Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı Güven ve İşbirliği için Hareket (UNDP- ACT) tarafından desteklenen Girişimci Barış İnisiyatifi’nin düzenlediği Malta toplantısı, 18–20 Eylül tarihleri arasında Malta’nın başkenti Valetta’da gerçekleştirildi.
UNDP’den yapılan yazılı açıklamaya göre, Barış Örgütü ENGI tarafından da desteklenen ve “İki Toplum birlikte çalışarak barış sürecini nasıl daha kapsamlı hale getirebilir?” sorusuna cevap aranan toplantıda Kıbrıs’ın yanı sıra, Güney Afrika, Bosna-Hersek ve Kuzey İrlanda’dan da katılımcılar hazır bulundu.
Toplantıda Haziran 2013 tarihinde dünyanın önde gelen arabulucularının katıldığı atölye çalışmaları kapsamında düzenlenen toplantıda, atölye çalışmaları pratiğe döküldü.
Toplantının ilk gününde iş dünyası temsilcileri Kıbrıs sorununun çözümünün toplum ve ekonomi üzerindeki olumlu etkilerini tartıştı.
Tartışmalarda, çözümle birlikte ortaya çıkacak yeni iş sahaları yanında, mevcut sektörlerde işbirliği fırsatları da irdelendi.
İş dünyası temsilcileri, Yeşil Hat Tüzüğü üzerinden yapılan ticaretin faydalarını da ele aldı.
Toplantının ikinci gününde ise, dünyaca ünlü arabulucular Jeffrey Donaldson, Danny Morrison (Kuzey İrlanda), Roelf Meyer, Mohammed Bhabha, Ivor Jenkins (Güney Afrika) ve Ljuljjetta Goranci Brkić, Ismeta Dervoz (Bosna-Hersek) birer sunum yaptı ve kendi barış süreçlerinden örnekler verdi.
1990’larda, Güney Afrika’daki ayrılıkçı Apertehid rejimi ile ülkenin büyük çoğunluğunu oluşturan siyahi Afrikalılar arasında süregelen sorunların barışçıl yollardan çözümlenmesine büyük katkı koyan Roelf Meyer, toplantının açılışından sunum yaptı.
Meyer, bir sorunu çözmek için müzakere eden toplumların “gelecekten ne istediklerine odaklanmalarını ve geçmişte yaşanan şeyleri tekrar olacakmış gibi ‘korumacı’ bir zihniyete bürünmemeleri” gerektiğini söyledi.
Konuşmasında, kendisinin Güney Afrika çözüm sürecinden yaptıklarını da detaylı olarak anlatan Meyer, barış sürecinin olumlu sonuçlanması için, toplumların “geçmişte yaşanan sorunların bir daha yaşanmayacağına ilişkin yeni bir zihniyet içine girmeleri” gerektiğini söyledi.
Meyer ayrıca, müzakere sürecinin “transparan” olması ve toplumlara düzgün bir şekilde ve açıkça anlatılması gerektiğini söyledi.
Bunun toplumların desteğini almada hayati öneme haiz olduğunun altını çizen Meyer, müzakere ile sorun çözmede bir diğer önemli unsurun da toplumlar arasındaki güven artırıcı önlemler olduğuna işaret etti.
Meyer, süregelen sorunların insanlarda değişim ihtiyacı hissettirdiğini ve bunun için her iki toplumun da çaba göstermesi gerektiğini ekledi.(tak)