Kıbrıs Rum Meclisince alınan ENOSİS kutlama kararı küçümsenecek bir konu değildir.
Her ne kadar toplumsal yakınlaşmanın ve barış kültürünün eksikliğinden bahsedip süratle bu yönde adımlar atılmasını istesek de, Kıbrıslı Rum sağ siyasi elitlerin Kıbrıs için yıkım olan siyasetlerin başında gelen bir konuyu gözardı etmeleri başlı başına bir sorundur. Dolayısıyla bu konuyu yok farz etmeden önümüze bakmalı ve adil olmalıyız.
Adil olmalıyız derken, federalist vizyonu olan kanaat önderi bireylerin, Cumhurbaşkanı ve ekibinin, yirmi aylık performansı, yapıcılığı ve iradesini göz ardı etmeden değerlendirme yapması gerekir, diye düşünüyorum.
Yaşanan kriz bize tarihi bir uyarıdır. Kıbrıs Rum merkez partisi hala daha bu yönde bir kutlama “olabilir” diyorsa, bu bir sorundur ve bunun sorgulaması yapılmalı, hesabı sorulmalıdır.
Hakkını vermek gerekir ki, AKEL bu bağlamda çok net bir tavır almış olup, son dönemde oldukça etkin ve sorumlu bir siyasi çizgi izlemiştir. DİSİ ise duvara vurmuştur. Bunu bir kenara yazmamız lazım.
AKEL’in önemi, DİSİ’nin ise kafa karışıklığı bu kriz ile bir kez daha ortaya çıktı. Bu bağlamda Sn.Anastasiades’in ayağına kurşun sıkan doğrudan DİSİ olmuştur. Kıbrıs Rum Ulusal Konseyinin ulusal siyasetimizde ENOSİS yoktur, ama Kıbrıslı Türkler de bu işi abarttı diye olaya bakması, yine empati kurmaktan çok uzaktır.
Malum DİSİ Annan Planı’na evet demiş bir partidir. Bu gerçeği her zaman dile getirdik. Ne DİSİ’nin ne de ciddiye alınacak başka bir siyasi partinin ENOSİS gibi bir siyaseti olmadığı da açıktır. Bu konu ile Kıbrıs Rum toplumu hesaplaşmış ve bunu 1974 müdahalesine zemin hazırlayan en önemli gerekçelerden biri olarak not etmiştir. AB üyesi bir devletin bundan sonra bu yönde bir eğilimi de olmaz diye düşünebiliriz. Ancak, kültürel olarak ENOSİS düşüncesinin toplumdaki varlığı, siyasi perspektife, projeye dönüşmese de önemlidir. Bu düşüncenin kültürel kökleri, ortak bir yaşam için yok edilmesi gerekirken, “gözden kaçması”, “gözardı edilmesi”, “zamanlama hatası olarak değerlendirilmesi” başlı başına sorundur.
DİSİ Başkanı Sn.Averof Neofitu’nun, zamanlama hatası diye açıklama yapması bile başlı başına sorunludur. Neofitu, ENOSİS fikri hiçbir açıdan kabul edilemez, yanlış yaptık, düzelteceğiz özür dileriz demeliydi. Eğer barış mevzubahis ise, önceliği ise, ortak devlet söz konusu ise bunu diyebilmeliydi.
Müzakere sürecinin iklimi ve içeriği bu noktadan sonra istesek de istemesek de değişmiştir. Bu noktadan sonra masada işler çok daha zor ve ağır şartlarda olacaktır.
ENOSİS kararının düzeltilmesinden sonra, masaya elbette dönülmelidir. Kriz bize bir fırsat sunabilir.
Barış istiyorsak, birbirimizi gözetiyorsak, ortak olacaksak, ortak bir gelecek tasavvur edeceksek mutlaka sırtımızdaki hastalıklardan kurtulmalıyız. İyileşmeliyiz…
Tedavi edilmemiş toplumsal hastalıklar mutlaka gün gele sizi gelir bir yerden vurur. Ben olayı bu şekilde okuyorum.
Tedavi olmadan, yani barış kültürü geliştirmeden de eskiden beri üzerimize bir yük olarak varlığını korumuş bu tür sorunlar yüzleşmediğimiz sürece bir bir gelip önümüze çıkacak.
* * *
Sn.Cumhurbaşkanı,
Masa yeniden kurulmalıdır. Diyalog için sizin girişimde bulunmalı, haklı taleplerinizin hayat bulması konusunda rol almalısınız. Ancak iki masa. İki paralel masa. Birincisini biliyorsunuz.
İkincisi ise, barış kültürü için kurulmalı. Sonuç alıcı adımlar atılmalı. Barış kültürü, siyasi eşitlik kadar önemlidir. Hani olmazsa olmaz dediklerimiz var ya…Barış kültürü bunların başında olmalıdır. Barış ancak kültürünü ürettiğimiz zaman gerçek olur. Bugüne dek sürekli imza sonrasına, yani yarına ertelendi.
Bugün gördük ki yarın değil bugünden yarına bunu sağlarsak başarılı olabilir, barışı kurabiliriz. Çok geç olmadan.
Saygılarımla.