Barışı inşa etmek…

Malum nedenlerle 2004 sonrasında çözümle ilgili umutlar azaldı. İç ve dış etkenleri sıralayabilir, suçlu arayabilir, öfkelenebilir, “kaderimiz buymuş” deyip dünyaya küsebilirsiniz pekala… Ha bundan kimin haberi olur? Dağa küsseniz ne

 

Malum nedenlerle 2004 sonrasında çözümle ilgili umutlar azaldı.

İç ve dış etkenleri sıralayabilir, suçlu arayabilir, öfkelenebilir, “kaderimiz buymuş” deyip dünyaya küsebilirsiniz pekala…

Ha bundan kimin haberi olur?

Dağa küsseniz ne olursa o!..

Zaten kimsenin de gailesi değil artık, Kıbrıs’ta çözüm oldu mu, olacak mı diye…

Son 10 yıl içinde Kıbrıs dışına her çıkışımda en fazla duyduğum soru “Kıbrıs’ta yeniden birleşme olacak mı?” idi…

Şimdilerde bu soru yerine “Kıbrıs’ta hava nasıl?” diye soruluyor daha çok!..

Geçen ay Brüksel’de, bu hafta başında da Varşova’da bir yığın AB yetkilisi ve 50’den fazla Avrupalı gazeteciyle görüştüm, konuştum.

Çok açık ki herkesin derdi kendine yetiyor!..

AB ülkeleri ‘ekonomik kriz’le yatıp ‘ekonomik kriz’le yatıyor. “Euro bölgesi dağılacak mı, Hırvatistan sonrası genişleme duracak mı, AB bölünmeye mi gidiyor” gibi sorular var gündemde…

Ticaret Odası Konferans Salonu’nda AB Kıbrıs Temsilcisi Andulla Kaminara’nın dün verdiği konferansın iki ana başlığından biri de ‘kriz ve sonrası’ydı.

2012 Haziran başında Dönem Başkanlığı’na hazırlanan AB Kıbrıs Temsilciliği’nin gündeminde Kıbrıs sorunu da var kuşkusuz, ama Brüksel ve diğer başkentler “iki liderin sürdürdüğü müzakerelere destek” mesajından başka bir katkı koyamıyor bu dönemde…

Alexander Downer ve ekibinin çabaları elbette önemli, ancak Ocak’taki zirveyle ilgili çok bir umut olduğunu söylemek doğruyu yansıtmaz.

**

Yukarıda özetlenen atmosferi değiştirmek için iki seçeneği var çözüm isteyenlerin…

Birincisi, oturup Godot’yu beklemeye devam etmek… Gün olur alır başını gelir belki!..

İkincisi, ayağa kalkıp çözümü zorlayıcı bir sürecin düğmesine basmak… Belki Godot’yu gidip, bulup, alıp getirmek!..

“Barış Çalışmaları Merkezi”nin pazartesi başlayacak “Barış İnşa Sürecinde Kıbrıs” başlıklı çalışması, tam da ikinci kategoride anlatılana denk düşüyor.

Kıbrıs’ın iki yakasından ve Ege’nin iki yakasından konuşmacıların bir araya gelecek olması, bu ülke insanının kafasında oluşmuş birçok algıyı tersine çevirmek için bir fırsat sunuyor.

Dünyada ve AB’de süregelen ekonomik krizin göbeğindeyken…

Petrol ve doğal gaz üzerinden bölgede fırtınalar koparılırken…

‘Arap Baharı’ adı altında Ortadoğu yeniden şekillenirken…

Yani kafalar karmakarış, moraller darmadağın olmuşken…

Bir de Kıbrıs’ın kuzeyinde sıkışmışlık, içine kapanmışlık, sosyal-ekonomik-politik-askeri-kültürel-dinsel entegrasyon süreci alabildiğine derinleşmişken…

Tam zamanı yani!..

CTP bünyesinde oluşturulan “Barış Çalışmaları Merkezi”nin ilk etkinliği, yeni bir soluk, yeni bir umut ışığı olmaya aday…

Ha, Godot kendi gelecekse de, hoş gelir!..

 

 

 

 

 

 

 

Arşiv Haberleri