AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, Mağusa İnisiyatifi’nin organize ettiği konferansta, Kıbrıs sorunu ve AKEL heyetinin Türkiye temaslarını anlattı.
Konferansın açılışında konuşan Mağusa İnisitatifi Aktivisti Dr. Okan Dağlı, iki toplumun birbirini tanımaya ihtiyaç duyduğunu belirterek, buna hizmet eden bu tür etkinliklere büyük önem verdiklerini vurguladı. Dağlı, Mağusalıların barışı beyinlerinde oluşturma çabası içinde olduğunu kaydederek, iki toplumun Mağusa’da başlattığı bu yaklaşımın tüm adaya yayılarak Kıbrıs’a barışın gelmesini temenni ettiklerini söyledi.
Konferanstaki konuşmasına iki toplumun birbirini anlamasına katkı koyan etkinliklere büyük önem verdiklerini ifade ederek başlayan AKEL Genel Sekreteri Andros Kiprianu, ilk olarak müzakere sürecine ilişkin değerlendirmelerini dinleyicilerle paylaştı. Kıbrıs sorununa çözüm çabalarının AKEL için büyük önem taşıdığını ifade eden Kiprianu, “son fırsat” ifadesini sevmediklerini ancak mevcut sürecin başarısızlığı halinde ortaya çıkacak sürecin bugünkünden iyi olmayacağı tespitinde bulundu.
Kiprianu, AKEL’in bu süreçte çözüme katkı için elinden geleni yapmaya devam edeceğini belirterek CTP, BKP ve TDP ile bu çerçevede var olan ilişkilerine de dikkati çekti. Müzakere sürecinde varılan görüş birliklerinin de altını çizen Kiprianu, “Yönetim, Avrupa Birliği ve Ekonomi” konularında ilerleme sağlandığını, Mülkiyet konusunun tartışılmaya devam edildiğini anlattı.
Kiprianu, “Mülkiyet” konusunda görüş birliği sağlanmaması halinde diğer konularda sağlanacağını düşünmediğini kaydetti. Mülkiyet sorununun “Mülkün geri verilmesi, tazmin edilmesi ve takas” formülü çerçevesinde çözümleneceği konusunda görüş birliğinin sağlandığını anımsatan Kiprianu, liderlerin ayrıca 23 farklı kriter belirlediğini anlattı. Mülkiyetle ilgili temel sorunun “ilk söz hakkı” olduğunu ifade eden Kiprianu, Kıbrıslı Rumlar olarak ilk söz sahibinin yasal hak sahibi olmasını isterken, Kıbrıslı Türklerin de ilk söz sahibinin bugünkü kullanıcıda olmasını istediğini anlattı.
Güvenlik sorununun da önemine işaret eden Andros Kiprianu, bu konuyu Türkiye’ye yaptığı ziyarette Davutoğlu ve Çavuşoğlu ile ele aldıklarını belirtti. Kiprianu, Davutoğlu’nun Kıbrıslı Türklerin güvenliği konusunda endişeleri bulunduğunu, bu nedenle Türkiye’nin garantisi konusunda ısrarcı olduklarını söylediğini dile getirerek, kendisinin de Kıbrıs sorununun çözümü için iki toplumun endişelerini gözönünde bulundurmaları talebini ilettiğini kaydetti.
Kıbrıs Rum toplumunun Türkiye’nin garantörlüğü konusunda endişeye sahip olduğunu belirten Kiprianu, AB üyesi bir ülkenin ek garantilere ihtiyacı olmadığını savundu. Güvenlik konusunda belli düzenlemelerin yapılabileceğini ve garantörlük dışında bir çözüm bulunabileceğini ifade eden Kiprianu, Davutoğlu’nun kendisine ‘Akıncı ile diğer sorunları çözün, buna günü gelince bakarız’ yanıtını verdiğini söyledi.
Temel Özgürlükler ve İnsan Hakları konusunun da büyük önem taşıdığını dile getiren Andros Kiprianu, hiç kimsenin Temel Özgürlükler ve İnsan Hakları konusunda kısıtlamaları kabul edemeyeceğini söyledi. “En iyi yol Türkiye’yi bulunacak çözümün kendi çıkarına da olacağına ikna etmektir” diyen Kiprianu, Türkiye’nin içinde bulunduğu sorunlardan uzaklaşmasının Ortadoğu, İsrail, Yunanistan ve Kıbrıs ile iyi ilişkilerden geçtiğini savundu. Türkiye’ye, Avrupa Birliği’ne girmek istiyorlarsa Kıbrıs sorunun çözümüne yardımcı olmaları gerektiği mesajını verdik” diyen Kiprianu, çözümün herkesin yararına olacağını vurguladı. Kiprianu, barışı seven herkesi sürece katkı yapmaya çağırdı. Konferans, Andros Kiprianu konukların sorularını yanıtlaması ile sona erdi.
bttk