Gazeteci Şener Levent: “Avrupa’daki kriterlere göre; barış için, savaş karşıtı bir konuda verilen mücadele, bu uğurda çekilen sıkıntılar ödül verilmesinde etkili olan unsurlardır”
Mağusa İnsiyatifi’nden Dağlı: “Bu ödül, çözüme yönelik koyduğumuz katkılardan dolayı iki toplumlu yapımıza, iki toplumlu çalışmalara yönelik verilen bir ödüldü”
Didem MENTEŞ
Avrupa Parlamentosu’nun her yıl verdiği ‘Avrupa Yurttaşlık Ödülü’ne bu yıl Kıbrıs’tan Gazeteci Şener Levent ve İki Toplumlu Mağusa İnsiyatifi layık görüldü.
Avrupa Parlamentosu’nun her yıl 28 üye ülkesi içinde seçilen kişiler arasından, bu yıl parlamentodaki Kıbrıs milletvekilleri Gazeteci Şener Levent ve Mağusa İnsiyatifi’ni önerdi.
Eylül ayında Kıbrıs’ta, 9-10 Ekim ayında ise Brüksel’de yapılacak törende ödüller sahiplerine takdim edilerek onurlandırılacaklar.
‘Avrupa Yurttaşlık Ödülü’ne layık görülen Afrika Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Şener Levent ve İki Toplumlu Mağusa İnsiyatifi Aktivisti Dr. Okan Dağlı, YENİDÜZEN’e konuştu.
Levent: “Savaş karşıtı bir konuda verilen mücadele ödül verilmesinde etkili unsurlardır”
“Avrupa’daki kriterlere göre; barış için, savaş karşıtı bir konuda verilen mücadele, bu uğurda çekilen sıkıntılar ödül verilmesinde etkili olan unsurlardır” diyen gazeteci Şener Levent, DİKO Avrupa Parlamentosu milletvekili Kostas Mavridis, EDEK Avrupa Parlamentosu milletvekili Dimitris Papadakis ve Dayanışma Hareketi lideri ve Avrupa Parlamentosu milletvekili Eleni Teocharous tarafından ödül için önerildiğini söyledi. Ödüle layık gören herkese teşekkür eden Levent, “Aslında beni sağcı partilerin aday göstermesi, sol bilinen AKEL’in ise benim adaylığıma karşı çıkarak başka bir aday göstermesi, benim açımdan ilginç görünüyor” dedi.
Dağlı: “Ödül iki toplumlu yaptığımız çalışmalara yönelik bir ödüldür”
İki Toplumlu Mağusa İnsiyatifi Aktivisiti Dr. Okan Dağlı, AKEL Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin önerisi, DİSİ milletvekillerinin de desteğiyle ‘Avrupa Yurttaşlık Ödülü’ne layık görüldüklerini belirterek, Mağusa İnsiyatifi’nin iki toplumun yakınlaşması ve bir arada bulunması ile ilgili barış sürecine koyduğu katkılardan dolayı ödüle layık görüldüğünü açıkladı.
Dağlı,“Aslında verilen ödül bu iki toplumlu yapımıza, iki toplumlu yaptığımız çalışmalara yönelik verilen bir ödüldü” dedi.
Levent: “Aslında beni sağcı partilerin aday göstermesi ilginç görünüyor”
Gazeteci Şener Levent şunları söyledi: “Genellikle Avrupa’daki kriterlere göre, barış için, savaş karşıtı bir konuda verilen mücadele, bu uğurda çekilen sıkıntılar, ödül verilmesinde etkili olan unsurlardır. Bu yıl verilen Avrupa Yurttaşlık Ödüllerin Kıbrıs’ta ikiye ayrıldı. 2015 yılında da böyle olmuştu. Bu yıl ödüllerin biri bana biri de İki Toplumlu Mağusa İnsiyatifi’ne verildi. Avrupa Parlamentosu’nda Kıbrıs’tan 6 milletvekili var. Adayları öneren onlar oluyor. Daha sonra da parlamentonun seçici kurulu, bu adaylar arasından seçimini yapıyor. Beni adaylığa önerenler; DİKO Avrupa Parlamentosu milletvekili Kostas Mavridis, EDEK Avrupa Parlamentosu milletvekili Dimitris Papadakis ve Dayanışma Hareketi lideri ve Avrupa Parlamentosu milletvekili Eleni Teocharous oldu. Mağusa İnsiyatif’ini önerenler ise iki AKEL Avrupa Parlamentosu milletvekili ve DİSİ Avrupa Parlamentosu milletvekili oldu. Orada tek bir aday konusunda birleşmemişler, kendi aralarında tartışmalar olmuş. Her ikimiz de seçici kurula aday olarak gittik ve ikimize de ödül verilmiş oldu. Kıbrıs gibi ödül de ikiye bölündü…
Beni 2015 yılında da layık göstermişlerdi. Ancak o zaman kazanamamıştım, ödül verilmemişti. Aslında beni sağcı partilerin aday göstermesi, sol bilinen AKEL’in ise benim adaylığıma karşı çıkarak başka bir aday göstermesi, benim açımdan ilginç görünüyor. Son günlerde bu konuda bazı tartışmalar oldu. Hem Afrika’da da yazdım hem güneyden gazetelerde pek çok değerlendirmeler oldu. Mesela Fileleftheros Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aristos Mihailidis, o yazısında beni desteklemeyen AKEL milletvekillerine sordu: “Şener Levent’te sizi rahatsız eden nedir? İşgali karşı oluşu mu?” Ben de bunun üzerinden yazılarımda yorumlar yaptım. AKEL sol bir parti olarak bilinmesine rağmen, kuzeyde işgale ve garantilere karşı çıkmayan kesimlerle işbirliği yaptığını, bizimle de yapmadığını yazdım. Bu yazımın Politis gazetesinde yayınlanmasından sonra AKEL Avrupa milletvekili Hacıyeorgiu önceki gün Avrupa Parlamentosu kürsüsünde konuşma yaptı. Benimle dost olduğunu, mücadele arkadaşı olduğumuzu, aynı zamanda meslektaş olduğumuzu ve beni çok sevdiğini de söyledi. Ama benim bir yanlış yaptığımı ileri sürerek; “Şener Levent beni ve partimi, Türk işgalinin, Türk garantisinin yanında durmakla suçladı” dedi ve bunu kınadı. Ancak orada bir hataya düştü çünkü ben öyle bir şey yazmadım. Orada bu konuşmayı karar verdiğine göre demek ki her şeyden önce benim ilgili yazımı, salonda okuması gerekirdi. Onu okumadan böyle bir suçlama yapmasını doğru bulmadım ve bunu da bugün (önceki gün) Politis’de yazdığım açık bir mektup ile bildirdim. Bana 20 Haziran’da güneydeki ofisten buradaki ofis direktörü, gelip Avrupa Parlamentosu’nda ödül kazandığıma dair yazısını getirecek. Eylül ayında güneyde, Avrupa Ofisinde ödül töreni düzenlenecek. Ayrıca Ekimde de Avrupa Parlamentosu’nda bütün 27 ülke kazananlarıyla birlikte bir ödül töreni daha düzenlenecek. Beni bu ödüle layık görenlere teşekkür ederim”
Dağlı: “Çözüme yönelik koyduğumuz katkılar nedeniyle ödüle layık görüldük”
Mağusa İnsiyatifi Aktivisiti Dr. Okan Dağlı, şunları söyledi: “2010 yılında Mağusa İnsiyatifi kurulurken belli bir görüşler bütününde ortaya çıktık. Bir deglerasyon yayınladık. Özelde Mağusa’nın sorunlarıydı ama gelişen süreçte biz Mağusa’nın sorunlarıyla ilgili değil ki Mağusa’nın bu sorunları da Kıbrıs sorununun çözümsüzlük nedeniyle yarattığı sorunlardı. Mağusa’da gerek limanın gerek Maraş’ın gerekse Suriçi’nin durumu Kıbrıs sorunundan, çözümsüzlükten nasibini alan sorunlardır. Onun için bunları biz sadece Kıbrıs sorunun dışında düşünmek mümkün olmadığı için genelde Kıbrıs sorununun çözümüne de vurgu yaptık. Ama öncelikle de Mağusa’nın sorunlarının çözülmesi, Mağusa’nın geçmişte çok kültürlü yapısına vurgu yaptık. Kıbrıs’ta yaşanan sorunların mikro ölçeği Mağusa’da da yaşandı. Kentin ikiye bölünmesi, dikenli tellerle bir şekilde ortadan ayrılması ve bir yarısında yaşayan insanların, o bölgeden uzaklaştırılması ve hala daha dönememesi, içimizi kanatan bir yaraydı. Aynı zamanda geçmişte Mağusa Limanı’nın en önemli limanıyken şuanda tamamen devre dışında kalan bir liman pozisyonuna girmesi, o günler için Mağusa Suriçi’nin terk edilmişliği bizi hep bu çalışmalara iten noktaydı. O nedenle 2010’da bu sorunları ve bu sorunların nasıl çözüleceğini de söyleyerek ortaya çıktık. Birçok eylemler ve görüşler ortaya gördük ve toplumda da ciddi bir meşrutiyet kazandık. Sözü dinlenen bir yapımız oldu. Tabi daha sonra görüşlerimizi bir şekilde duyan, Mağusalı Rumlar da bize sempati duymaya başladı ve 2013 yılında İki Toplumlu Mağusa İnsiyatif yapısı doğdu. Mağusalı Kıbrıslı Rumlar da ‘bu görüşlerinizi altına imza atıyoruz, biz de zaman zaman sizle ortak çalışmalar yapabiliriz’ diyerek onlar da bize katıldı. Aslında verilen ödül bu iki toplumlu yapımıza, iki toplumlu yaptığımız çalışmalara yönelik verilen bir ödüldü”