris-kulturu-egitimi-nedir/>). Etrafta bu kadar şiddet unsuru varken, barışın inşa edilebilmesi ve devamlılığının sağlanabilmesi için okullarda, çocuklara küçük yaşlardan itibaren yapıcı ve barışçı, çatışma çözüm seçeneklerinin sunulması gerekmektedir. Böylelikle, bireylere daha küçük yaşlardan barışçıl bir zihin yapısı kazandırılıp, anlaşmazlıkları şiddetsiz çözümlerle sonuçlandırabilecekleri yöntemler sunulabilir (Arslan, 2015).
Kıbrıs’ta şu anda yürütülmekte olan “Barış Kültürü Eğitimi Projesi”ne (1) göre eğitimin, barış kültürünün teşvik edilmesinde çok önemli bir rolü vardır. Buna göre, her yaş için uygulanabilecek eğitime ilişkin farklı alanlar tanıtılarak barış kültürünün yaratılması sağlanabilir. Bu alanlar, aslında birbiriyle bağlantılı konuların işlenmesiyle, toplumsal cinsiyet çalışmalarına, insan güvenliğine, kalkınma çalışmalarına, kültürlerarası eğitime, vatandaşık ve demokrasi eğitimi ile göçmen eğitimine dikkat çekerler. Barış kültürü eğitimi, barış kültürünü geliştirmek için bir yöntem olarak düşünülebilir. Uluslararası hukuk ve insan hakları sözleşmeleri, bu alanı destekleyen ve güçlendiren temel yapı taşlarıdır (Education for Culture of Peace, 2015 < http://www.e4cp.org/tr/baris-kulturu-egitimi-nedir/>). Barış kültürü eğitimi, bir bütün olarak kabul edilmektedir. Buradaki amaç, barış kültürünün temel unsurları olan kültürlerarası saygı, uzlaşma ve dayanışmanın ilerletilmesi, savaş kültürünün ortadan kaldırılması, insan hakları ve sorumluluklarının teşvik edilmesi, iç huzurun sağlanması, adalet ve merhamet içinde yaşamın sürdürülmesi, doğa ile uyum içinde yaşanması gibi konularda yapılan çalışmalarla, gençleri, aileleri ve sivil toplumu kapsayacak tabandan yukarıya doğru bir yaklaşımla sosyal değişimi başlatmak ve mevcut eğitim sistemi aracılığıyla barış kültürünü yaşatacak bir ortam yaratmaktır. Yaşadığımız yüzyılda barış artık statik bir siyasi durum değil, sürekli değişen ve yaşayan dinamik bir süreç olarak algılanmaktadır (Sandıklı, 2012). Barış bir süreçtir ve bu süreci değerlendirebilmek için barış kültürünün yaratılmasına ihtiyaç vardır. Evet, barış, inişli çıkışlı ve ulaşması zor bir süreç anlamına gelebilir. Ancak, Gandhi’nin de demiş olduğu gibi, “Barışa giden yol yoktur, barışın kendisi bir yoldur” (2).
-----------------------------------------
Notlar
(1) Kıbrıs’ta Uzlaşma Aracı Olarak Barış Kültürü Eğitimi, 2014 yılında başlayan, POST Araştırma Enstitüsü (POST RI) tarafından Tarihsel Dialog ve Araştırma Derneği (AHDR) ile işbirliği içerisinde yürütülmekte ve Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilmekte olan üç yıllık bir projedir.
(2) There is no way to peace, peace is the way
Kaynaklar
Arslan, H. K, (2015) ‘Barış kültürü için, Barış Eğitimi’, Hürriyet, 9 Kasım 2015, Çevrimiçi 30 Mayıs 2016, ,<http://www.hurriyet.com.tr/baris-kulturu-icin-baris-egitimi-40011521>.
Education For a Culture of Peace, (2014) ‘Barış Kültürü Eğitimi Nedir?’, Çevrimiçi 30 Mayıs 2016 <http://www.e4cp.org/tr/baris-kulturu-egitimi-nedir/>
Galtung, J. (1964) An Editorial. “Journal of Peace Research”, 1(1), 1-4
Galtung, J. (1969) Violence, Peace, and Peace Research, “Journal of Peace Research”, 6(3), 167-191
Sandıklı A, (2012) ‘Teoriler Işığında Güvenlik Savaş Barış ve Çatışma Çözümleri’, Bilgesam Yayınları, İstanbul
United Nations Educational, Scientific and Cultural Organization (UNESCO). (2005
Yılmaz, Ö. (2011). “Öğretmen ve Gençlik Çalışanları için Barış Eğitimi Rehberi”, Ateş Matbaası: İstanbul
Refspace, Mahatma Gandhi Quotes, <http://refspace.com/quotes/Mahatma_Gandhi/Q803>